ESAS SİSTEM SAHİBİ KİM?

İnsanların kimileri, hakka ve hakikate âşina olamadığından aklını kullanamaz. Tutarsızlıktan ve dengesizliklerden arınamaz. Nice âfet ve felaketle karşı karşıya olduğu halde çözüm üretemez. Nice problemi yanında sistem kavgaları içine gömülür bocalar da bocalar.

Bir tarafta doğal âfetler, diğer tarafta sosyal kokuşmalar, bir diğer tarafta ekonomik çarpıklıklar, bir diğer tarafta savunma çılgınlıkları baş döndürür. Daha nice tehdid altında geleceği kararırken diğer tarafta felaket sebeplerinin önüne geçecek çarelerini gündemine almaz. Hem de gezegenimizi daha çok riskin altına atarak tehlikeleri artırır. Bu kadarı ile yetinmez, sistem savaşlarını da inadına körükler. Kendi huzur ve güvenini sıfırlayacak eylemler üzerine çılgınca yüklenir. Dur durak kabul etmez. İnsanî değerleri dejenere ederek daha büyük felaketlere yelken açıyor. Sabıkalı sistemleri insanlık platformuna servis yapıyor. Özellikle İslam ülkelerini uydurukça sistemleri ile daha derinlere batırmaya devam ediyorlar.

Bu felaket bezirgânlarının çoğu demokrasi tüccarlarıdır. Demokrasi uğruna tahribata devam ediyorlar. Bu tahribatın en çarpıcı örneklerinden biri, zamanımızda haçlıların özellikle İslam davasına ve ülkelerine vahşice saldırılarıdır. Tarihin ve insanlığın belası işgalci güçleri genelde İslam ülkelerine, demokrasi götürme iddiaları ile giriyorlar ve tahrip ediyorlar. Daha doğrusu, “hurda demokrasi” ihracatçıları olarak yıkıma devam ediyorlar. Bunun için de pazarlamaya çalıştıkları demokrasinin ambalajındaki göz kamaştıran ilkelerin tamamen zıddına İslam âlemini işgal altında tutmayı sürdürüyorlar. Manevi değerlerini çökertiyor, maddi değerlerini gasp ediyor çalıp götürüyorlar. Bu kadar iğrenç ve pis kokulu operasyonları, başta Amerika birleşik Devletleri, Birleşik Britanya Krallığı ve çoğu Avrupa ülkelerinin sözüm ona demokratik ülkeleri, eski sabıkalı eylemlerini zevkle pekiştiriyorlar.

Bu terörist işgaller, demokratlaştırma iddialarını masumane sunarak ve dâhili hempalarını ustaca kullanarak çapulacı eylemlerini çılgınca sürdürerek sömürüye devam ediyorlar. Bu demokrasi pazarlamacı hokkabazlar, kendilerinden başkalarının hak, hukuk, kültür ve mülkiyetlerini talan ederek çalma becerilerini sürdürüyorlar. Aynı zamanda bu talan zorba güruhları olarak Afrıkanın tamamını ve İslam coğrafyasının çoğunu soyup soğana çeviren bozguncu şebekelerdir. Bu demokrasi ve özgürleştirme pazarlamacıları, İslam ülkelerinde fuhuş iğrençliğinden asimile etme eylemlerine de taviz vermiyorlar.

İslam âlemi üzerinde bu denli kara bulutlar dolaşıp hüküm sürerken, bozguncuların yaptıkları İcraatlardan daha vâhim gelişme ve bocalamayı dünya müslümanları yaşıyorlar. Yaşadıkları zillet hayatı onları uyarıcı dozda etkilemiyor ve Allah Teâlâ’nın kitabına da hiç yaklaşmıyorlar. Rabbimiz Allah Teâlâ bütün müslümanları şiddetle uyarır ve buyurur ki; Kâfirler de birbirlerinin dost yardımcılarıdır. Eğer siz birbirinize yardımcı dostlar olmazsanız, yeryüzünde fitne yayılır ve büyük fesat çıkar. (Enfal:8/73) Bu muhteşem uyarıya göre dünya müslümanları, aralarına sızma ihtimali olan fesat ve büyük fitneyi sokmayacak kalitede birbirlerinin dostları ve yardımcıları olacak nitelikte basiret sahibi ve kalitede olmalıdırlar.

Bunun için de olmazsa olmaz mutlak bir ilkeyi içtenlikle benimseyip kabul etme zorundadırlar; Bütün müminler sadece kardeştirler. O halde ihtilaf eden kardeşlerinizin arasını ıslah edin. Allah’a karşı gelmekten ittika edip sakının ki merhamet edilesiniz. (Hucurat:49/10) Bir başka olmazsa olmaz ilke de; Kim İslâm’dan başka bir sistem ararsa ondan bu asla kabul olunmaz ve o, âhirette de hüsrana uğrayanlardandır. (Âli İmran:3/83)

Evet, buraya kadar yaptığımız açıklamada iki kavram insanlığın yönetim tarzı olarak dile getirilmektedir. Biri “beşerî sistemdir” diğeri ise “Yaratan Allah’ın davasıdır.” Ey insanlar! Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Size, gökten ve yerden rızık veren Allah’dan başka bir yaratıcı var mı? O’ndan başka bir ilâh yoktur. Nasıl oluyor da haktan döndürülüyorsunuz? (Fatır:35/3) Şimdi mantık kurallarını kullanalım; ”insanlar bir yerlerden geliyorlar ve bir yerlere gidiyorlar. Pekiyi her şey bir sisteme bağlı olduğuna göre bu geliş gidiş hangi sistem ile gerçekleşmektedir? Bu kadar etkin sistemi kim yönetmektedir?

Tabii ki, Allahtan başka hiç kimse!

Esselamu aleykum                  

İlhan ORAL

Recent Posts

  • Gündem

Denizlerin Bir Sonraki Süper Gücü Türkiye mi?

Denizlerin Bir Sonraki Süper gücü Türkiye mi? TCG Anadolu'nun uzunluğu 231 metre, genişliği 32 metre ve…

29 dakika ago
  • Gündem

Hamas’tan İsrail’e “Kırmızı Çizgimiz” Mesajı

Hamas'tan İsrail'e "Kırmızı Çizgimiz" Mesajı Son günlerde İsrail ve Hamas arasındaki gerginlik tırmanırken, Hamas yetkilileri…

2 saat ago
  • Ekonomi

Yeni Otomobil Düzenlemesi: Araç Bayilerde Zamlanmayacak

"Araç bayilerde zamlanmayacak" düzenlemesi, otomobil satış süreçlerindeki fiyat istikrarını sağlamak amacıyla hayata geçiriliyor. Ticaret Bakanlığı'nın…

3 saat ago
  • Gündem

Avrupa’da Son Üç Yılda 51 Bin Göçmen Çocuk Kayboldu

Avrupa'da Son Üç Yılda 51 Bin Göçmen Çocuk Kayboldu... Kayıp Göçmen Çocuklar: Avrupa'da Artan Bir…

4 saat ago
  • Gündem

ABD Üniversitelerinde Filistin’e Destek Eylemleri Yayılıyor

ABD Üniversitelerinde Filistin'e Destek Eylemleri Yayılıyor California Üniversitesi öğrencilerinin Gazze'ye yönelik İsrail saldırılarını protesto etmek…

5 saat ago