Kağıt para zannedilenin aksine Lidya’da ya da Çin’de değil Kuran-ı Kerim ile başladı. Ancak bugünkü uygulaması bunun saptırılmış, kötüye kullanılmış halidir.
O kadar gürültü arasında insanlık, hatta uzmanlar ve alimler bile gözümüzün önündeki açık bilgileri idrak etmekte zorlanıyor.
Çoğumuz paranın Lidyalılar, kağıt para banknotların da Çinliler tarafından icad edildiğini düşünür. Çünkü ders kitaplarında böyle ezberletilmiştir.
Oysa Lidyalıların bulduğu değerli metal parçaları, gerçek anlamda para değil iptidai takas ekonomisinin devamıdır. Çünkü değerli metal sikkelerle erzak değiştirildiğinde bu da bir takastır. Değerli metal, kendi başına maldır, eritip kullanabilirsiniz.
Milattan sonra bin yılına gelindiğindeyse Çin’deki iç savaş sonucunda değerli metaller kullanılamayınca demir sikkelere geçildi. Fakat bunların değeri fazla olmayınca ağırlıkları pratik kullanıma izin vermedi..
Bunun üzerine Çinli halkta yaygınlaşan kağıda yazılı borç senetleri elden ele kullanılmaya başlandı. Bu bir tür çek gibiydi. Yönetim sonra buna el koyup bütün bu kağıt borç senetlerini kendi üretmeye başladı. Bu gerçek bir paraydı, çünkü mal değil semboldü.
Bu nedenle gerçek para olan kağıt paranın Çin’de çıktığını varsayıyoruz.
Oysa Kuran-ı Kerim‘in BakaraSuresi bu önemli konuyla sona erer. 282 ve 283. ayetlerde açıklanan bu uygulama, Çin’dekinden 400 yıl önce kesin bir emir olarak yer almaktadır. Bir kişi borç verdiğinde bu borç şahitler huzurunda bir kâtibe yazdırılır. Borcu veren bu vadeli belgeyi gerektiğinde başkasına da devredebilir, kağıttaki garanti kendi başına değerdir, ödeme garantisi vardır ve ayrıntılı yazıldığından elden ele de dolaşabilir.
Allah’ın bu emrinin bugünkü paradan farkı, karşılığının ödenmesini Merkez Bankası değil, malı almış vatandaş, şahitler ve kâtip garanti eder. Yani ekonomik değer merkezi değil halka dağıtıkşekildedir. Batıda olmayıp bizde olan vâdeli çek gibi her birey bir banka olmaktadır.
Allah’ın emrinin bugünkü paradan diğer farkıysa kendiliğinden vadesi geldiğinde elden ele dolaşmasının bitmesi, yani para özelliğinin ortadan kalkmasıdır. Bu sayede paranın değeri sürekli azalmaz, enflasyon ve diğer karşılık sorunları önlenir.
Borçlanırken katip ve şahitlerle ileri tarihli bir kağıt belge hazırlanması, domuz eti yememek, kardeşiyle evlenmemek, sabah namazı kılmak, oruç tutmak kadar açık ve net bir Kuran emridir.
Kuşkusuz diğer Müslümanlar gibi 1000 yılında Çin’in her yanına yayılmış bugün Huiler dediğimiz o dönemde ekonomide büyük ağırlığı olan Çinli Müslümanlar da bu kağıt parayı kullanıyordu. Üstelik Hui’lerin Çin’de bilinen o eski ekonomik güçlerinin ana kaynağı bu Kuran emri olabilir. Doğrusunu Allah bilir.
Bunun ekonomide yayılmış olması ve zamanla devletin bunlara el koyup merkezi olarak düzenleyeceğini ilan etmesiyle, İslami özelliğinden arındırılmış ve kendiliğinden kaybolmayan bugünkü para ortaya çıktı.. Marko Polo’yla bu merkezi para Avrupa tarafından benimsendi.
Oysa benimsenmesi gereken Allah’ın emrettiği, Müslüman vatandaş tarafından garanti edilen ve vadesi gelince vazifesi biten kağıt para sistemidir.
Bugün Türkiye hala ayaktaysa, Kurani sistemin geleneksel olarak Müslüman ülkelerde devam ettiği bu vadeli çekler sayesindedir. Ne yazık ki bu çekler faizci bankalar işe katılarak onların garantisiyle hazırlanır. Yine de şeytan işe sokulmasına rağmen, bu çekler kısmen ekonomiye nefes hakkı tanır. Eğer Allah ve Resulüne savaş açmış bankalar katılmadan tam Kuran’da emredildiği şekilde yapılsa gerçek anlamda ekonomi bağımsızlaşır, millileşir, faizden kurtulur, İslamileşir.
Kağıt para da Çin’de çıkmadı. Küresel günümüz dünyasının diğer pek çok temeli gibi Kuran tarafındaninsanlığa tanıştırıldı.
Ancak gerçek yörüngesinden çıkarılıp bozularak.
Ekonomide yapmamız gereken kitabımıza samimi olarak dönmek ve bağışlanma dilemektir.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi