Verimli Çalışabilmenin Sırrı: Öğle Uykusu
Independent Türkçe’nin haberine göre araştırmacılar, 8 saatten fazla çalışmanın zihinsel sağlığa herhangi bir katkı yaptığına dair delil bulamadı. Cambridge ve Salford Üniversitelerinden sosyologların birlikte yürüttükleri araştırma, çalışma sürelerini kısaltabilecek otomasyon teknolojilerinin tartışıldığı bir dönemde yapıldı. Sosyologlar, 2009’la 2018 arasında, Birleşik Krallık’ta yaşayan 70 binden fazla kişinin sağlığının çalışma sürelerine bağlı olarak nasıl değiştiğini gösteren bir anketin verilerini inceledi. Makalenin ortak yazarı, Cambridge Üniversitesi’nden Dr. Brendan Burchell konuyla ilgili olarak çalışmanın psikososyal faydalarından yararlanmak için, çalışma saatlerini azaltılması gerektiğini savundu. Çalışma saatlerinin düşürülmesinin de sağlık açısından faydalı olabileceğini Dr. Jed Boardman belirtmiştir. Yapılan araştırmaya göre, haftada 9 saate düşürülen çalışma saatleri karbon salımını önemli ölçüde azaltabilir.
Verimli Çalışabilmenin Sırrı: Öğle Uykusu
İşin içinde severek çalışmak ve verimlilik yok ise fazla iş yapmanın ve saatlerce çalışmanın gerçekten bir anlamı olmadığı gibi insan sağlığına da zararlarıdır. Bilim insanlarının yaptığı araştırmalar bu yöndedir. Ne var ki az çalışılmasına rağmen verimliliği artıran unsurlar da yok değildir. Bunların başında öğle uykusu (Kaylule) gelmektedir.
Çalışma hayatında yeni güç ve motivasyon kaynaklarına ulaşabilmek, işyerinde daha etkin ve verimli bir biçimde çalışabilmek için, öğle uykusunu tavsiye etmek, bir çoğumuzun tuhafına gidebilir. Ancak, bu sahada yapılan ampirik (deneysel) çalışmalar, öğle vaktinde uykuya dalan kişiler hakkındaki ön yargılarımızı (işten kaytarma, tembellik vb) tashih edecek boyuttadır. Öğlenlerin kısa bir süre için “şekerleme” yapan işçiler ve memurların, zannedildiğinin aksine, uyumadan dinlenmek isteyenlere nazaran daha dinç oldukları belirlenmiştir.
Mesela Almanya’nın tanınmış araştırma şirketlerinden EMNİD’in yaptığı geniş kapsamlı bir anket, çalışan insanların aslında öğle uykusuna meyilli olduğunu göstermektedir. Buna göre, 14 ile 60 yaş grubuna mensup büro çalışanlarının üçte birisi, işyerlerinde özellikle öğle vakitlerinde açıkça veya gizlice kısa bir şekerleme yapmaktadır. 14–29 yaş grubuna mensup kişilerdeki bu oran, % 41’dir. Genelde bilinen bu gerçek, uyku araştırma merkezlerinin pek ilgi alanına girmemekteydi. Çünkü uyku araştırma merkezleri, daha çok tıbbî metotlarla uyku rahatsızlıklarını araştıran ve tedavi yöntemleri geliştiren ihtisas hastaneleridir. Bu hastanelerde genelde yataklı uyku deneme ve araştırma laboratuvarları bulunmaktadır.
Kaylule’nin Faydaları Nelerdir?
Almanya’nın değişik bölgelerinde açılan yaklaşık 200 uyku araştırma merkezi, Almanya Uyku Araştırma ve Uyku Hekimliği Birliğinin (Deutsche Gesellschaft für Schlafforschung und Schlafmedizin) denetimi altında faaliyet göstermektedir. Bunlardan, Regensburg’da faaliyet gösteren ve Avrupa Uyku Araştırmalar Birliği’nin Merkezi olan Alman Sağlık ve Uyku Akademik Merkezi (Deutsche Akademie für Gesundheit und Schlaf) en çok ün yapmış merkezlerden birisidir. Psikiyatristler, nörologlar, psikologlar, uzman bakıcılar, sosyal psikologlar ve tıbbî asistanların görev aldığı bu araştırma merkezinin başında Prof. Dr. Jürgen Zulley, Prof. Dr. Göran Hajak ve Dr. Peter Geisler bulunmaktadır. Çalışma performansı açısından öğle uykunun rolü ve önemi üzerinde yoğun araştırmalar yapan bu merkezin elde ettiği bulgu ve bilgiler, aşağıda özetle verilmektedir.
