islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3307
EURO
35,0310
ALTIN
2.282,61
BIST
8.974,69
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
20°C
İstanbul
20°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

Moda: Kapitalizmin değişmeyen reklamı

Moda: Kapitalizmin değişmeyen reklamı
16 Mayıs 2017 11:32
A+
A-

Uluslararası vb. şirketler, kimsenin ne giydiğiyle artık uğraşmıyorlar. Kendi ürünlerinin alınıp alınmadığıyla, kârla ilgileniyorlar. Yani kapitalistler, hem tesettür veya tesettürsüz kıyafetlerde hem de erkek kıyafetlerinde insanları tüketime teşvik ediyor. Bunu hem dindarlarımız hem de sekülerlerimiz pek fark edemiyor.

Konuya yabancı kökenli olan birkaç kelimenin tanımını vererek başlamak istiyorum. Çünkü birçok sorunun cevabı bu kavramların anlamlarında yatmaktadır.

Moda: süslenme özentisi ya da değişiklik gereksinimiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik. Diğer bir tanıma göre moda: belirli bir süre bir şeye karşı toplumca gösterilen aşırı, yaygın düşkünlük demektir.

Kapitalizm, bir ekonomik sistemin ifadesidir. Kapitalizm ekonomik sisteminde üretim malları özel kişilerin mülkiyetindedir ve bu sistemde üretim maksimum kâr sağlayabilmek adına yapılır. Toprağa dayalı feodal sistemin yıkılmasının ardından İngiltere başta olmak üzere “para ve servete dayanan kapitalizm” Avrupa’ya, Avrupa’dan da tüm dünyaya yayılmıştır.

Reklam: bir şeyi geniş yığınlara tanıtmak, beğendirmek ve böylece o şeyin daha çok istenmesini, alınmasını, satılmasını sağlamak için söz, yazı ve benzeri araçlarla yapılan her türlü tanıtma çabasıdır.

Tüketim Toplumu

Modern ya da çağdaş toplumlar için kullanılan ve bu toplumların giderek artan ölçüler içinde tüketim olgusu etrafında örgütlendiğini ya da düzenlendiğini dile getiren deyimdir. Tüketim toplumuyla alakalı Jean Baudrillard’ın sözü de kayda değerdir:

“Gerçek ihtiyaçlar ile sahte ihtiyaçlar arasındaki ayrımın ortadan kalktığı tüketim toplumunda birey, tüketim mallarını satın almanın ve bunları sergilemenin toplumsal bir ayrıcalık ve prestij getirdiğine inanır. İnsan bu süreçte bir yandan kendini toplumsal olarak diğerlerinden ayırt ettiğine inanırken, bir yandan da tüketim toplumuyla bütünleşir. Dolayısıyla tüketmek fert için bir zorunluluğa dönüşür. İnsani ilişkiler yerini maddelerle ilişkiye bırakır. Artık geçerli ahlâk, tüketim etkinliğinin ta kendisidir.”

Bu konuyla alakalı bir anekdottan bahsetmek istiyorum. Dün bir hocamla birlikte Fatih semtine bağlı Fevzipaşa caddesinde yürüyorduk. Caddede yaklaşık bir kilometre boyunca sağlı sollu yerli ve yabancı markalara ait birçok kıyafet mağazası bulunmaktaydı. Mağazaların çoğunluğu ise hanım kıyafeti satmaktaydı. Sonra hocam bana dedi ki:

Görüyor musun Ahmet?

Uluslararası vb. şirketler, kimsenin ne giydiğiyle artık uğraşmıyorlar. Kendi ürünlerinin alınıp alınmadığıyla, kârla ilgileniyorlar. Yani kapitalistler, hem tesettür veya tesettürsüz kıyafetlerde hem de erkek kıyafetlerinde insanları tüketime teşvik ediyor. Bunu hem dindarlarımız hem de sekülerlerimiz pek fark edemiyor. Ben de hocama “maalesef öyle hocam” demekten başka bir cevap veremedim.

İslam dini bir hayat nizamıdır. Bundan dolayı hayatın her alanıyla alakalı uygulanabilir temel ilkeleri ifade eder. İslam’ın kıyafet konusundaki temel desturlarıyla alakalı öne çıkan ayet ve hadisler ise şu şekildedir:

“Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise verdik. Takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır. Bu (giysiler), Allah’ın rahmetinin alametlerindendir. Umulur ki öğüt alıp düşünürler.”  (Araf, 26).

“Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına, dışarı çıkarken üstlerine örtü almalarını söyle; bu, onların hür ve namuslu bilinmelerini ve bundan dolayı incitilmemelerini daha iyi sağlar. Allah bağışlar ve merhamet eder.” (Ahzâb,59)

Peygamber efendimiz, gurura sebep olacak ve aşırı derecede dikkat çekecek elbise giymemiş, giyilmesini de tavsiye etmemiştir. Ayrıca

“Kimin bir elbisesi varsa, onu temiz tutsun” buyurmuştur.

Bununla birlikte Rehber Peygamberimiz “erkeğin kadın gibi kadının ise erkek gibi giyinmesini” de yasaklamıştır.

Dindarlarımız kıyafet konusunda dini dairenin sınırlarını aşmamalı. Bununla birlikte aşağıdaki maddelerin seküler vatandaşlarımızı da ilgilendireceğini düşünmekteyiz. Çünkü kapitalizm, sadece dinlere değil insanlığa da karşı olan bir yapı ve zihniyettir (kapitalizm: kısaca tüketiyorum o halde varım zihniyetidir).

Tüm bunlardan çıkarılabilecek bazı sonuçlar:

– Kıyafetlerimiz doğallığa, sadeliğe yakın olmalı. Kibre yöneltmemeli.
– Kıyafetlerimizde ekonomik olmalı. Haram olan israfa ve lükse düşülmemeli. Haftanın yedi günü için yedi çeşit (veya ayın otuz günü için otuz çeşit) kıyafete mahkûm değiliz.
– Kıyafetlerimizin yerli olmasına dikkat etmeliyiz.
– Kıyafetlerimizde cinsel cazibe amaçlanmamalı. Örneğin  bedenimize dar gelmemeli.
– Kıyafetler bize uymalı biz onlara değil.

Bu maddelere dikkat ettiğimiz takdirde en azından kıyafet konusunda kapitalizmin “tükettiğin kadar varsın kültürünü” birlikte protesto etmiş oluruz. Bu protesto biz Müslümanların hem dini hem de insani göreviyken seküler vatandaşlarımızın ise insani görevleri olduğunu hatırlatmak isteriz.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.