islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3423
EURO
35,1164
ALTIN
2.307,30
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
21°C
İstanbul
21°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

Birlik ve Bütünlük

Birlik ve Bütünlük
9 Haziran 2017 08:29
A+
A-

Toplumumuzdaki çeşitli hizmet gurupları, dini ve dünyevi anlayış sahipleri de millet denen manevi şahsiyetin birer uzvu ve onun emrindeki faal askerleri gibidirler. Biri diğerini, kötülemez, yaralamaz, yok etmez, belki destekler ve hepsi birleşerek düşmana karşı, olaylara karşı güçlü olur, dimdik ayakta durur, nimetleri de üzüntüleri de beraber yaşar; nimetleri paylaşır, acılara ortak olur.

Birlik ve bütünlük Müslümanlar için ve ülkemiz insanları için son derece önemlidir. Bunu her vesile ile dile getirmek çabasında olmalıyız. Çünkü birlik olmadan millet olmaz, millet olmadan da medeniyet olmaz. Dinimiz birlik dinidir, inancımız tevhid da esasına dayalıdır. Tevhid ise birleştirmek demektir. Fakat ne yazık ki günümüz Müslümanları birlik Müslüman’ı olmaktan hızla uzaklaşmakta, âdeta ihtilaf için yarışmaktadırlar. Ben iyi sen fena, benim yolum doğru seninki yanlış” mantığı ile hareket etmektedirler. Hizmet için, din ve dünya anlayışının doğru olması için yarışmak güzel olup makbuldür, fakat ihtilaf için yarışmak asla doğru değildir. İhtilaf yok olmanın en önemli unsurudur. Aslandan kaçar gibi Müslümanların ihtilaftan kaçmaları, vebadan korundukları gibi ayrılıklardan korunmaları lazımdır. Ayrılık sebeplerini de tespit edip bunları tek tek ortadan kaldırmamız gerekir.

Peki, bu ihtilaftan nasıl kurtularak tek bir vücud gibi, dimdik ayakta kalacağız? Bir bütün olarak nasıl yürüyeceğiz? Bu birliği nasıl sağlayacağız? Esas mesele işte budur. Ancak bunu sağlamak öyle çok kolay bir iş değildir. Neden? Çünkü nefis ve şeytan içeriden ihtilafı körükler, yabancı ajanlar da dışarıdan ihtilaf tohumlarını ekerler, parçalanmayı körüklerler. Düşünmek gerekir ki bir insan hayatta nasıl ayakta durabiliyor, diğer insanlar arasında nasıl diğer varlığını sürdürüyor? Kendini tehlikelere karşı hangi refleksle ve hangi güç ile koruyor?

İnsan bir bütünün adıdır. Vücuttaki tüm organlar onun parçalarıdır. Bu parçaların her birinin farklı işlevi vardır, fakat başka bir uzvun işlevine müdahale etmez, onunla uyum içinde çalışır. El ayağı kesmez, ona darbe vurmaz, kulağı koparmaz, göze saldırmaz, önünü kapamaz, beynin çalışmasını durdurmaz. Hepsi beyindeki şuura göre hareket eder ve bir bütün halinde insan denilen mükemmel varlığı ayakta tutar, onu savunur, onu güçlendirir.

Toplumumuzdaki çeşitli hizmet gurupları, dini ve dünyevi anlayış sahipleri de millet denen manevi şahsiyetin birer uzvu ve onun emrindeki faal askerleri gibidirler. Biri diğerini, kötülemez, yaralamaz, yok etmez, belki destekler ve hepsi birleşerek düşmana karşı, olaylara karşı güçlü olur, dimdik ayakta durur, nimetleri de üzüntüleri de beraber yaşar; nimetleri paylaşır, acılara ortak olur. Hayat da bir bütünden oluşur. Hayatın devamı için yer üzerini kuşatan bitkiler çok çeşitli ve bir birine zıt gibi farklı yapılara farklı görüntülere sahip olmalarına rağmen, bir kısmı zehirli, bir kısmı tatlı, bir bölümü acı olmasına rağmen yan yana, uyum içinde yaşarlar, bir birine zarar vermezler, birlikte hayatın güzelliğini teşkil ederler. Bunları örnek alarak hayatımızı öyle düzenlemeliyiz.

Her Müslüman kendisinin bir büyük vücudun küçük bir parçası olduğunu düşünmeli, hiçbir zaman “ben” dememeli, insanları ötekileştirmemeli, farklı düşünce, inanç ve ideolojilere karşı son derce hoşgörülü olmalıdır. Bununla birlikte Allah’ın yarattığı tüm insanları sevmeli; menfaatlerde, nimet elde etmede, iyi şeylere sahip olmada başkasını kendine tercih etmeli, başkasına saygı göstermeyi öğrenmelidir. Kısaca maddeyi, menfaati değil, insanı çok sevmelidir. Birlik ve bütünlük için “ben kötüyüm, sen iyisin; önce senin olsun, sonra benim olsun” demeyi içimize yerleştirmeliyiz.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.