islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3151
EURO
35,0957
ALTIN
2.298,67
BIST
9.050,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
20°C
İstanbul
20°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

Özel Hayatımızı da Koruyup İslâmileştirmeliyiz I

Özel Hayatımızı da Koruyup İslâmileştirmeliyiz I

Bismillahirrahmanirrahim

Bizleri konuşmaya ve yazmaya muvaffak kılan Yüce Allah’ımıza hamd ederim. Aziz Peygamberimiz biricik hayat önderimiz Hz. Muhammed’e kalbi ihtiramlarımı arz eder, bağlılarını arttırmasını Yüce Mevla’mızdan niyaz ederim.

Özel Hayatımıza Dikkat Göstermiyoruz

İnsanlar sosyal hayatlarında ve aleni ilişkilerinde yasalara, dini ve ahlâki ölçülere ve de toplum örfüne daha bir dikkat gösterirler. Ancak özel hayatlarında aynı dikkati, duyarlılığı göstermediklerine hep birlikte tanığız. Gizlilikler, suçlar ve de günahlar genelde özel hayatlarda kendisini gösterir.

Özel hayat, kişinin başkalarının bilmesini istemediği sözler, davranışlar, işler, ilişkiler, sözleşmeler, parasal işlemler, haberleşmeler ve cinsel eylemler başlıkları altında incelenebilir.

İslâm insan şahsiyetine büyük bir önem verir. İnsanların özel hayatının gizliliklerini araştırmak, İslâm dininde büyük haramlardan birini oluşturur. Bu sebeple o, özel hayatın korunmasını emreder, gizliliklerin araştırılmasını yasaklar. Bunun için de pek çok kurallar koyar.

Özel Hayatımızın Gizliliklerini Korumalıyız

İslâm başkalarının özel hayatına saygı duyulmasını emrettiği gibi, kendi özel hayatımıza da saygı duymamızı emreder. Kendi özel hayatımızın gizliliklerinin de korunmasını; açığa vurulmamasını ister. Bunun için de birçok görevler yükler. Biz bu görevleri üç başlık altında inceleyeceğiz.

  1.  Özel hayatımızın gizliliklerine ulaşılmasını engelleyici önlemleri almak,
  2. Özel hayatımızı İslâmileştirmek ve
  3.  Özel hayatımızda yaptığımız günahlarımızı asla açığa vurmamak.

Bu üç temel görev zor gibi görülse de biz müminler için kolaydır. Çünkü bizim imanî alt yapımız vardır. Bir diğer anlatımla biz Allah’a, ölüm ötesi hayatına ve bu hayatın sorgulamasına inanan insanlarız. Bu inancımızın sağladığı kesin bilgilerimize göre; Rabbimiz bizi her halimizle görüyor, biliyor. Rabbimizin bizler için görevlendirdiği melekler, bütün iradeli sözlerimizi kaydediyor. Tüm iradeli davranışlarımız ve işlerimizi yakın çekimle filme alıyor. Böylece gizli hayatımızın olamayacağını biliyoruz.

Yüce Rabbimiz bizimle daima beraber olduğunu, yaptıklarımızı gördüğünü yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimde Hadid sûresinin dördüncü âyetinde şöylece açıklıyor;

“Allah nerede olursanız olun sizinle beraberdir ve Allah sizin yaptıklarınızı görmektedir.“

Tüm yeryüzünde ve bütün evrende Allah’a; gizli olan hiçbir şey yoktur. Ali İmran sûresinin beşinci âyetinde bu gerçek bize şöylece hatırlatılıyor:

Yer de ve gök de hiçbir şey ama hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.“

Allah sadece gizlileri değil gizlilerin gizlisini de bilir. Taha sûresinin yedinci âyetinde “Siz sözü açığa vurursanız Rabbiniz onu bilir, o gizliyi gizlinin de gizlisini bilir.” buyrulmaktadır. Çünkü O, bize Kâf sûresinde açıklandığı üzere can damarımızdan daha yakındır.

Özün özü odur ki gizlilik yoktur. Gözetim altındayız. Bu gerçeği Zuhruf sûresinin sekseninci âyetinin anlamını sunarak bir daha pekiştirelim:

“O iman ve yaşam suçluları bizim onların gizlediklerini, fısıldaşmalarını bilmediğimiz, işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır. Elçilerimiz olan melekler onların bütün sözlerini kayda alıyorlar ve iradeli bütün davranışlarını ve işlerini gizlediklerini yakın çekimle filme alıyorlar.“

Bizim hayatımızın gizliliklerine ulaşmak isteyenler bilmediğimiz, bilemediğimiz yol ve yöntemle hayatımıza girmeye çalışıyorlar. Aldıkları kayıtlar, yaptıkları çekimler ortaya konulduğunda biz haberdar oluyoruz. Ama âhiret hayatımızın sorgulamasıyla alakalı kayıtların ve çekimlerin yapılacağı bize önceden bildiriliyor. Mesela, ben yazarken siz de okurken melekler bizi filme alıyorlar ve görüntülerimiz amel kitabımız için arşivleniyor.

