islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
13°C
İstanbul
13°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
21°C
Salı Az Bulutlu
23°C

Ne alırsam susarsın?

Ne alırsam susarsın?

Şeyma Demircan NAMAZCI

Alışveriş merkezlerinde, parklarda, davetlerde ağlayan, anne babasıyla inatlaşan çocuklarla herkes karşılaşmıştır. Biz eğitimciler bu manzaraya sabah okul kapısında da şahit oluyoruz.

Ebeveynlerle yaptığımız sohbetlerde “aslında evde sakin bir çocuk, ama dışarıya çıktığımız zaman çok huysuz ve inatçı davranıyor “ cevabını alıyoruz. Peki çocukları özellikle toplumsal ortamlarda huzursuz eden durum ne olabilir. Birkaç örnek:

Sabah okul kapısında ağlayan küçük kıza baba neden ağladığını soruyor. Küçük kız babasına sen de benimle okula gel diyor. Baba bunun mümkün olamayacağını her sabah olduğu gibi bir kez daha anlatıyor. Küçük kız bu açıklamadan sonra ağlama şiddetini biraz daha arttırıyor. Baba hem kızının ağlamasına üzülüyor, hem de etraftaki velileri ve kapıda öğretmenleri bekletmenin rahatsızlığını yaşıyor. Kızına “akşam sana ne alayım “ diyor. Baba küçük kız susana kadar alacakları konusunda vaatlerde bulunuyor.

Bayram ziyareti sırasında sıkılan çocuk artık gidelim diye ağlamaya başlıyor. Anne biraz sonra gideceğiz diyor. Çocuk bu cevabın üzerine ağlamakla birlikte anneyi tekmelemeye başlıyor. Anne sessizce “insanların yanında rezil oluyorum, yapma böyle, ayıp “ diyerek çocuğu uyarıyor. Çocuk bu uyarıdan sonra daha fazla hırçınlık yapmaya başlıyor. Sonunda anne çocuğa “ telefonumu versem susar mısın “ diyor ve telefonu çocuğa veriyor.

Örneklerini çoğaltabileceğimiz bu durumların ortak yanının “ toplum içinde yaşanmaları “ olduğunu görüyoruz. Aileler toplum önünde çocuklarının hoş olmayan davranışlarından rahatsız oldukları için onların isteklerini kabul ediyorlar. Çocuklar ise istediklerini yaptırabilmek için “ toplum önünde “ olmanın avantajını fark etmiş durumdalar.

Biz bu konuda ebeveynlere, çocuklarına 1,5-2 yaşından itibaren sağlıklı sınırlar koymalarını ve onlarla tutarlı davranışlar ile ilişki kurmalarını tavsiye edebiliriz… Telefonla vakit geçirmesi istenmeyen bir çocuğun elinden telefonu bazen inatlaşarak almak, bazen de“ özellikle toplumda “ susması için vermek, çocuğa “ telefonla oynaman o anki şartlara göre izin verip vermeyeceğim bir durumdur “ mesajını verir. Ya da çocuk oyuncakçının önünde ağladığı zaman ona oyuncağı almak “bu oyuncağı almam için beni rahatsız etmen gerekiyor “ mesajını verir. Oysaki telefonla oynamanın zararına inanılıyorsa, çocuk ile telefonun tanıştırılmaması gerekir. Çocuğun yeni bir oyuncağa ihtiyacı olduğu düşünülüyorsa bunu onun ağlamasına gerek kalmadan, belki para biriktirmesine fırsat verilerek alınması gerekir…

Sırf çevreyi rahatsız etmemeleri için çocukların isteklerini yerine getirmek çocuğu toplum önünde kontrolsüzlüğe iteceği gibi ebeveyni de tutarsız yapar. Bu tutarsızlık ahlaki gelişimini sürdüren çocuk için olumsuz bir örnektir. Çocuk gelişiminde ahlak eğitiminin önemi ise güzel dinimiz İslamın üzerinde çokça durduğu bir konudur.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.