İşyerinde Öğle Uykusu Nasıl Tatbik Edilmeli?
İnsan, biyolojik ritmine uygun olarak uyumalıdır. Araştırmalar, insanların, iki ayrı uyku dalgasına göre programlandığı ortaya çıkmıştır. Bu iki dalgadan biri, öğle arasındaki 15-30 dakikalık uykudur. Öğle vakti ve öğle yemeği öncesi uyunacak bu uyku, uykusuzluğun da en önemli çözümlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Diğeri ise gece 12.00-04.00 arası uyanacak uykudur. Bu iki vakti düzenli olarak uykuda geçiren kişiler, hem uykusuzluk sorununu aşabilirler, hem de hayatta daha zinde olabilirler. Dolayısıyla işyerlerinde uygun ve rahat uyku mekânları oluşturulduğunda işçiler daha çok verimli çalışacaktır.
Uyku dalgası geldiğinde, kişinin uyuması, ne kadar sağlıklı ise, uyanıklı dalgası geldiğinde de uyumaması da, o kadara sağlıklıdır. Özellikle, kortizol gibi uyanıklık veren hormonların en fazla salgılandığı dönem, sabah 8 ile 11 arasıdır. Yapılan birçok araştırma, bu saatlerin plânlama, düzenleme ve ileriye dönük yapıcı fikir üretimi için en verimli saatler olduğunu göstermektedir. O hâlde, bu vakitlerde uyumak, kişinin verimliliği açısından çok sakıncalıdır.
Güneşin ilk ışıklarını alan vücut, melatonin hormonu salgılamakta ve bu hormon, biyolojik saatimizi belirlemektedir. Biyolojik saatimiz, kendi fıtrî kaidelerine göre çalışmaktadır. Öğle uykusunun sağlıklı olabilmesi ve kişinin yeterince dinlenilebilmesi için, mutlaka sabah erkenden kalkılmalıdır.
Ezcümle
İş hayatında çalışanlara öğle uykusu hakkı tanınması, bir tabu olarak görülmemesi gerekmektedir. İşverenler ve işçi sendikaları, bu konuda yapılan çalışmaları tâkip edip, bunun uygulanabilirliği konusunda araştırmalar yapmaları, hem çalışanların sağlığı ve verimliliği, hem de işletme performansı açısından elzemdir. Nitekim Uzak Doğunun süratle kalkınan dev şirketlerinde çalışan işçiler de bilinçli olarak öğle uykusu için çalışmalarına ara vermekte ve böylece plânlı ve sistemli bir şekilde iş veriminin zirvesine çıkmaktadırlar. Hayatımızın ve işlerimizin kalitesini artırmak, enerjimizi akıllı ve bilgili bir şekilde kullanmak istiyorsak, öğle uykusunun sırlarını ve faydalarını da bilmemizde fayda vardır.
Resulullah’ın (sav) sünnetinde de “Kaylule”nin olduğunu bu vesile ayrıca belirtmek isteriz. Peygamberimizin tavsiyesi şu şekildedir:
“Gündüz orucu için sahur yemeğinden ve gece ibadetine kalkmak için “kaylûle”den istifade ediniz.” (İbn Mâce, Savm, 22).
Nitekim asr-ı saadette kaylule’nin bilfiil uygulandığını sahabi Hz. Enes’ten de öğrenmekteyiz:
“Bizler Cumaya erken davranır, namazdan sonra da kaylule yapardık.” (Buhâri, Cuma, 40).
İşyerlerinde kaylule uygulamasına geçirilirse hem unutulmuş bir Sünneti ihya etmiş oluruz, hem de çalışma hayatında verimliliği de artırmış oluruz. Verimliliği bu şekilde artıracağımıza göre buna mukabil olarak da çalışma saatlerimizi azaltır ve sosyokültürel faaliyetlerimize daha çok vakit ayırabiliriz.
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi