islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
23°C
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Az Bulutlu
22°C

Maddî ve Manevî Sağlığa Kavuşturan Reçete

Maddî ve Manevî Sağlığa Kavuşturan Reçete

Bir televizyon programında arz ettiğim reçeteyi, dinleyen ve seyreden kardeşlerimiz, yazılı olarak kendilerine ulaştırmamızı istemişler. Yoğun talep üzerine ben de onu bir makale halinde ele aldım. Şimdi o makaleyi, daha doğrusu bizi maddî ve manevî sağlığa kavuşturacak o reçeteyi takdim ediyorum. Şifa dileklerimle iyi okumalar…

Değerli kardeşlerim,

Gecenin karanlığından, yaratılmışların şerrinden, düğümlere üfüren sihirbazların sihirinden, hasedcilerin hasedinden, gönüllere vesvese veren sinsi şeytanın şerrinden, şeytanlaşmışların şerrinden, hastalıklardan ve ölümden korkmayın; sadece ve sadece Allah’tan kopmaktan, Allah’ı unutmaktan korkun. Çünkü bunların hepsinin dizgini Allah’ın elinde. O izin vermezse yaprak kımıldayamaz, O izin vermezse kimse kimseye zarar veremez, şefaat edemez. Allah’ı bulan, Onunla olan her güzelliği bulur, Allah’ı bulamayan ve onunla olmayan her güzellikten mahrum kalır. Sağlıklı olmak ve sağlıklı kalmak istiyorsak Allah’ı memnun edeceğiz, Onu memnun ve razı etmek için de aşağıdaki reçeteyi uygulayacağız.

Sağlıklı olmanın ve sağlıklı kalmanın reçetesi:

1-Sağlığın ve huzurun başı, kaynağı kâmil ve hakiki imandır. İnsan böyle bir imana sahip olmalıdır. Böyle bir imana sahip olan insan Allah’ı görür gibi yaşar. Allah’ın kendisini her yerden gördüğünü ve gözettiğini bilir. Bu şuur onu, günah ve haramlara yaklaşmaktan uzak tutar. Nimetlerle şımarmasına, acılarla ümitsizliğe düşmesine engel olur. Çünkü iman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet hakiki imanı elde eden adam kâinata meydan okuyabilir, bela ve musibetlerin tazyikinden kurtulur. Peygamberimiz bunun en büyük örneğidir. Sayısız düşmanına rağmen 23 sene gibi kısa zamanda vahşet asrını saadet asrına dönüştürdü, en zayıfken, en kuvvetli oldu, en kuvvetli iken en azılı düşmanlarını affedip dost eyledi. Kuvvetli imanda ilim, hikmet, şefkat, af, adalet, isar, ihsan, ihlas, edep ve güzel ahlakın her çeşidi vardır. Kuvvetli iman imanın altı esasına inandıran, İslam’ın beş esasını Allah’ın razı olduğu şekilde yaptıran imandır. Böyle bir iman insana huzur verir, sağlık verir, rahatlık verir.

2- Maddî ve manevî sağlığa kavuşmak için insan, namazı ihsan şuuruyla yani Allah’ı görüyor gibi Onun huzurunda olduğunu bilerek, onunla konuştuğunun farkına vararak kılmalıdır. Böyle bir namazla insan duaların en büyüğünü yapmış olur. Çünkü başından sonuna kadar her hareketi ve sözü dua olan ibadet namazdır. Namazın içinde birçok makbul dualar da vardır

3-Oruc da zaten sağlığın ta kendisidir. Ve en büyük dualardan biri de oruçtur.

4-Zekât da bir duadır. Bunda iki makbul dua vardır. Biri zekât verenin duası, biri de zekâtı alanın duası. Yeter ki veren eziyet ve başa kakarak vermesin, Allah’ın malını, Allah’ın vekili olarak verdiğini bilsin, bir teşekkür beklemeden versin. Alan da ezilmesin, üzülmesin, Allah’ın vekili olarak aldığını fark etsin, nimeti kendisine uzatana teşekkür, nimetin asıl sahibi olan Allah’a da şükürden geri durmasın.

3-Bir hastalığa veya bir musibete düşmüş olanlarımız veya şeytanî vesveselerle başı dertte olanlar Kur’an’dan şu ayetleri ve şu duaları hiç dillerinden düşürmesinler:

اَنّ۪ي مَسَّنِيَ الشَّيْطَانُ بِنُصْبٍ وَعَذَابٍۜ

(Ya Rab!) Şeytan bana yorgunluk ve azap verdi. (Onu sana havale ediyorum.)[1][1]

وَقُلْ رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاط۪ينِۙ

وَاَعُوذُ بِكَ رَبِّ اَنْ يَحْضُرُونِ

“De ki: ey benin Rabbim, şeytanın vesveselerinden ve onların yanımda olmalarından sana sığınırım.”[2][2]

وَحِفْظًا مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ مَارِدٍۚ

(Ya Rab!) “Onu her azgın şeytandan koruduk” (buyurduğun gibi beni de koru.)[3][3]

فَاللّٰهُ خَيْرٌ حَافِظًاۖ وَهُوَ اَرْحَمُ الرَّاحِم۪ينَ

“Allah, koruyanların en hayırlısı ve o, merhametlilerin en merhametlisidir.”[4][4] Buyuruyorsun ya Rabbi, beni de bana zarar veren her şeyden koru.

