Makale

EĞİTİM MODELLERİ VE BİZ

Yeni eğitim öğretim yılı başladı. Hayırlı uğurlu olsun, sağlıklı ve başarılı geçsin. Çok ciddi emekler var. Çok ciddi bir ekonomi dönüyor eğitim sektöründe. Paydaşların hangisinin ağzını açsak şikâyetler ardı ardına sıralanıyor.  Nasrettin Hoca gibi herkese ‘sen de haklısın’ demek zorunda kalınıyor, bunlar dinlenirken. Eğitimin sorunları tartışılırken bütüncül bir yaklaşımdan ziyade görme engellilerin fili tarif ettiği gibi herkes bir yönüyle mevzuya bakıyor ve öyle açıklıyor sorunları. Bütün yönleriyle ele alınan eğitim sağlam bir zemine oturtulur ve belki o zaman eğitimde karşılaşılan sıkıntılar bir çözüme kavuşturulur.

Bu konu üzerinde ciddi bir şekilde kafa yoran, araştırma yapan, sahada sıkı bir şekilde çalışan, bu işi kendine dert edinen gönüllü pek çok insanımız var. Onların çığlıkları maalesef pek duyulmuyor. Sonra nesil bozuluyor,  gençleri anlayamıyoruz, böyle giderse sorumsuz bir toplum olmayı en derin şekilde yaşarız; şeklinde serzenişleri dile getirir, sitemler ederiz. Eğer hâlâ bütün bir toplumu ilgilendiren deprem, sel, göçük, yangın gibi felaketlerde koşturan gençlerimizi görüyorsak bu çok önemli bir gösterge olur umudumuzun devam ettiğine dair. Bu umudu yaşatan gençlere ve eğitmenlerine de şükranlarımızı sunuyoruz.

Umut ile ilgili temennilerimizi, dileklerimizi bir ayana bırakıp sorumsuz ve sorunlu bir toplum olmaya doğru hızla sürüklenirken neler yapılabileceği konusunda biz de birkaç kelam edelim  yukarıda belirttiğimiz fili tarif etme cihetinden. Dünyanın eğitim modellerinden üzerinde en çok konuşulan ve beğenilen model olan’ Finlandiya modeli’ ya da’ Kore ve Japonya modelleri’ bizim toplumsal genlerimize ne kadar uyumlu acaba? Ya da ‘dışarıdan ‘ bir modele ihtiyacımız var mı? Özümüze değerlerimize uygun bir modelimiz yok mu? Mevcut eğitim modeli de devşirme bir model değil mi?  Sorular uzar gider.

Modernlerden çok ciddi bir linç yemeyi de göze alarak şu soruları sormak isteriz: İbni Sina, Mimar Sinan, Birunî, El Cezerî, İbni Batuta ve daha nice bilim insanını yetiştiren modelden örnekler almak mümkün değil mi? Bu modellerin ders müfredat programları bize bir ışık veremez mi? Belki daha doğru soru şu olur: Bu modeller gereğince ve yeterince incelenmiş mi? Bu sorular burada kayıtlı dursun.                                                                              Yeniden ve sağlıklı bir şekilde toplum içinde saygı ve sevginin egemen olduğu bir iklimin inşası için acil adımlar atılmalı. Her yıl eğitim ve öğretimin ilk haftaları büyüklere karşı davranışlar, küçüklere karşı sorumluluklarımız, yaşlılarla ilişkilerimiz, doğaya ve doğada yaşayan diğer canlılara karşı görevlerimiz, toplumsal ahlak kuralları, adabı muaşeret kuralları, belagat, hitabet, sofra adabı, temizlik kuralları ve trafik kuralları gibi pek çok konu en ince detayına kadar anlatılmalı, gösterilmeli. Bütün bunlardan daha da önemlisi kural ihlali söz konusu olduğunda kimsenin gözünün yaşına bakılmamalı. Herkes için aynı kurallar ve cezalar geçerli olmalı. Yasalar kişiye göre esnetilmemeli.  ‘’Vallahi hırsızlık yapan kişi, Muhammed’in kızı Fatıma dahi olsa onun elini keserim!’’ şeklindeki evrensel kuralı ortaya koyan muhteşem örneğimiz varken ‘ adamına göre muamele’ anlayışı hangi zaman diliminde hayatımızın orta yerine yerleşti?

Yukarıda sıraladığımız kurallar, görev ve sorumluluklar yazılı metinler olarak kalmamalı; hem teoride hem pratikte karşılığını bulmalı. O zaman olduğu gibi görünen ya da göründüğü gibi olan bireyler yetiştirebiliriz. O zaman imrenilen, hatta üzerinde ütopik eserler yazılan bir toplumun temelleri de atılmış olur. O zaman solmaz pörsümez yeni hayatımızın her zerresinde kendini hissettirir. O zaman Fırat’ın kıyısında kurt ile kuzu birlikte yaşamını güven içinde sürdürebilir. Hülasa; edep, yukarıda zikrettiklerimizin gerçekleşmesi için öncelikle her işimizin başlangıcı olmalı. En geçerli hasletin edep olduğunu şair ne güzel dile getirmiş: ‘’Ehl-i diller arasında aradım kıldım talep/ Her hüner makbul imiş illa edep illa edep.’’  

Yeni eğitim öğretim yılımız yeni başlangıçları da beraberinde getirsin.                         

EYYUP YÜKSEL

Recent Posts

  • Bilgi

Vaktı Mekatıl Ne Demek?

Vaktı Mekatıl terimi, Arapça kökenlidir ve "hesaplaşma zamanı" veya "belirlenmiş zaman" anlamlarına gelmektedir. Özellikle tasavvuf…

3 saat ago
  • Gündem

İsrail Kahpeliğe Doymuyor. Yardım Tırları Talan Edildi

İsrail Kahpeliğe Doymuyor. Yardım Tırları Talan Edildi İsrail'in İnsafsızlığına Son Yok: Filistin'e Yardım Tırlarını Durdurup…

7 saat ago
  • Gündem

Anneler Gününde Filistinli Annenin Feryadı Yürekleri Dağladı

Anneler Gününde Filistinli Annenin Feryadı Yürekleri Dağladı   İsrail'in 218 Gündür Sürdürdüğü Katliamların İzleri: Masum…

8 saat ago
  • Gündem

ABD’li Müze Müdürü Kaçakçılık Operasyonunda Gözaltına Alındı

ABD'li Müze Müdürü Kaçakçılık Operasyonunda Gözaltına Alındı ABD'li Amerikan Ulusal Doğa Tarihi Müzesi Müdürü Lorenzo…

9 saat ago
  • Gündem

İnsanlık Tarihinin En Acı Sorusu: “Nereye Gitsin Bu İnsanlar?”

İnsanlık Tarihinin En Acı Sorusu: "Nereye Gitsin Bu İnsanlar?" Bir gecede İsrail'in 100'den fazla hava…

11 saat ago
  • Gündem

OSMAN MÜFTÜOĞLU HOCA YİNE DÖKTÜRMÜŞ DE AMASI VAR

OSMAN MÜFTÜOĞLU HOCA YİNE DÖKTÜRMÜŞ DE AMASI VAR Türkiye’de halkın büyük çoğunluğu Müslümandır. Ama onların…

12 saat ago