islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Az Bulutlu
21°C

Müslümanların Kuyusunu Kazanlar

Müslümanların Kuyusunu Kazanlar

İslâm literatüründe, dışı Müslü­man içi kâfir olan, kalbi ile inanmadığı halde inkârını saklayıp, dili ile inandığını söyleyen ikiyüzlü kimselere “münafık”  denir.

Münafıklar Peygamberimizin (s.a) Mekke’den Medine’ye hicret buyurması üzerine, Medine’deki çıkarlarını, konumlarını ve statülerini korumak amacıyla dıştan Müslüman görünen, Müslümanlarla birlikte imiş gibi hareket eden ama gerçekte inkârcı olan kalabalık bir güruh idiler. Bunlar Müslümanlarla beraber görünmek için üşene üşene namaz kılar, istemeye istemeye sadaka verir, korka korka savaşlara katılır ama sürekli İslâm’ın ve Müslümanların kuyusunu kazarlardı. Efendimiz (s.a) münafıkları açığa çıkarmaz, camiden kovmaz, onlara “Müslüman” muamelesi yapardı; ama gerek Yüce Rabbimizin Kitab’ında, gerekse Peygamberimizin (s.a) hadislerinde bu tehlikeli gürûha sıkça dikkat çekilerek, Müslümanlar onların tuzakları, oyunları, hile ve desiseleri konusunda uyarılırdı…

Günümüz Müslümanları ise “münafık” kavramını maalesef özensizce kullanır oldular. Meselâ, kimi Müslümanlar, ulemâmızın “ehli kıble tekfir edilemez” ilkesi/ikazına rağmen, mümin kardeşlerini hiç çekinmeden “münafık” (içten “kâfir”) diye damgalayabiliyorlarken, buna karşılık söylemi ve eylemi ile İslâm düşmanı cephede yer alan ama çıkarı için Müslümanlara şirin görünenleri destekleyebiliyorlar.

İmdi, işte bu sebeple, münafıkların karakteristik özelliklerini âyet ve hadislerle etraflıca öğrenmeliyiz ki, onların sinsi tuzaklarına düşmeyelim:

Kur’ân-ı Kerim’in daha ilk sayfalarında, “İnsanlardan bazıları da vardır ki, inan­madıkları halde “Allah’a ve âhiret gününe inandık” derler.” (Bakara, 2/8) diye söz ettiği münafıkları, “Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyla ‘inandık’ diyen kimseler” (Mâide, 5/41) olarak tanımlaması anlamlıdır.

Kur’ân-ı Kerim, münafıkları tanıtmaya devam eder:

Nisa suresinin 4/139. âyetinde münafıkların müminleri bı­rakıp kâfirleri dost edindikleri”, 142-143.âyetlerinde ise, “Allah’ı al­datmaya çalıştıkları ama aslında kendilerini aldattıkları”, “namaza üşenerek tembel tem­bel kalktıkları”, “Allah’ı da pek az andıkları”, ne müminlerden yana ne de kâfirlerden yana olup, “arada bocalayıp du­rdukları” beyan edilir.

Tevbe suresinin 67. âyetinde münafık erkeklerin ve münafık kadınların “kötülüğü emrettikleri, iyiliği ise engelledikleri, Allah’ı unuttukları ve cimri oldukları” vurgulanır.

Münafikûn (münafıklar) suresinde, onların şu tipik özellikleri sıralanır: Yalancıdırlar, yeminlerini kalkan edinirler, insanları Allah yolundan alıkoyarlar, dış görünüşleri ve konuşmaları albenilidir, her gürültüyü kendi aleyhlerine zanne­derler ve düşmandırlar (Münafikûn, 63/1-4).

Sürekli olarak Müslümanların “başlarına belâların gelmesini gözetleyen” (Tevbe,  9/98) katıksız İslâm düş­manı münafıkların ikiyüzlülüğünü Kur’an-ı Kerim şöyle deşifre eder: “Onlar sizden olduklarına dair Allah’a yemin ederler; oysa sizden değildirler, fakat onlar korkak bir top­luluktur.” “Gönlünüzü hoş etmek için size (gelip) Allah’a yemin ederler.” (Tevbe 9/56, 62).

Onlar zalimler­ (Nur 24/50), yalancılar­ (Haşr 59/11), şeytanın isti­lâ ettiği en alçaklardır (Mücadele 58/19-20).

Münafıkların şu söylemlerinin benzerlerini bugün de duymuyor muyuz?

“Onlara: ‘Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın’ dendiği zaman: ‘Biz sadece ıslah edicileriz’ derler. İyi bilin ki, onlar bozgunculardır; fakat anlamazlar. Onlara: ‘İnsanların/halkın inandığı gibi siz de inanın’ dense, ‘O beyinsizlerin inandığı gibi inanır mıyız?’ derler. İyi bilin ki, asıl beyinsizler onlardır; fakat bilmezler. İnanmış olanlara rastladıkları zaman; ‘İnandık’ derler. Fakat şeytanlarıyla yalnız kaldıkları zaman; ‘Biz sizinle beraberiz, biz sadece (onlarla) alay ediyoruz’ derler. Allah da kendileriyle alay eder ve onları bırakır; taşkınları içinde bocalayıp dururlar…” (Bakara: 2/11-15)

Rasûlüllah da (s.a) münafıkların dört özelliğini açıklar: Konuştuklarında yalan söylerler, verdikleri sözde durmazlar, emanete ihanet ederler, düşmanlıkta aşırı giderler” (Müslim, İman 107; Buhârî, İman 24).

Allah’ın Dini, Rasulü, Kitabı, mümin kulları ve onları namaza çağıran ezan ile alay eden, Allah’ın yoluna engel olan, yalan haberler yayıp ortalığı karıştıran, günah ve düşmanlıkta yarışan, haram yiyen, akrabalık bağlarını koparan, kalpleri hastalıklı, ikiyüzlü, lanetli münafıkların bütün bu tipik özellikleri iyi bilinirse, “simalarından ve sözlerinin üslûbundan tanınabilecekleri”, “Allah’a hiçbir zarar veremeyecekleri” ve “Allah’ın onların işlerini boşa çıkaracağı” (Ahzâb 33/60-61; Nisa 4/140; Maide 5/57-58, 62; Muhammed 47/22-32) Kur’ân’da apaçık ortaya konuyor. Şu mübarek Ramazan ayında Allah’ın Kitabı’nı güzelce okuyup anlayarak ve yaşayarak münafıkların şerlerinden emin olmamız duası ile.

Abdullah YILDIZ

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.