Ayrıca gücümüz yetiyorsa Kur’an’daki peygamber dualarıyla dua edelim. O dualar, o peygamberlere nasıl kale, siper, mevzi, sur, sed, fanus olmuş onları bütün maddî ve manevî düşmanlardan, hastalıklardan korumuş, kurtarmışlar, rahata ve sihhate kavuşturmuşlarsa inşallah bizleri de koruyacak ve kurtaracaktır. Allah nasip ederse bir gün Kur’an’daki bu duaları da bir makale şeklinde sizlere ulaştıracağım.

3-Esma-i Hüsna içinden seçtiğim şu dokuz isim de fırsat buldukça söylememiz gereken isimlerdir:

Ya Şâfî: Ey şifa veren,

Ya Kâfî: Ey her şeyime yeten,

Ya Muafî: Ey sağlık afiyet veren,

Ya Afuvv: Ey hataları affeden,

Ya Letîf: Ey lütuf ve ihsanda bulunan,

Ya Fettah: Ey düğümleri çözen, hayırlı kapılar açan,

Ya Hafîz: Ey bütün zararlardan koruyan,

Ya Muîn: Ey yardımıyla kullarının imdadına yetişen

Ya Settar: Ey ayıpları örten.

Bunlarla beraber benim sık sık söylediğim dualarımdan bir kısmı da şunlardır:

Allahım kalbime ve damarlarına, bedenime ve bedenimin organlarına, aklıma ve hafızama nur ver, kuvvet ver, sıhhat ver ve gençlik ver. Beni nefsime bırakma, senden başkasına beni muhtaç etme.

Allahım, bizi bu dünyaya nasıl getirdiysen, ahirete de öyle götür. Temiz ve günahsız geldik, temiz ve günahsız gidelim. Acı çekmeden geldik, ölüm acısını duymadan gidelim.

Allahım verdiğin nimetlere bizi layık eyle, vermediğin nimetlere de nail eyle. Bizi, senin nimetlerini yiyip seni tanımayan nankörlerden, zalimlerden eyleme.

4-Cevşen de çok muhteşem bir duadır. Allah’ı anlatarak, çok yönlü bir şekilde Allah’ı överek Allah’a yalvarmadır. Gerek bunu ve gerekse namazların arkasındaki tesbihatı ve duaları da ihmal etmeyelim. Ben bazen namaz tesbihatını ve benzer duaları yürüyüş yaparken okuyorum. Bir taşla iki kuş avlamaya çalışıyorum. Hem yürüyüş yapmış oluyorum hem de yürüyüşümü zikirle, fikirle ve şükürle değerlendirmiş, nurlandırmış oluyorum. Hem enerji hem moral, hem ümit ve hem de şevk depolamış bir vaziyette yürüyüşümü tamamlıyorum.

 5-Hazır olun şimdi duaların en büyüğünü arz edeceğim:

İnsan Allah ayarlı ve Peygamber ahlaklı olmalıdır. Yani insan yaşama biçimine dair ölçüleri Allah’ın kitabı Kur’an’dan ve Allah’ın peygamberi Hz. Muhammed’in (sav) ahlakından ve sünnetinden almalıdır. Bu ölçüler ve bu ahlak, sağlığın, huzurun, rahatın, mutluluğun, başarının taaa kendisidir. Bu bütün duaların eyleme ve hale dönüşmüş halıdır. Ahlaksız, haram ve günahlarla sarmaş-dolaş yaşayan bir insanın sadece sözlü duası kendisini kurtarmaya yetmez. Böyle bir insan hastalıklara ve musibetlere hedef olmaktan kurtulamaz. Sınava girecek öğrenci çalışmasıyla fiilî dua yapmazsa, bütün dünya toplansa ona dua etse, bu dualar o öğrenciye sınavı kazandıramaz. Bir insana, bir öğrenciye en çok yarayan dua, o öğrencinin kendisinin kendisine yaptığı duadır ki o da sınava iyi çalışması ve hazırlanmasıdır. Sözlü duaları da çalışmasının başına ve sonuna ekleyecektir. Böylece kavlî dua ile fiilî duayı birleştirmiş olacak, bunun arkasından da inşallah hayırlı ve başarılı sonuçlar gelecektir. Evlenmeyen eşler, “Allahım bize çocuk ver.” Demekle çocuk sahibi olamazlar. Tarlaya tohumu serpmeyen çiftçi, “Allahım ambarımı tahılla doldur” dese bir buğday tanesine dahi sahip olamaz.

Develerinin ayakları yara olan insanlar Hz. Ali’den (ra) iyileşmeleri için dua etmesini istemişler. O da demiş ki: Gidin, bismillah deyin develerinizin ayağına bezir yağı sürün. Bu derdin dermanı ve duası bezir yağıdır. Biz de türlü türlü hastalığa yakalanan ve dua isteyen kardeşlerimize diyoruz ki size verdiğimiz bu reçeteleri uygulayın ama, doktoru ve onun vereceği ilaçları almayı ihmal etmeyin. Arının eliyle balı yediren Allah, doktorun eliyle de bize şifa verecektir inşallah. Doktora gitmek ve ilaçları almak da bir çeşit duadır, bu da yine dinimizin emridir. Allah hepimize ve bütün hastalarımıza maddî ve manevi şifalar ihsan eylesin. Allah yolunda mukaddesat için can veren şehitlerimizi ve ahirete giden bütün yakınlarımızı cennetiyle sevindirsin, cemalini göstermekle şereflendirsin.

Dr. Vehbi KARAKAŞ


[5][1] Sad, 38/41

[6][2] Mü’minûn, 23/97-98

[7][3] Saffat, 37/7

[8][4] Yusuf, 12/64

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.