islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3535
EURO
35,1812
ALTIN
2.324,98
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
21°C
İstanbul
21°C
Açık
Cuma Parçalı Bulutlu
22°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C

CUMHURBAŞKANI VE YARDIMCISINDAN DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ MESAJI

CUMHURBAŞKANI VE YARDIMCISINDAN DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ MESAJI
3 Aralık 2018 08:24
A+
A-
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü sebebiyle bir mesaj yayınladı. Yayınladığı mesajda engellilere destek çağrısı yapan Erdoğan, “Engelleri aşmak, bir inanç meselesidir. Başarının anahtarı öncelikle inanmaktır. Başarılarıyla bizleri gururlandıran, azim ve kararlılıklarıyla hepimize ilham kaynağı olan engelli kardeşlerimiz buna en güzel örnektir.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da Twitter üzerinden şöyle bir paylaşımda bulundu: “Spordan sanata hayatın her alanında başarılarıyla bizleri gururlandıran tüm engelli vatandaşlarımızın 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü kutluyorum. Engelli vatandaşlarımıza destek olmak toplumsal sorumluluğumuzdur. Empati kuralım, engelleri birlikte ortadan kaldıralım.”
ENGELLİ DOSTU SOSYAL HAKLARIN KAYNAĞI İSLÂM’DIR
“3 Aralık Dünya Engelliler Günü” kutlanıyor ama birçoğumuz insanlık tarihinde engelli haklarının temellerinin ilk defa nasıl ve kim tarafından pek atıldığını bilmez. “Onun için Dünya Engelliler Günü” vesilesiyle engellilere yönelik sosyal hakların kaynağının Kuran-ı Kerim olduğunu belirtmek isterim. Bunun somut tezahürü olarak da en son Peygamber Hz. Muhammed’in (sav) bu doğrultuda uyguladığı engelli dostu sosyal politikaları hatırlatmakta fayda vardır.
İslâm, engellilerin toplumdan dışlanmalarına cevaz vermez:  Abese suresinin ilk uyarıcı âyetlerinde Hz. Peygamber (sav) ile görme engelli sahabi Abdullah b. Ümmi Mektûm arasında geçen bir olay, engellilerin eşit vatandaşlar olarak toplumun merkezinde yer alması gerektiğini göstermektedir.
İslâm, engellilerin toplum ve çalışma hayatına kazandırılmalarını ister: Hz. Peygamber’in (sav) görme engelli Hz. Abdullah b. Ümmi Mektûm’u toplumdan dışlamayarak, onu cemaat içinde bulunmaya teşvik etmesi ve bunun için de gerekli kolaylıkları sağlaması, bir sosyal rehabilitasyon yöntemi olarak değerlendirilebilir. Diğer taraftan Peygamberimizin (sav) bazı bedenî kusurları olan ve bundan dolayı çölde yalnız başına yaşamayı tercih eden Hz. Zâhir’i Medine pazarında satıcı olarak yetiştirmesi ve şehir hayatıyla kaynaştırması bugün engellilere uygulanmakta olan sosyal ve meslekî rehabilitasyon hizmetlerinin tipik bir örneği olarak değerlendirilebilir. Ayağından sakat olduğu halde Hz. Muaz b. Cebel’in Medine İslâm devletinin başkanı olan Hz. Peygamber (sav) tarafından o günün Yemen’de valilik görevine tayin edilmesi, bürokrasinin de fiziksel engellilere açık olması gerektiğini göstermektedir.
İslâm, engelli işgücüne uygun istihdam imkânları sunar: Hz. Peygamber (sav), işgücü niteliği taşıyan engellilere uygun alternatif iş imkânları sunmuştur. Mesela görme engelli bir sahabi olan Hz. İtban b. Malik’e talebi üzerine mahalle mescidine dönüşen evinin bir odasında imamlık yapmasına müsaade etmiştir.
