islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5555
EURO
34,8878
ALTIN
2.433,84
BIST
9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Perşembe Parçalı Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Az Bulutlu
18°C

Yeşil Alanda Büyüyen Çocuklar Daha Sağlıklı

Yeşil Alanda Büyüyen Çocuklar Daha Sağlıklı
16 Ağustos 2021 13:50
A+
A-

Yeşil Çevre İnsan Fıtratına Hitap Ediyor

Danimarka’daki Aarhus Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, yeşilin bol olduğu ortamlarda büyüyen çocukların ilerde daha az psikolojik rahatsızlık yaşadığını ortaya koydu. ABD’deki PNA isimli dergide yayımlanan ilgili makaleye göre 1985-2013 yılları arasında bir milyon kişinin aileleriyle yaşadığı bölgeler uydu fotoğrafları aracılığıyla incelendi. Araştırmacılar, buna ek olarak 1985 ve 2003 yılları arasında doğan çocukların uzun süreli sağlık verilerini en az 10 yaşına kadar 16 psikoloji rahatsızlığı baz alarak değerlendirdi. İki verinin kıyaslanmasıyla yeşil ve psikoloji rahatsızlıklar arasında ilişki tespit edildi. Araştırmayı yapan uzmanlardan Kristine Engemann “Verilerden, bir çocuğun doğumundan itibaren 10 yaşına dek yeşil bir ortamda ne kadar uzun süre yaşarsa, psikolojik bir hastalığa yakalanma ihtimalinin o denli az olduğunu gördük. Bir çocuğun yeterli yeşil alan olduğu müddetçe şehirde büyümesi kötü bir şey değil” dedi.

Yeşil Çevre İnsan Fıtratına Hitap Ediyor

Şehirlerde bile olsa park ve bahçelerin bol olduğu ortamlarda büyüyen çocukların bu gibi yeşil ortamlarda büyüme imkânı olmayan çocuklara göre psikolojik hastalıklara yakalanma ihtimalinin daha az olması, insan fıtratının yeşil çevreye daha yatkın olduğunu gösteriyor. Buna göre özellikle şehirlerde yaşayan çocuklarımıza yeşil ortamlarda ne kadar uzun süre yaşama fırsatı verebilirsek, çocuklarımızın fıtrî gelişimine de katkı sağlamış oluruz ve daha çok sağlıklı nesiller yetiştirebiliriz. Öyle ise bunun için toplumsal farkındalık anlayışı doğrultusunda kentlerimiz boğucu ve çarpık beton yapılanmasından kurtarılmalı ve bunun yerine yeşil çevre dostu kentsel dönüşüm için yol almalıdır. Ayrıca toplumda çevre ahlâkı bilinci de geliştirilmelidir.

Kentlerde Yeşil Çevre İçin Toplumsal/Kurumsal Çevre Ahlâkına İhtiyaç Vardır

İslâm’da güzel ahlâk, sadece insanın sosyal hayatı ve beşerî münasebetlerde sergilemesi gereken tutum ve davranışlarıyla sınırlı değildir. Güzel ahlâk, Müslümanın tüm varlıklarla münasebetini içine almaktadır. Güzel ahlâk, Müslümanın kendi varlığıyla, sosyal ve tabiî çevresiyle ve tüm bunların mutlak sahibi olan Allah ile manevî münasebetlerini de kapsamaktadır. Bu manada çevre ahlâkı, şuurlu bir Müslümanın tabiî çevreye karşı sahip olması gereken ahlâkî sorumluluklarıdır.

Çocuklarımız için çevre dostu bir kente sahip olabilmek için, tabiî çevrenin korunması yönünde bütün kentlilere büyük görevler düşmektedir. Bu bağlamda insanların havaya, suya, toprağa ve üzerinde yaşayan tüm canlı varlıklara zarar vermeyecek ve tabiî kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanımını sağlayacak davranışlarda bulunmaları kaçınılmazdır.

Çevreye karşı sorumlu olması gereken kurumların başında üretim yapan fabrikalar ve işletmeler gelmektedir. İşletmeler; toprak, hava, su ve iklimden (hava şartlarından) oluşan bir tabiî çevre içinde faaliyet gösterir. Çevre ahlâkını benimsemiş işletmeler, bir taraftan mal ve hizmet üretirken, bir taraftan da tabiî çevreyi kirletmemektedir. Bütün fabrikalar, üretimde bulunurken “çevre dostu teknolojilerin yanında tabiatta kendiliğinden yok olacak malzemeler kullanmaya özen göstermelidir. Havaya, suya, toprağa ve üzerinde yaşayan insanlara ve diğer canlılara zarar verecek maddelerin biyosfere atılmasını azaltacak önlemler alınmalıdır. Atıkların azaltılmasında geri dönüşüm (recycling) yoluyla eski maddelerin tekrar kullanımı sağlanmalıdır. Yenilenemez nitelikteki doğal kaynakların çok dikkatli bir şekilde kullanımı için önlemler alınmalıdır. Su, toprak ve orman gibi yenilenebilir doğal kaynakların ise uzun süre kullanımı için dikkatli plânlama yapılmalıdır.

Geniş kapsamlı bir çevre ahlâkının tesis edilmesine yönelik olarak bütün organizasyonlar, çevre ahlâkı konusunda duyarlı olmalıdır. Organizasyonlarda çevre ahlâkı konusunda “ahlâk standartları” belirlenmeli ve bu standartlara uygun hareket edilmelidir. Kent yönetim mekanizmalarında çevre ahlâkı, kurum kültürünün ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Bu doğrultuda çevre ahlâkına yönelik davranış ve eylemler takdir görmeli ve ödüllendirilmelidir. Aynı zamanda yeşil çevre ile ilgili eğitim faaliyetleri, bilinçli olarak sürdürülmelidir. Çevre ahlâkına yönelik hukukî düzenlemeler yapılmalı ve çevre denetimi ile ilgili bazı kurumlar oluşturulmalıdır.

Netice-i Kelâm

Çevre ahlâkı ve çevre hukukunun önemi, haddizatında bize emanet edilen bu dünyaya karşı manevî sorumluluklarımızla yakından ilgilidir. Bu dünya, atalarımızdan geçici bir süre için miras olarak aldığımız ve bizden sonraki nesillere de temiz olarak miras bırakacağımız bir değerdir. Bu meyanda çevre ahlâk bilincinin toplumsal ve kurumsal boyutuyla işlevsel, etkin ve yaygın olabilmesi için, yeşil çevreye karşı sorumluluğumuzun manevî/uhrevî boyutuna da hatırlatmamız gerekmektedir.

Yeşil çevreyi korumak, yeni yeşil ortamlar oluşturmak, sevap olduğu kadar tabiatı kirletmek, tahrip etmek o kadar günahtır. Yeşili korumak zaman ve mekân açısından o kadar önemli ki, bunun kıymetini bilseydik, bugün kentlerimizi bir beton yığını haline getirmezdik. Halbuki hemen herkes, Peygamberimizin (sav) şu hadisi-i şeriflerini mutlaka duymuştur:

“Kıyamet kopuyor olsa ve birinizin elinde bir fidan bulunsa, kıyamet kopmadan önce onu dikebilirse bunu hemen yapsın!” (Ahmed; III: 191, 183).

Hangi şartlar altında olursak olalım her halükârda çevremizi sürekli olarak yeşillendirelim. Kim bir yeşil çevreyi korumak ve geliştirmekle daha bilmediğimiz nice maddî ve manevî faydalar görüyoruzdur.

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.