islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4961
EURO
34,8228
ALTIN
2.489,06
BIST
9.543,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Cuma Yağmurlu
14°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Çok Bulutlu
18°C

LÛT’UN EŞCİNSELLİĞİ YASAKLAYICI TEBLİĞLERİ BİZLERİ DE BAĞLAR

LÛT’UN EŞCİNSELLİĞİ YASAKLAYICI TEBLİĞLERİ BİZLERİ DE BAĞLAR
19 Temmuz 2022 11:00
A+
A-

Şanı yüce olan Allah bütün Peygamberlere muhakeme yeteneği ve gücü vermiştir. Onlara bir de Kur’ân’ın el-Kitab dediği îman ve yaşam kurallarını içeren l Kitap verilmiştir. (Enam 83-90; Âl-i İmran 79,81…)

Kur’ân’ın beyanına göre her topluma, kendisine el-Kitap verilen bir Peygamber gönderilmiştir. (Fatır 24)

Dikkatten kaçırıyoruz. Dünyanın bir ucundan diğer ucuna neresine giderseniz gidin birbirine benzeyen inançlar, ritüeller ve uygulamalar görülür. Bunun sebebi her bir topluluğa bir Peygamber gönderilmiş olması ve her bir Peygambere de ana hatlarıyla aynı hükümleri içeren el-Kitap indirilmiş olmasıdır. Aziz Peygamberimize indirilen Kur’ân, bu her bir peygambere indirilen el-Kitab’ı içerir, ayrıca da ilave hükümler de ihtiva eder.

Yüce Rabbimiz farklı zamanlarda, değişik coğrafi bölgeler ve topluluklara gönderdiği Peygamberlere indirdiği bu el-Kitap’tan muhtelif bölümleri /hükümleri Kur’ân’a da aktarmış ve Kur’ân imanlıları için yürürlükte kılmıştır. Mesela Hazreti Musa’ya verilen el-Kitap’tan Kısas yasası alınmıştır. (Mâide 45) İslâm ceza hukukunda Kısas, suça bire bir ceza içeren mucizevî ilkelerden biridir. Yeryüzündeki ceza sistemleri bu Kısas’a nisbetle ilkeldir.

Hazreti Şuayb’a verilen el-Kitab’tan ekonomik hayatı düzenleyen; insanların birbirlerinin mallarını sömürmelerine engel olan yasalar aktarılmıştır. (Hûd 85) Hz. Lût’a verilen el-Kitab’tan da Kur’ân’a eşcinselliği yasaklayan ve cezalandıran yasalar nakledilmiştir. Ancak bütün bu alıntılar ve bu nakiller yapılırken aynı konulara değinen özel emirlerle de bu hükümler pekiştirilmiştir. (Bakara 178; Nisa 29)

Eşcinsellik Zinadan Ağır Bir Haramdır

Eşcinsellik zinadan daha ağır bir haramdır, insan doğasında nefretle karşılanan/karşılanması gereken bir haramdır. Ama insanlık Yaratan’dan koptuğu için, Yaratan’ın yasalarına göre hayata bakmadığı/bakamadığı için eşcinselliğe -karşı çıkmak şöyle dursun- yasalarla koruma altına almaya başlamıştır. Amerika ve AB ülkelerinin bir kısmı başta olmak üzere 26 ülke eşcinsel evlilikleri yasallaştırmıştır ki bu durum insanlığın manen çökmekte olduğunun, doğal ve sosyal afetlerle cezalandırılacağının da işaretidir.

Kur’ân-ı Kerim’de zina haram kılınmıştır ve zina Furkan, İsra, Nûr ve Mümtehine sûrelerinde dört yerde konu edilir. Fahişe/Çirkinlik ve Hebâset/Pislik şeklinde iki vasıfla da kötülenir. (İsra 32; Nûr 26) Mesela İsra Sûresi âyet  32’de  “Aman Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o Fahişe’dir/çirkinliktir. Kötü bir yoldur,” buyurulur.

Gelgelelim eşcinsellik böyle değildir. Eşcinsellik Kur’ân-ı Kerim’de dört s’urede değil 11/onbir sûrede ele alınır: Araf, Hûd, Hicr, Enbiya, Şuara, Neml, Ankebut, Saffat, Zariyat, Kamer ve Nisa sureleri… 10 sûre Mekkî olup sadece Nisa sûresi Medenî’dir.

Seküler-Laik Düzenlerde de Eşcinsellikle Mücadele Edilmelidir

Bunun pek büyük bir anlamı vardır. O da seküler – laik düzenler içinde bile eşcinsellikle kültürel ve hukuksal mücadelenin gerekliliğidir.
Öneminden ötürü konuyu açalım:

Hz. Lût bağlamında eşcinselliği konu edinen âyetler İslâm’ın ilk yıllarını oluşturan Mekke döneminde indirilmiştir. Mekke dönemi seküler-laik bir dönemdir. Bir diğer anlatımla hayatı İslâmî kurallara göre yapılandıran Kur’ânî yasalar henüz indirilmemiştir. Üstelik eşcinsellik bilinmekle beraber faiz ve zina gibi yaygınlık kazanmamıştır. Böyle iken eşcinsellik 10/on Mekkî ve bir Medenî sûrede aynı bağlamda konu edildi ve 11 kötüleyici vasıfla da yerildi. Bu onbir vasfın Fahişe, Münker ve Habâis olarak üçü eşcinselliği yererken sekizi ile de eşcinseller yerildi. Bu onbir vasfı açıklayacağız.

