islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5560
EURO
34,8671
ALTIN
2.427,11
BIST
9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
25°C
İstanbul
25°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Az Bulutlu
22°C
Perşembe Az Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
17°C

Maçoğlu: Vallahi Marks da Burada Mao da Burada

Maçoğlu: Vallahi Marks da Burada Mao da Burada
13 Şubat 2019 12:00
A+
A-

Yerli Komünistlerimiz Ne Kadar Ateist?

Türkiye Komünist Partisi’nin Ovacık Belediye Başkanı ve Tunceli (Dersim) Merkez Belediye Başkan adayı Fatih Mehmet Maçoğlu, katıldığı bir toplantıda yaşadıklarını anlattı. Kendisini dinleyemeye gelenleri güldüren Maçoğlu, hatıralarında Tunceli ve Ovacık insanının ne kadar politik olduğunu şu şekilde anlattı: “En yaşlı amca ile siyaset tartışması yaptığımda ve evine gittiğimde bana ‘somut koşulların somut tahlilleri’ dedi bana. Vallahi dedim Marks da burada Mao da burada.”

Yerli Komünistlerimiz Ne Kadar Ateist?

Türkiye’de komünizm denildiğinde genelde bir çağrışım olarak hemen ateizm akla gelmektedir. Halbuki komünizm, teorik olarak sosyalizmin evrimi ile varılacağı düşünülen bir sosyal örgütlenme biçimidir. Özel mülkiyetin kaldırılmasına ve servetin ihtiyaçlara göre paylaştırılmasına dayalı sosyal nizam veya siyasî bir sistemdir. Kolektivizm veya devlet sosyalizminin ikinci ve son safhasını teşkil eden komünizm, mal ve mülkün ortaklığını yalnız üretim vasıtalarında değil, aynı zamanda bütün tüketim vasıtalarında ve eşyasında da zarurî gören, herkesten yeteneğine göre almayı, herkese ihtiyacına göre vermeyi öngören sosyal ve ekonomik düzendir. Buna göre üretim araçlarının mülkiyeti devlete ait olup, özel mülkiyet ve miras hakkı ortadan kaybolmaktadır.

Bu yönüyle komünizm, İslâm’ın sosyo-ekonomik modeliyle uyuşmamaktadır. Bunun yanında temel ekonomik kararların merkezî otorite tarafından alınması ve bütün ekonomik hayatın merkezî bir planlama çerçevesinde yürütülmesi de komünizmin hedeflediklerinin arasında yer almaktadır. Diğer taraftan konut, sağlık, eğitim gibi hizmetlerin devletin sorumluluk ve denetiminde olmasını ve sınıf farklılaşmasının ortadan kaldırılmasını öngören yaklaşımları, sosyal devlet ilkelerine de uymaktadır. Ancak Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliğinde bir devlet sistemi olarak uygulanmış olan komünizm, insanların seyahat, hür teşebbüs, fikir özgürlüğü, inanç ve ibadet özgürlüğü gibi temel insan haklarını sistematik olarak çiğnediği için, 1991 yılında iflas etmiştir. Görüldüğü üzere daha çok kapitalizme, emek ve (kilisenin) din sömürüsüne karşı tepkisel olarak Batı dünyasında ortaya çıkan komünizm, insanın bütüncül/fıtrî ihtiyaçlarını göremediği için, pratikte de insanlığa çok zulmettiği için, tarihe karışmıştır.

Komünizm ve Ateizm İlişkisi

Dini bir hurafe ve insanları uyuşturan bir madde olarak gören komünizmin resmi dini de doğal olarak ateizm olduğunu söyleyebiliriz. Ateizm, dini ve(ya) Yaratanı tanımayan inanç veya görüştür. Maddecilik, duyumculuk, evrimcilik ve tabiatçılık akımlarının etkisiyle ortaya çıkan ve Tanrının yokluğunu ispatlamaya çaba gösteren bu dünya görüşünün komünizmle buluşmasına çok şaşırmamak gerekir. Ateizmi savunanlara ve(ya) bu tarz bir hayat yaşayanlara da ateist denilmektedir.

Ancak ateizmi tek bir kalıba sığdırmak o kadar kolay değildir. Hak bir olunca ateizmin Bâtıl varyasyonları da çok çeşit olabilmektedir. Birkaçını kısaca burada sizlerle paylaşayım:

1.) Olumsuz Teorik-Dogmatik Ateizm: Bu yaklaşıma göre, Tanrının varlığı kategorik olarak kesin bir dille reddedilir. Bu görüşün temsilcileri örneğin Friedrich Nietzsche (1844–1900); Jean Paul Sartre (1905–1980) ve Martin Heidegger (1889–1976).

2.) Olumlu Teorik Ateizm: Bu görüşe göre, insan, kendi kendine yeterli bir varlıktır ve dolayısıyla Tanrıya ihtiyaç duymaz. Sloganı, “Tanrı, insanı değil, insan Tanrıyı yaratmıştır.”

3.) Pratik Ateizm: Bu fikrî yaklaşıma göre insan, Tanrı konusunu hiç gündeme getirmeden, ilahî mesajların hikmetini düşünmeden hayatını nefsine de uyarak istediği gibi yaşamalıdır.

Şunu burada bir tespit olarak açıklayayım. Gerçek anlamda komünizme inanmış bir kişi, doğal olarak katı bir ateisttir. Ancak her ateisttin de komünist olduğunu söylemek çok güçtür. Bu kapitalist sistemde milyonlarca insan ateist olduğu halde hiç de komünizmi benimsemez. Tam tersine nefsine uygun bir şekilde gezip, eğlenmek, para kazanmak, özgürce yaşamak ister. Yani modern ateistlerin çoğu bugün kapitalisttir, materyalisttir, liberaldir ve(ya) sosyal demokrattır. Peki bizim yerli komünistler ne kadar ateisttir? Veya bizim ateistler ne kadar komünisttir? Bu konu, gerçekten araştırılmaya değer bir bilimsel çalışma olur. Ben burada yerli komünistlerimizin iktisadî ve dinî görüşlerini, tabiatımın bir gereği olarak hüsn-ü zanna dayalı bir tahmine göre açıklamak istiyorum.

