Bu Hastalıklarda Daha Çok Görülüyor

Şeker hastalığı ve kanser çağımızın en sık rastlanan tehlikeli hastalıkları arasında yer alıyor. Bu hastalıkları erken teşhis etmek tedavi sürecini oldukça olumlu yönde etkiliyor. Uzmanlar şeker hastalığı ve kanserin önceden belirti verebileceğini bildiriyor.

Diabetologia dergisinde geçtiğimiz günlerde yayımlanan çalışmada, vücudunda prostasin isimli protein düzeyi yüksek olan kişilerin şeker hastalığı geliştirme riski çok daha yüksek ve kansere bağlı ölümlerin bu kişilerde daha fazla olduğu belirtildi. İHA’da yer alan habere göre Prof. Dr. Uğur Coşkun, şeker hastalığı ve kanser üzerine yapılan çalışmayı değerlendirdi.

ARAŞTIRMADA 4 BİN KİŞİNİN KANI İNCELENDİ
Prof. Dr. Coşkun, şu bilgileri verdi: “Birkaç gün önce yayınlanan bir çalışmada, vücudunda prostasin isimli protein düzeyi yüksek olan bireylerde şeker hastalığı gelişme riskinin yüksek olduğu ve aynı zamanda kansere bağlı ölümlerin bu kişilerde daha fazla olduğu gösterildi. Diabetologia dergisinde Xue Bao ve arkadaşları tarafından yayınlanan bu ilginç çalışmada, yaklaşık 4 bin kişinin kanından alınan örnekler incelendi ve 22 yıllık takibin sonunda, prostatin düzeyi en yüksek dilimde olan grupta, en alt dilimde olanlara göre diabet riskinin yüzde 76 daha fazla olduğu gösterildi. Yine benzer şekilde prostatin seviyesi en yüksek dilimde olan kişilerde kanserden ölme riski en alt dilimdekilere göre yüzde 43 daha fazla bulundu.”

ŞEKER HASTALIĞI OLAN KİŞİLERİN BAZI KANSER TÜRLERİ RİSKİ DAHA FAZLA
Prostatin epitel hücrelerinde bulunan bir protein ve vücuttaki tuz dengesi ve kan basıncını düzenlediği bilgisini veren Coşkun, şöyle devam etti: “Aynı zamanda kan şekeri regülasyonu ile ilgisi etkisi de bulunmakta. Şeker hastalığı olan bireylerde pankreas, rahim ve karaciğer kanseri başta olmak üzere bazı kanserlerin daha sık görüldüğünü biliyoruz. Bu çalışmada saptanan sonuçlar gerçekten çok önemli. Şeker hastalığı ve kanser gelişim riskinin daha fazla olduğunun önceden saptanması koruyucu bazı yaklaşımlar açısında kıymetli olabilir. Ayrıca bu ilişkideki mekanizmanın çözülmesi ile tedavide de büyük yol alınabilir. Bu sonuçların pratik hayatımıza girebilmesi için ülkemiz dahil tüm toplumları kapsayan daha büyük katılımlı çalışmalar yapılmasına ihtiyaç var.”