HAYIR, GİZLİ Mİ YOKSA ALENÎ Mİ YAPILMALIDIR? HZ. ALİ ZEYNELABİDİN’İN TERCİHİ

Prof. Dr. Ali Seyyar

Değerli Okuyucularım;

Basında sık sık bazı hayırseverlerin yardım kapmayanlarına yaptıkları cömertçe bağışları haber konusu olmaktadır. Bazı insanlarımız, bunu takdir ederken, bazıları da bunu gösteriş olarak değerlendirmektedir. Şüphesiz ameller, niyetlere göredir. Dolayısıyla bizler, bir kimsenin hangi niyetlerle bir iyilik yaptığı üzerine özellikle suizana dayanan tahminlerde bulunamayız. Bu yaklaşım, ayrı bir fitneye yol açar üstelik. O halde konuya biraz daha objektif ve ilmî olarak yaklaşalım. Ne dersiniz? Öyle ise işe, asr-ı saadetten başlayalım:

Resulullah (sav) ile birlikte tam 19 gazaya katılan Ensar’ın ileri gelenlerinden olan Hz. Câbir bin Abdullah’ın şu tespiti, zengin sahabilerin hayırseverliğini şu şekilde teyit etmektedir: “Ben hicret edenlerden veya Ensar’dan mal sahibi olup da infakta bulunmayan hiç kimseyi hatırlamıyorum.” Hakikat şu ki, hayırseverlik, insanın ve özellikle vicdanlı Müslümanların fıtratlarında var olan güzel bir haslettir. Cömertliklerini bu şekilde sergileyen zengin Müslümanların hepsi, aşağıdaki âyetin müjdelerine mazhar olacakları umulur:

“Mallarını gizli ve açık olarak gece ve gündüz harcayan kimseler var ya, iste onların Rableri katında güzel karşılıkları vardır. Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır” (Bakara; 2/274).

Ne var ki, ifade edildiği üzere, niyet de burada müjdelenen sonuçlara erişmek için, önemli bir ölçüdür. Nitekim C. Hak, bunu da bir işaret olsun diye zikretmektedir.

“Her ne harcarsanız, Allah (asıl niyetinizi) bilir.” (Âl-i İmran; 3/92)

O halde, hayırda bulunurken, niyetiniz gerçekten Allah rızasını kazanmak ise, endişe duyulacak bir şey yoktur diyebiliriz. Ama olası her türlü haricî eleştirilere de meydan vermemek için, açıkça yapılan iyiliklerin yanında belki de daha cömertçe gizli hayırlarda bulunmak, daha makbul olur Allah katında. Bu tespitimi de yine âyete dayanarak yaptığımı anlamışsınızdır herhalde. İşte ilgili âyetin Türkçe meali:

“Sadakalarınızı gizleyerek fakire verirseniz, bu, sizin için daha hayırlıdır.” (Bakara; 2/271).

Bir başka ifadeyle burada sadakayı gizleme konusunda Peygamberimizin (sav) “sağ elinin verdiği sadakayı sol elinin bilemeyeceği şekilde” (Buhari, Salat, 187) tasvir ettiği ilkenin önemi vurgulanmak istenmektedir. İşte bu vahye dayanan tavsiyelere göre hayırsever zengin Müslümanlarımız da zorunlu sadaka olan zekât hariç infaklarını daha çok gizli yapmayı tercih etmelidir. Takva ehli bir Müslüman, her türlü gösterişten ve kibirden çok uzak durmalıdır.