Yerli Komünistlerimiz Komünist Değil Kooperatifçidir

Bizim Anadolu komünistlerimiz, sosyalizmin/komünizmin mahiyetini ve gerçek içyüzünü bilecek kadar derin bir bilgi ve kültüre sahip değildir. Bizim yerli komünistlerimiz, içinde bulundukları liberal sistemde aslında kooperatifçilik yapmaktadır. Ovacık Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu (ismi pek de güzelmiş! İnsanın aklına hemen Peygamberimiz (sav) tarafından övgülere mazhar olmuş Fatih Sultan Mehmet geliyor) de özel gayretleriyle özellikle tarım alanına yönelik bir üretim sürecinde birlikte çalışanların emek ve maddî güçlerini birleştirerek, verimli, hızlı ve hakkaniyetli üretim ve dağıtım yapmaktadır.

Bilindiği üzere değişik halk kesimleri tarafından farklı sektörlerde ve farklı gayelerle Emek Kooperatifi, Tüketim Kooperatifi, Konut Kooperatifi gibi kooperatifler kurulabilir. Yerli komünist belediye başkanımız ise Tarımsal Amaçlı Kooperatif anlayışı doğrultusunda yerli kaynakları harekete geçirmiş durumundadır. Kendisini bu gayretinden dolayı tebrik eder çalışmalarının bereketli olmasını Allah’tan dileriz.

Komünist belediye başkanımız, ilk kooperatifin kapitalist sanayi devriminin hat safhasında olduğu bir dönemde İngiltere’de kurulduğundan acaba haberdar mıdır? Buna göre Avrupa’da ilk kooperatif, 1844 yılında 128 İngiliz dokuma işçisinin müşterek girişimiyle (Manchester-Rochdale kasabasında) kurulmuştur. Tüketim üzerine kurulan kooperatif, toptan fiyatına aldığı temel tüketim mallarını üyelerine, tekelci ve spekülatif kârları ortadan kaldırmak maksadıyla cazibeli fiyatlarla veya maliyet fiyatına satmaktaydı. Bu örnek ve başarılı tüketim kooperatifi, hem İngiltere’de, hem de diğer Avrupa ülkelerinde birçok yeni kooperatifin kurulmasına vesile olmuştur.

Yerli Komünistlerimiz Yarı Ateisttir veya Deisttir veya Arayış İçindedir

Ovacık Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, bir yaşlı Anadolu insanından duyduğu “somut koşulların somut tahlilleri’ sözünü o kadar çok beğenmiş olacak ki gayri ihtiyari olarak “VALLAHİ, Marks da burada Mao da burada.” deme ihtiyacı duymuş. Ne demek istiyor bizim komünist belediye başkanımız? Sözünün doğruluğunun altını çizmek için Allah hakkı için şunu söylüyor: “Allah’a yemin ederim ki, Marks da Mao da bu yaşlı Müslüman amcanın yanında bir hiçtir.” İlginç değil mi, hem Komünist olacaksın hem de VALLAHİ, diyerek Allah’ı şahit göstereceksin. Bizim yerli Komünistler ancak bu kadar ateist olabilir. Belki de deisttirler. Çünkü en azından Allah’a inanıyorlar. Ama en güzel tarafı, bizim komünist belediye başkanımız, yaşlı Anadolu Müslümanın o veciz sözünün karşısında Marks’tan da Mao’dan da bir çırpıda vazgeçebilmesidir.

Son Tahlilde Bir Örnek Olarak Ateist Şair Arif Damar

Bunları yazarken aklıma birden Şair Arif Damar (1925-2010) geldi. Halen sakladığım “Haftalık” dergisinde bir röportajını okumuştum (Sayı 140; 2005; s. 74). Bu röportajı aynen aktarıyorum: “Tanrı’ya inanıyor musunuz?” “Hayır, ateistim ben”. “Kaç yaşından beri ateistsiniz?” “Benim annem ne namaz kılardı, ne oruç tutardı. Aslında yani KEŞKE İNANSAM, Cennet ve Cehennem falan çok mutlu oluyor insan. Düşünsenize ölünce sevdiklerinizi göreceksiniz. Keşke Cennet Cehennem olsa”. “Olduğunu varsayarsanız hangi tarafta olursunuz peki?” “Önce Cehenneme giderdim. Ama pek fazla kalmaz Cennete geçerdim”. “Tanrı’ya inanmıyorsunuz. Neye inanıyorsunuz peki?” “İnsana inanırım. Allah’ı da insan yaratmıştır. İnsan, her şeyi yaratmıştır.”

En sonunda “Olumlu Teorik Ateizm”in bir temsilcisi gibi cevap veren Arif Damar, aslında hangi şartlar onu ateist yaptığını ve inançsız olmanın ne kadar ıstırap verdiğini şuuraltı duygularıyla itiraf etmiyor mu? Annesi namaz ve oruç tutsaydı Arif Damar sizce ateist olur muydu? Bir düşününüz: Memleketimizdeki toplumsal yapı ile siyasî/iktisadî sistem, yerli komünistlerin ve ateistlerin yetişmesine zemin hazırlıyorsa bunda bizim de bir payımız yok mudur?

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar
  1. Mehmet Emin Köksal dedi ki:

    Çok güzel bir analiz olmuş. Teşekkürler