Eşcinsellik Hz.Lût’un Kavmiyle Kitleselleşti

Burada bir önemli noktaya daha değinelim:
İlk insan cemiyetini oluşturan Hz. Adem’in toplumundan günümüze kadar her toplumda faiz ve zina gibi eşcinsellik de olmuştur. Mesela Kur’ân’ımızın anlatımına göre insan öldürme ilk insan toplumunda gerçekleşti. (Maide 30) Öldürme olur da eşcinsellik olmaz mı, elbette olur. Ama Lût toplumunun bir aşağılık özelliği var.

Bu inkârcı sapkın, azgın ve zalim toplum eşcinselliği kitleselleştirmiştir. Koca Sodom ve Gomore şehirlerinde kadınları dahil bir aile dışında hepsi eşcinsel olmuştur. Yani kadınları lezbiyen erkekleri de eşcinsel olmuş.

Kur’ân Zariyat sûresinin 36. âyetinde Rabbimizin diliyle, “Biz orada bir aile dışında eşcinsellik yasağına uyan bulmadık,” buyurur. Böylesi aşağılık bir kavim olduğu içindir ki tarihten silinmiş, medeniyetler gibi korkunç bir çığlık ve ardından gelen taş yağmuruyla tarih sahnesinden yıkılıp gitmiştir. (Hıcr 73-74)

Neden 10 Sûre’de 11 Yerici Vasıf?

Burada soralım: Eşcinselliğe ve eşcinsellere Mekke döneminde neden bu 10 Sûre’de 11 yerici vasıfla yer verilmiştir? Oysaki homoseksüellik Mekke’de yaygın değildi. Dönemin medyası gibi olan şairlerin şiirlerinde eşcinselliğe yer verilmekteydi ama fiilen tespiti yapılan vakalar pek yoktu. Mesela Hazreti Peygamber döneminde bir eşcinsellik olayı onun huzuruna getirilmedi ve onun tarafından ceza verilişine de tanık olunmadı.

Böyle iken verilen önemin ana sebebi Kur’ân’ın Kıyamet Günü’ne kadar yürürlükte kalacak ve insanlığın oluşacak problemlerine çözüm üretecek Kitap olmasıdır.

Evet Kur’ân tarihin yedinci asrında Mekke ve Medine dönemi için geçerli bir Kitap olarak değil Kıyamet gününe kadar yürürlükte kalacak bir Kitap olarak indirildi. Onu indiren Allah insanlığın geleceğini de biliyordu.

Eşcinsellik insanlık hayatında her dönemde vardı ama Kur’ân’ın indirilişinden sonra giderek yaygınlaşmaya başlayan bir belay-ı azîm oldu. Eşcinsellik bugün örneğin Amerika ve AB ülkelerinde yaygın ve yasal. 26 ülkede eşcinsel evlilikler bile meşru. Bu iğrenç fiil memleketimiz dahil her yerde var. Mahremler arası Ensest ilişkiler de görülüyor.

İslam Dini’ne inancın olmadığı veya zayıf olduğu fıtrattan  yani yaratılış değerlerinden sapılan her bir coğrafi bölgede her türlü haram işlenebilir. Hukukta, yasalarda ve sanat eslerinde de görülebilir. İnsanlık böyle bir zilleti ancak eşcinsel Lût kavminde görmüştü. Onun akıbetine doğru da gidiyor.

AB’ye Girmek Eşcinselliğe Onay Vermektir

Burada değinmeden geçemeyeceğim, Avrupa Birliği’ne girmeye çalışıyoruz ya, Avrupa Birliği’nin gerektirdiklerinden biri de ayrımcılık yasağıdır. Daha açık bir anlatımla eşcinselliği meşru tanıma gereği.

İnşallah bu beladan kurtuluruz ama sormalı değil miyiz? Bizim AB’ye ne ihtiyacımız var, zaten ikili ilişkiler içerisinde değil miyiz? Dünya’da bilim-teknoloji batının tekelinde midir?

Emperyalistlerin güdümündeki Dünya Sağlık Örgütü bilimsel bir cinayet işleyerek kendince eşcinselliği cinsel hastalık olmaktan çıkardı. Bir de özel görevli  olarak Amerikan Psikoloji Derneği var. Doğuştan olduğunu ileri sürdüğü eşcinselliğin tedavisinin olanaksız olduğunu dillendiriyor. Maalesef üniversitelerimizin ilgili birimleri de çoğunlukla bu inançtadır. Çünkü tedavi için giden insanlara “Dünyanın üçte biri eşcinsel olmuş siz de olsanız ne olur?” diyecek kadar alçalan sözde bilim adamlarımız var. İlmi, imansızlıklarına ve sömürülerine alet eden etik yoksunları çoğalmaktadır.

Evrim teorisinde de aynı yöntemi izlemiyorlar mı? Adı üstünde teori! Koca koca bilim adamı görünümlü şarlatanlar çıkıyor, teoriyi bilim diye Müslümanlara ve ülkemiz insanına satmaya çalışıyorlar.

LGBT ismi altında artık açıktan faaliyetler gösteriliyor. Engelleyici yasa olmadığı için  yaklaşan büyük tehlike ortada. Buradan YÖK’e, tıpçılara, hukukçulara, sosyologlara ve İlahiyatçılara sesleniyorum. Buradan Diyanete sesleniyorum; eşcinsellik üzerinde yapılmış bir doktora çalışması ve hazırlanmış bir tek hutbe ve vaaz var mı? Yok. Olamaz da. Çünkü biz İslâm’ın ve bilimin değil, AB’nin ve laikliğin izindeyiz.  Peki biz ne iş yapar, ne işe yararız?

Devamı Gelecek….

ALİ RIZA DEMİRCAN 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.