Hz. Ali Zeynelabidin’in Hal ve Görünüşü

İslâm tarihinden bir örnek vermek gerekirse: Hz. Ali’nin torunu ve Hz. Hüseyin’in oğlu Hz. Ali Zeynelabidin, hayırlı hizmetlerini gizleme konusunda örnek bir şahsiyetti. Hz. Ali Zeynelabidin, Medine’de yaklaşık yüz yoksul ailenin günlük yiyeceklerini gizlice karşılıyordu. Geceleri erzak dolu bir çuvalı sırtına alır ve gizlice ihtiyaç sahibi hanelerin kapılarına yiyecek bırakırdı. Vefat ettiğinde bu yardımlar birden kesildiği için, kimin tarafından bu hayırlı hizmetin yapıldığı böylece ortaya çıkmış oldu. Nâşı yıkanırken, sırtında erzak çuvalının bıraktığı izler görüldüğü rivayet edilir. Medine halkı, bu örnek insanın sosyal duyarlılığı karşısında yoksullara yönelik gizli yardımlaşmanın nasıl yapılacağı hususunda şu itirafta bulunmuşlardır: “Biz gizli sadaka vermenin ne demek olduğunu, Hz. Zeynelabidin vefât edince anladık.” (Ebu Nuaym; Hilyetü’-Evliya; C. III; s. 160).

Ezcümle, bugün en gelişmiş modern soysal devletler dahî, oluşturdukları kamusal sosyal yardım sistemleriyle bile bazen içine kapalı, karmaşık bürokratik süreçlerde utanmalarından veya meramını anlatamadıklarından dolayı ihtiyaçlarını söyleyemeyen gizli yoksulları (miskinleri) görmemekte ve onlara ulaşamamaktadır. İşte tam da böyle durumlarda sosyal devlet dâhil kimsenin fark edemediği garip muhtaçları görebilen ve onlara gizlice yardım elini uzatabilen Hz. Ali Zeynelabidin gibi kahramanlara her zaman ihtiyaç duyulur.

Şunu da bu vesile ile söylememe müsaade edin: Haller (niyetler) başka, dış görünüşler başkadır. Bu maalesef ahir zaman hükmüdür. Her zamanın bir ahiri vardır. Bu zamanın ahiri ise kıyametin yakınlığıdır. Günümüzde de hali ve görünüşü itibariyle asr-ı saadet gibi başka zamanlara ait gizli kahramanlar yine de vardır elbette. Biz çoğu zaman fark etmesek de hal ve görünüşü aynı olan yani niyeti halis olup da gizli açık hayırda bulunan veliliğe yakın sosyal duyarlı zenginler de vardır günümüzde. Çünkü geçmişte sahabilerin ve tabiinin hal ve görünüşü, ahir zamanda da tekrar eder. Bundan dolayı ahir zamanın geçerli yolu ehli beyte yakın tariklerdir. Onun için başta Peygamberimiz (sav) olmak üzere onun yolundan giden Hz. Ali ve Hz. Ali Zeynelabidin gibi şahsiyetlerin hal, görünüş ve amelleri, bize örnek olmalıdır. Bu sosyal hakikate ulaşan özellikle hayırseverler, dünyada da ahirette de bedbaht olmaz.

Recent Posts

  • Gündem

Osmangazi Üniversitesi Öğrencilerinden Filistin’e Destek Yürüyüşü

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğrencilerinden Filistin'e Destek Yürüyüşü Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) öğrencileri, ABD üniversitelerindeki Filistin…

41 dakika ago
  • Gündem

İsrail’in Saldırıları Nedeniyle Gazze’de Eğitim Sistemi Durdu

İsrail'in Saldırıları Nedeniyle Gazze'de Eğitim Sistemi Durdu İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları sonucunda, Gazze Şeridi'nde eğitim…

1 saat ago
  • Gündem

Denizlerin Bir Sonraki Süper Gücü Türkiye mi?

Denizlerin Bir Sonraki Süper gücü Türkiye mi? TCG Anadolu'nun uzunluğu 231 metre, genişliği 32 metre ve…

2 saat ago
  • Gündem

Hamas’tan İsrail’e “Kırmızı Çizgimiz” Mesajı

Hamas'tan İsrail'e "Kırmızı Çizgimiz" Mesajı Son günlerde İsrail ve Hamas arasındaki gerginlik tırmanırken, Hamas yetkilileri…

3 saat ago
  • Ekonomi

Yeni Otomobil Düzenlemesi: Araç Bayilerde Zamlanmayacak

"Araç bayilerde zamlanmayacak" düzenlemesi, otomobil satış süreçlerindeki fiyat istikrarını sağlamak amacıyla hayata geçiriliyor. Ticaret Bakanlığı'nın…

5 saat ago