İslâm, engellilere ‘pozitif ayrımcılık’ hakkı verir: İslâm, ayrımcılığın olumsuz yansımalarını ortadan kaldırmak veya bizzat kendisini bertaraf etmek ve ayrımcılığı önlemek maksadıyla korunmaya muhtaç kişilere yönelik olarak pozitif ayrımcılığı alternatif bir uygulama biçimi olarak 14 asır önce benimsemiştir. Hz. Peygamber (sav), engellilerin özel fizikî/zihnî konumlarını dikkate alarak, savaşa katılmak gibi yapamayacakları işleri hiçbir zaman teklif etmemiştir (Nisa: 95-96). Savaşa fiilen katılanların, geride kalanlardan üstün olduğunu, ancak özrü (mazereti) olanların bu hükmün dışında tutulduğunu bildiren bu âyet sayesinde engelliler, maddî ve manevî boyutuyla koruma kapsamına alınmıştır. Buna bağlı olarak Hz. Peygamber (sav), engellileri bedenî güç isteyen işlerden uzak tutmuş, bu alanda engellilerin lehine belirli muafiyetler getirmiştir.
İslâm, engellilerin itibarlarını ve şahsiyetlerini korur: Hz. Peygamber (sav), özellikle sağlıklı olanların, sosyal çevrelerindeki engellilere karşı ölçülü davranışlar sergilemelerini istemiştir. Bu bağlamda o (sav), rahatsız edecek bir şekilde engellilere ve hastalara dikkatlice ve uzun süre bakmanın uygun olmadığını beyan etmiştir, “Cüzzamlılara uzun süre bakmayın” (Heysemi; Mecmeu’z-Zevaid; 5: 100-101) buyurmakla bedenî bir kusuru bulunan kimselere, rahatsız edecek bir şekilde bakılmaması gerektiğini tavsiye etmiştir. Hz. Peygamber (sav), bir görme engellinin yoluna mani olanları veya onları yoldan saptıranları, kasten yanlış yola yönlendirenleri ise kınamıştır.
İslâm, engellilerin evlenmelerini ister: Peygamberimiz (sav), zina ruhsatı isteyen fakir, boyu oldukça kısa (cüce) ve yüzü de bir hayli çirkin olan Cüleybib isminde bir genci bu niyetinden ikna yoluyla vazgeçirdikten sonra onun evlenmesine bilfiil yardımcı olmuştur. Bu itibarla engellilerin de helal yollardan cinsel ihtiyaçlarını karşılanmasına yönelik olarak toplumca/devletçe tedbirlerin alınması gerekmektedir.
İslâm, engellilere iyilikte bulunulmasını teşvik eder: Hz. Peygamber (sav), engelli, hasta ve dolayısıyla desteğe muhtaç insanlara yapılacak her türlü iyilik ve yardımı, yani toplumsal fayda sağlayacak her eylemi sadaka olarak değerlendirmiştir. Hz. Peygamber (sav), bir hadisinde doğan her gün için sadaka verilmesi gereğinden söz ettiğinde sahabe, kendilerinin bu kadar mal varlığının bulunmadığını hatırlatınca O (sav), maddî nitelik taşımayan fakat sosyal hizmet içerikli sadaka türlerinin de bulunduğunu şöyle ifade etmiştir:
“Âmâya (görme engelliye) rehberlik etmen, sağır ve dilsize anlayacakları bir şekilde anlatman, muhtaç bir kimseyi ihtiyacını tedarik etmesi için gerekli yere götürmen, derman arayan dertlinin imdadına koşman, koluna girip güçsüze yardım etmen, konuşmakta güçlük çekenin meramını ifade edivermen, bütün bunlar sadaka çeşitlerindendir…” (Ahmet b. Hanbel, Müsned; V, 168-9, 154).
Velhâsıl-ı Kelam
İslâm; etnik, kültürel veya bedenî/zihnî farklılıklar sebebiyle insanların birbirlerini daha çok tanımaları gerektiği inancından hareketle, her insanın bir sosyal varlık olduğu ve zorunlu olarak toplum hayatının içinde eşit bir vatandaş olarak yer almak isteyeceğini belirtmektedir. Dolayısıyla mezkûr örneklerde de görüldüğü üzere Kuran ve Sünnet ekseninde belirlenen sosyal/manevî haklar, dezavantajlı olarak kabul edilen engellilere de verilmesi gereken temel ilahî haklardır aynı zamanda.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.