islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
23°C
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Az Bulutlu
22°C

Biz yapınca haramlar helâl mi oluyor?

Biz yapınca haramlar helâl mi oluyor?

Son üç-dört gün içinde “Yüceltilen Ölüler ve Anıt Kabirler-Mezarlardan Yardım Beklemek İslâm ve Akıl Dışıdır” başlıklı iki makale ile “Kabirleri Modern Türbelere Dönüştürmek İrticaDeğil midir? Başlıklı bir makale yazıp yayınladım.

Çok azı müstesna sosyal medya okuyucusu düzeysizdir veya saplantılıdır. Makaleler okunarak eleştirilmez. Başlığın çağrıştırdıkları yazılır/konuşulur. Oysaki biz yazılarımızda ilkesel hareket ediyoruz, İslâmî yani doğru olanı dile getirmeye çalışıyoruz. Maksadımız padişah kabirleri ve Celaleddin el-Rumi gibi yüceltilen insanların kabirlerini meşrulaştırıp Anıtkabri yermek değildir. Bizim Mustafa Kemal dâhil ölü veya diri hiçbir kişi ile kişisel bir sürtüşmemiz yoktur. İnançlarımıza dayalı ilkelerimizden hareket ederiz. Doğruya doğru eğriye deriz.

I. Öncelikle ifade etmek isterim ki ben yalnızca Nebevî hadislerin değil Kur’ân ayetlerinin ışığında da Kabir hayatının varlığına inanırım. Bu konudaki çalışmamı yayınlayacağım.

Kur’ân dolaylı (el-Tevbe 9/84) ve Sünnet doğrudan kabir ziyaretini onayladığı için ziyaret edilecek kişilerin kabirlerinin belli olmasını, israfa düşülmeksizin belirlenmesinden de yanayım.

II. 25 yaşında Hatibi olduğum Süleymaniye camiinin hazîresi/kabristanındaki Kanunî’nin kabri ile karşılaştığımda böylesi büyük bir kabrin İslâmi olamayacağını sezinlemiştim. Sorgulamalarım çizgisinde bilgim artıkça bu gibi kabirlerin İslâm ile bağdaştırılamayacağını ilmen daha bir kavradım, yazmaya ve dile getirmeye çalıştım. 1973 yılında Konya’ya konferans için gittiğimde Celeledin el-Rumi’n kabrini ziyaret ederken de büyüklüğünden ötürü dehşete düşmüştüm. Üstelik bir de ney çalıyordu.

Şirke yol, israfa onay ve büyüklük duygusuna destek olan bu gibi kabirlerin benzerleri maalesef ülkemizde pek çoktur.

III. Mustafa Kemal’in anıtkabri Menderes ve Özal’ın anıt mezarları İslâm dışı haram örneklerdir de yukarıda sunduklarımız nedir, helâl midir? Tamam, Anıtkabir aşırı mı aşırı bir önek ama haramlıkta hepsi müsavidir.• Dış görüntüleri ile azametli olan kabirlerin şekli görüntülerinin sakındırıldığımız bidatlığı bir tarafa, bu kabirlerde yapılan merasimler ve de dualar da dinimizce sakıncalıdır. Anıtkabirde sergilenen akıl tutulması bir tarafa, Eyüp Sultan’da görülenler de tasvip edilemez. Ziyaret yapılabilir, ölüye ve ölülerimize dua edilebilir de dualarımızı, üstelik birliktelik halinde yaptığımız duaları kabul olunacağı ümidiyle kabirler çevresinde halkalanarak yapmanın doruluğu ileri sürülebilir mi? Allah’ın Resûlü şöyle buyurur:

“Peygamberlerinin kabirlerini ibâdet yeri haline getiren Yahûdilere ve Hristiyanlara Allah lanet etsin”

“(Aman siz) kabrimi bayram yeri ve tören alanı kılmayın.” (Ebu Davud, Cenaiz 76, Hn. 3227)

IV. Bir de ölü veya diri insanlara yapılan övgüler yok mu? Burada da münafıkça bir yol izleniyor.

Mesela Behçet Kemal örneği tu kaka ve haram da bizden görülen adamların yaptıkları helâl mi? Behçet Kemal’den yalakalık örneklerini okuyalım:

Ol Zübeyde, Mustafâ’nın ânesi
Ol sedeften doğdu ol dürdânesi!

Merhaba ey baş halâskâr merhaba
Merhaba ey ulu serdâr merhaba!

Şimdi size Cübbeli nam kişinin Şeyhim dediği yıllardır yatalak Osman Ustaoğlu için yazdıklarını aktaralım:

Sebeb-i te’lîfi kitab olan: Üstadım, Seyidim, Senedim, Ruhumun ruhu Kalbimin kıblesi, Nur-u Didem ve Sürur-u sinem, Alim-ü amil, Mürşid-i kâmil, Delilü’s-sâlikin ve Mûsılül müridin, Kutbul medar, Kutbul-irşad, Kutbul ektab,Vahidüz- zeman, Feridül–asır, Müceddidü’l-karni’l-hamise aşar, Beğıyyetül halef, Bakıyyetüs selef, Hadil-enam, Kaşifüz- zalam, el-Hac Muhmud el-Ofi ( Kuddise Sırruhu-) Hazretlerine Zelili hakir, mehini fakir, türab-ı akdamil evliya ve ğubar-u ebvabi’l-fukara tarafından min gayri hadd ithaf olunur.

(Kaynak: Tarîkat-i Aliyye’de Râbıta-i Celiyye’nin Meşruiyetine dair kitap, Sünnet, icmâ ve Kıya’tan Deliller, Ahmet Mahmut Ünlü, 1. Baskı Haziran 2013, İlkbahar Yayıncılık)

Okuyucularımıza zararı dokunabileceği için sadeleştirmediğim Şirk ve yalakalık saçan bu ifadelerin bütününü bir tarafa bırakarak yalnızca Kutbul-Ektab’a değinelim. Cübbeliye göre Mahmut Ustaosmanoğlu Kutbul-Ektap’tır.

Tasavvuf kültüründe Kutbul-Ektab “velîler zümresinin başkanı, dünyanın ve âlemin mânevî yöneticisi olduğuna inanılan en büyük velî;Allah’ın adına tasarruf edebilen kişi” dir. Şimdi soralım: Ehl-i Sünnet’iz aldatmacası altında Cübbelinin Şirk kokan yalakalığı Behçet Kemalin devrimbazlık adına yaptığı tînetsizlikten daha büyük bir İslâm dışılık değil midir?

İtiraf Edelim

İtiraf edelim, bendeniz de dâhil AKP iktidarına kadar eleştirdiklerimiz uygulamaların birçoğunu örneğin faiz sömürüsünü ağzımıza almıyoruz. Uzun yılların birikimlerinin kısa bir sürede izale edilmeyeceği doğrudur da dilsiz şeytanlardan da olmamalı değil miyiz?

Haram olan faiz, haram olan israf, haram olan rüşvet, haram olan örtüsüzlük, haram olan yolsuzluk, haram olan kabirler ve övgüler biz yaptığımız da helâl mi oluyor.

Bunun için güven veremiyor, saygınlığımızı koruyamıyor ve Hakka çağrılarımızla gereğince etkili olamıyoruz.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.