islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5184
EURO
34,7312
ALTIN
2.486,00
BIST
9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
14°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
19°C

YILMAZ (K)ÖZDİL’İN YAKICI VE YIKICI DİLİ

YILMAZ (K)ÖZDİL’İN YAKICI VE YIKICI DİLİ
17 Eylül 2021 11:41
A+
A-

Bendenizin gözünde insanlar, siyasi ve dünya görüşüne bakmaksızın ikiye ayrılır…

Mert ve namert diye…

Aziz Nesin Mert bir insandı. Sözünün eriydi. Ben inanmıyorum dedi ve ekledi TRT’ye verdiği röportajda…

“Kutsal kitapları inceledim. Akla ve mantığa en uygun olan Kur’an. Eğer inansaydım Kuran’a inanırdım. Ama inanmıyorum ve cenazemde de ne imam, ne haham nede papaz istemiyorum”

Ölümünden sonra ise kurduğu vakfın bahçesine, nereye gömüldüğü belli olmasın diye üç beş mezar açıldı ve birine gömüldü. Yani şu anda bir mezarı yok. Sizin anlayacağınız hayatındayken gösterdiği mertliği,  ölümünde de gösterdi ve yaşadığı gibi öldü.

Günümüzde ise mert insan bulmak zorlaştı. Ortalık namert insanlara kaldı. İslam’a ve Müslümanlara düşmanlıkta sınır tanımayan namertler, öldüklerinde ise camiye getirilerek İslami kurallara göre defnediliyor. Aziz Nesin gibi mertlik gösteren yok… Namert ise sayamayacak kadar çok…

Mesela bunlardan bir tanesi de Yılmaz (K)özdil. Sözcü gazetesinde Diyanet işleri Başkanı Sayın Prof. Dr Ali Erbaş hoca hakkında yazdıkları yenilir yutulur cinsten şeyler değil. Eleştiri sınırlarını aşan ve hakaret boyutuna varan bu yazı hala yayında mı bilmiyorum. Ama Sözcü gazetesi yönetimi bu yazıyı yayından kaldırmalıdır diye de düşünüyorum.

Kimseye gazetecilik öğretecek değiliz. Ancak hatırlatmakta fayda var ki eleştiri ve hakaret farklı kavramlardır…

Anlaşılan o ki bu yazıyı (K)özdil ya alkolü çok kaçırdığı bir zamanda kaleme aldı, ya da insanlara 2500 liraya kakalayacağı yeni bir kitap yazdı da bu sebeple gündemde kalmaya çalışıyor. Yani PR çalışması…

(K)özdil’in yazdıkları hakkında savunmaya geçecek değilim. Diyanet işleri Başkanı bu konuda gerekli girişimleri yapar ya da bu adamı ciddiye almaz bilemiyorum. Ancak bu konuda birkaç cümle söylemek de bizlere düşecektir.

Mesela sayın (k)özdil siz ve sizin zihniyetinizde olan insanlar 28 Şubat darbesine sahip çıkıp desteklerken, arka planda 26 bankanın içi boşaltılıyordu. Sahi siz o zaman neredeydiniz? Bir gazeteci olarak hangi gerçeklerin peşindeydiniz ve hangi gerçekleri halka duyurma derdindeydiniz?

Rahmetli Erbakan hocam bütün baskı ve zulme karşı direnip, İstanbul’da 15 Haziran 1997’de Endonezya, Bangladeş, Malezya, İran, Mısır, Pakistan, Nijerya ve Türkiye devleti arasında D8’leri kurma çabası gösterirken ve bu kuruluşun ekonomimizi şaha kaldıracak bir yapı olması muhtemelken siz hangi saftaydınız?

Şu beğenmediğiniz İmam Hatipliler, İHA ve SİHA’ları yaptılar ya… Sahi bunların hangisine sahip çıkma cesareti gösterdiniz ve “Ülkemde güzel şeyler de oluyor” deme cüreti gösterebildiniz?

Atatürk’ü kendinize kalkan edinerek İslam’a ve Müslümanlara saldırmaktan ve aşağılamaktan başka ne yaptınız (k)özdil?

***

Diyanet işleri Başkanı, minberden Lutilik hakkında ayet ve hadis okuyor, eleştiriyorsunuz…

Diyanet işleri başkanı, Yargıtay binasının açılışında dua ediyor, güya Başkanın nezdinde duayı tiye alıyorsunuz…

Diyanet İşleri başkanı, sorulan bir soruya fıkhı çerçevede cevap veriyor kıyameti koparıyorsunuz…

Diyanet işleri Başkanı, Ayasofya’nın açılışında kılıçla hutbe okuyor, veryansın ediyorsunuz…

Hatta ve hatta diyanet işleri Başkanı, Covid 19 hastalığına yakalanınca, Ankara’da Amerikan hastanesi olmamasına rağmen, “Amerikan hastanesinde tedavi oluyor” yalanını ortaya atıyor sonunda da rezil oluyorsunuz…

Ama yılmadan, usanmadan ve bıkmadan Diyanet işleri başkanına saldırmaya devam ediyorsunuz…

 Örnek vermeye devam edeyim mi? Ama yok yeter! Sizin derdiniz Diyanet işleri başkanının şahsında, (K)özdil’inizi  kullanarak bütün Müslümanlara karşı bir tavır içine girmek…

Hadi be kendime kızdım şimdi… “Müslümanlara karşı bir tavır içine girmek” demek ne demek? Siz resmen isminizle müsemma bir vaziyette yılmadan ama köz bir dil ile İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık yapıyorsunuz.

Sahi sayın (k)özdil, Aziz Nesin gibi mertlik yapıp, cenazemde ne imam, ne haham ne de papaz istemiyorum diyebiliyor musunuz?

Dedik ya insanlar mert ve namert diye iki ayrılıyor…

Mertlik ve namertlik, çok önemli çooook!

Selam, saygı ve muhabbetlerimle….

Şaban Doğan

Yorumlar
  1. Ş. Simavi dedi ki:

    Şaban Hocam, elinize ve kaleminize sağlık. Teşekkürler….. Muhatabınız insafa gelir de inşaallah gereken mesajı alır.. Selam ve muhabbetlerimle.