HÜKÜM YALNIZCA ALLAH’INDIR

Küllî iradeye aklı ermeyen, Varlıkların fıtratını algılama yeteneği olmayan nice Batılı yazar, İslam’a düşmanlıklarından dolayı teorilere başvurmuşlar. Teorileriyle insanı, küllî iradeden başka hedeflere yönlendirmeye özen göstermişler. Kültürel terörizme sığınmışlar.

Bu yazarlar teorilerden hareket ederek, kitleleri yanıltıp bunaltmak için kültürel terörizmi devam ettiriyorlar. Bu teorisyenlerin, delil niteliğinde belgeleri olmadığı halde “yalın akılları” ile “varoluş” teorileri kurmuşlar ve bozgunculuk yapma uğruna özellikle İslam’ın i’tikadî değerlerini hedef almışlar. Kapsamlı, sağlam ve etkin ilmî değerlere sahip olan müslümanlar da kendi değerleri ile varlık gösteremiyorlar. Dava açısından bilgilenmeyi önemsemiyorlar. Bu fırsatı ganimete çevirip Batı şer güçleri yapacağını yapıyorlar. Fakat

müslümanlar kâinat âleminde hiçbir şeyin sahipsiz olmadığını, hiçbir şey tesadüflerle, teorilerle izah edilemeyeceğini ve her şeyin sahibinin Allah Teâlâ olduğu inancı ile hareket edecek gücü kendilerinde hissedemiyorlar. Onun için inanç değerlerini anlatamıyorlar.

Esasında yegâne kudret Allah Teâlâ olduğunu ve gerçek hükümranın da O’nun olduğunu kabullenemiyorlar. O mikro âlemden makro âleme varıncaya kadar her varlığı yöneten Kudrettir. Bunun şuuruna varamıyorlar. Zaten Allah kudreti ile her şeyi kapsam alanında tutan sonsuz irade sahibidir. O’nun iradesi her şeye geçerlidir. Gezegenler, sistemler, galaksiler ve bütünü ile Kâinat âlemi ve bunlardan her birinin içerikleri yalnızca O’nun tasarrufundadır. Onun için Kâinat, tek merkezli varlıklar bütünüdür. İşte bu, tevhid sistemidir. Eğer Kâinatın yönetimi tevhid sistemi dışında olsaydı hiçbir şeyin düzeni olmazdı. Mevcut varlıklar da vücut bulmazdı. Karanlıklar âleminden başkası olmazdı.

Yönetim yetkilisi çoğalınca yetkilinin her biri sistemin işleyişine müdahale edebilirdi. Rabbimiz Cenabı Hak, bunu her kesin çok rahat anlayabileceği anlamlı bir misal ile açıklamaktadır; Ey insanlar, size bir misal getirildi. Şimdi onu dinleyin: Sizin Allah’tan başka taparak yalvardıklarınız hepsi bunun için bir yere toplanmış olsalar da bir sinek yapıp yaratmak isteseler onu bile yaratamazlar, Eğer sinek onlardan bir şey kapsa bunu ondan geri de alamazlar! İsteyip tâlip olan insan da âciz, yaratılması istenen sinek de âcizdir! (Hacc:22/73) Artık böylesi bir haberi verebilecek O’ndan başka hiç kimse de yoktur. Rabbimiz Allah Teâlâ gücünün ve etkinliğinin formülünü şöyle dile getirir;

Onun emri, bir şeyi dilediğinde “Ol” der. O da oluverir. (Yâsîn:36/82) Bunu burada böyle anlatırken bir diğer beyanında da şöyle anlatır; İşte: O’dur Allah. O’ndan başka ilâh yoktur. Dünyada da, ahirette de hamd, O’nadır. Hüküm ancak O’nundur. Sonunda döndürülüp O’na götürüleceksiniz. (Kasas:28/70) Bunun ispatına gerek yoktur. Çünkü her gün dünyanın her yerinde bu olay yaşanmaktadır; Ey insanlar! Allah’ın üzerinizdeki nimetlerini hatırlayın! Düşünün! Göklerden ve yerden sizi rızıklandıran Allah’tan başka yaratıcı mı var? Ondan başka ilâh yoktur. Böyle iken nasıl oluyor da imandan çevriliyorsunuz? (Fatır:53/3)

Ayetlerde de görülüyor ki Kur’an beyanları bunları anlatıyor. Evet Kâinat mülkü O’nundur.

            Başka birinin, Kâinat mülkünün sahibi olduğu iddiasında bulunmaması, her kes için en açık ve net delil olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak gerek Siyonist çılgınlar ve gerekse haçlı çapulacılar, İslam’ı ve Onun aziz peygamberi Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemi kıskanmalarından dolayı, Ona cennetin kapılarını kapatmaya kalkışmışlardır.

            Şimdi burada karmaşık bir tablo önümüze çıkıyor. Siyonistleri, haçlıları ve diğer İslam düşmanı kâfirleri anladık. İslam’a düşmanlıklarından dolayı Allah Teâlâ’nın vahdaniyetine, kudretine, hükmüne, iradesine kısaca bütün sıfatlarına uymayan iddialar ileri sürüyorlar. Ya şu müslümanlara ne oluyor? Ne oluyor da, en başta Allah Teâlâ’nın hüküm ve beyanlarını içeren Kitabı Kur’an’ı Kerime rağbet etmiyorlar. Zillet batağına batmışlar, O’nun vadettiği izzet ve itibarlı olmayı içlerine sindiremiyorlar! “Allah hâkimlerin en âdil hâkimi değil mi?”.  Öyledir de buna gerçekten inanmak gerekir.

            Ölümün pençesinden kurtulamayanın hükmü, hükümsüzdür. Hüküm yalnızca ölmeyen Allah’a aittir. Esselamualeykum.

 İlhan ORAL

Recent Posts

  • Makale

ALIN TERİ

Kim bakar emeğe, alın terine Gün gelir kenara atarlar seni Koyarlar vasıfsız şahsı yerine Kıytırık…

2 saat ago
  • Gündem

Gazze Şeridi’nde Yitirilen Hayatlar: Acıyı Anlatmak

Gazze Şeridi'nde Yitirilen Hayatlar: Acıyı Anlatmak Gazze Şeridi, yıllardır çatışmaların, acıların ve umutların yeri olmuştur.…

2 saat ago
  • Makale

EROL GÜNGÖR’ÜN KAYBI TÜRKİYE’NİN KAYBIDIR!

24 Nisan 1983 yılında vakitsiz ölümüne en fazla üzüldüğüm isimlerden birisi Erol Güngör (1938) Hoca…

3 saat ago
  • Gündem

RAKICILAR MI ZAVALLI ZAVALLILAR MI RAKICI?

Alkollü içkilerin ve bunların başında rakının insan sağlığı için tehlike oluşturduğu bilinmektedir. Alkollü içkiler, yaralama…

23 saat ago
  • Gündem

Gazze Şeridi’nde Toplu Nikah Töreni Düzenlendi

Gazze Şeridi'nde Toplu Nikah Töreni Toplu Nikah Töreni Gazze Şeridi'nde İsrail Saldırıları Altında Gerçekleşti Gazze…

24 saat ago