Özel hayatımızın gizliliklerini korumamıza ilişkin üç ana görevimiz olduğunu söylemiştik. İlk görevimiz:

aa. Özel hayatımızın gizliliklerine ulaşılmasını engelleyici önlemler almaktır.

 Bunun için bize yüklenen vazifelerin üç tanesine değinelim:

  1. Örtülü olmak.

Örtünme erkeklerimizin için de önemli olmakla birlikte, özellikle kadınlarımız için daha bir önem arz eder. Bizler özel hayatımızda dahi çıplaklıktan korunmakla yükümlüyüz.

Aziz Peygamberimiz, Allah’tan utanmamızı öğütlerken, bize refakat eden rahmet meleklerine karşı utançlı olmamızı da öğütlüyor. Daha açık bir anlatımla özel hayatımızda kimse görmüyorken bile çıplaklıktan korunmamız emrediliyor. Yapılan açıklamalardan özel hayatımızda eşler arasında oluşması doğal olan çıplaklığın haram olduğu sanılmamalıdır.

İslâmi ölçülere göre giyinmediğinizde insanların dikkatlerini çeker, vücudumuzun mahremi bölgelerine nüfuz etmeleri için onları tahrik etmiş oluruz.

  • Konut ve işyerimizi ihtiyaçlarımıza göre düzenlemek.

Konutlarımıza girilmesi, bakılması ve dinlenilmesini engellemek görevimizdir. Önlemimizi alacağız. Ahlâksızlara fırsat vermeyeceğiz.

Burada önemli olan bir noktaya değinelim; İslâm dininde evlerin geniş olması öğütlenir. Ana babanın, yetişkin kız ve erkek çocuklarının, mümkünse her birinin küçük ama özel yatak odalarının olması gerekir.

Bugün kanayan bir yaramız olup giderek artmakta olan ensest ilişkilerin temel sebeplerinden biri, yetişkinlerin aile hayatında özel yatak odalarının olmamasıdır.

Burada sırası gelmişken değinelim. Özel yatak odası, eşler için ise daha bir elzemdir. Her evli erkekle kadının şerî mesken denilen bir meskeninin olması gerekmektedir. Mahremiyetlerine nüfuz edilmemesi için, mutlaka bağımsız bir oda ile birlikte bağımsız bir tuvalet-banyoyu içeren eve/daireye sahip olunması veya kiralanması gerekir. Bugünkü konutlarda ebeveyn banyosunun varlığı fevkalade önemlidir, yerindedir ve İslâmîdir.

  • Şüpheli Davranışlardan Kaçınmak.

Şüpheli davranışlarımız, karşıtlarımızın mahremi/özel hayatımızı araştırmalarına sebep olabilir.

Aziz Peygamberimiz bir Ramazanda Mescid-i Nebi’de itikâf’taydı. (İtikâf Ramazan’ın son on gününde herhangi bircamide kendimizi ibadete vermektir.)

Kendisini ziyarete gelen eşi Hz. Safiye’yi, mescidin dışında uğurlarken yanlarından iki sahâbi geçer. Peygamberimizi bir kadınla beraber görünce acelece yürümeye başlarlar. Peygamberimiz onları durdurur ve “Bakın bu yanımdaki bu kadın eşim Safiye’dir,“ der. Onlar da “Ya Rasûllellah! Niye açıklama gereğini duydunuz ki?“ derler. Peygamberimiz ise Kıyamet Günü’ne kadar gelecek müminlere yol gösterici ölçüyü şöylece koyar:

 “Şeytanın kalplerinize şer tohumları ekmesinden korktum.“

Suizanda bulunulabilecek işler yapıldığında mutlaka açıklık getirmeliyiz. Örneğin cinsellik ve parasal işler dama ilgi çeker. İster bakan, ister sıra memur veya iş adamı olalım,  şüphe duyulabilecek işler yapılmamalıdır. Yapılırsa açıklık getirmelidir.

İki günlük bu yazı dizisi, vakfımız Ardev’in özel  sütüdyosunda, Bilmemiz Gerekenler genel başlığı altında yaptığımız 100. sohbetin düzenlenmiş şeklidir.

Ali Rıza DEMİRCAN

Devam Edecek…

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.