İdam Yerine Eşdeğer Ceza mı Diyelim!

Suriyeli hamile bir bayanın evladıyla birlikte iki kişi tarafından ormanlık bir alanda hunharca katledilmeleri; toplumsal vicdanı rahatlatmayan benzer tip olaylarda verilen cezaların hafifliğini ve mülteciler sorununun iç politik mücadelelere alet edilmesinin doğru olmadığını ispatlar bir olay olmuştur.

Bir toplumda insanların huzurunu, mutluluğunu sağlamanın iki yolu olduğunu düşünüyorum. Bunlardan birisinin suç işleyenlerin karşılaşacağı cezaların eşdeğer seviyede olması diğeri ise, toplumun geneline yaygın yüksek derece de ahlak ve maneviyatın var olmasıdır.

İnsanlar arasında yaşanan tatsız olaylar  ilk insan Adem Peygamberin iki oğlu olan Habil ve Kabil arasında öldürme  sonuçlanan olaydan günümüze kadar süregelmiştir.

İnsanoğlunun var olduğu sürece benzer tatsız olaylar azalarak veya artarak devam edecektir. Zaten insanoğlunun yeryüzü hükümranlığında ki amacın; iyiliğin ve kötülüğün mücadelesi ve imtihan vesilesi olmasıdır.

Kardeşi Habil’i öldüren Kabil’in işlediği cinayetten sonra ki yaşadığı pişmanlığın Kur’an da belirtilmesinin “pişmanlığın” tüm insanlar için geçerli bir vicdani duygu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Her insan iyilik üzere yaratılmaktadır. Kötülük arizidir. Sonradan insan zihnine yansımakta ve o doğrultuda eylemini gerçekleştirmektedir. Eğitim, sosyal çevre, aile, arzular ve hayat şartları insanın “kötü” ve “iyi” oluşunu doğrudan etkilemektedir.

Bir toplumda arzu edilen, kötülüğün hiç yaşanmamasıdır. Toplumsal bu arzunun gerçekleşmesi için bireylerin çocukluktan başlamak üzere ahlaklı ve maneviyatı düzgün kişilikler olarak yetiştirilmesi şarttır. Bu alanda ki başarı ancak sorumluluk taşıyan ailelerden geçmektedir. Sorumluluk taşıyan ailelerin varlığı sorumluluk taşıyan kurumları da beraberinde getirmektedir. Toplumda ki sorumsuz aileler başlı başına kendileri bir problem iken dünyaya getirdikleri çocuklarıyla birlikte toplumun huzurunu son derece bozmaktadır. Bu yüzden Devletin aile ve sosyal politikalar alanında son derece hassas ve gerçekçi politikalar üretmesi şarttır. Bu alanda uygulanacak politikalar o derece başarılı olmalıdır ki; bir tek köprü altı bonzai çeken genç dahi ortalıkta gözükmemelidir. Bu tip insanlar uygulanacak politikalarla öncelikle topluma kazandırılmalı bu mümkün değilse devlet kontrolünde hayatını sürdürmelidir. Aksi halde daha çok namuslu vatandaş canıyla bedel öder. İşin garibi devletin kurumları ve yetkilileri de maalesef kötülere karşı harekette hantallık, dürüst ve iyi vatandaşlara karşı harekette ise kıvraklık sergilemektedir. Halbuki tam tersi olmalıdır. Kötü olaylara ve vatandaşlara karşı harekette hızlı olmak şarttır.

Toplumsal huzuru sağlamanın bir diğer şartı da işlenen suçlara karşı cezaların yeterli ölçüde verilmemesidir. 28 Şubat sürecinde fikir ve düşünce suçundan hüküm giymiş bir şahıs yirmibeş yılı aşkın süredir hürriyetinden mahrum bırakılırken; Cinayet işleyen bir insan bakıyorsun sekiz-on sene içerisinde normal hayata dönüyor. Bu durum toplumsal vicdanı ve adaleti yaralamaktadır. Bu yaklaşımla toplumda ki cinayetleri önlememize imkân yoktur. Evet yasalarımızda idam kaldırılmıştır. Ama çocuk, kadın ve 15 temmuz cinayetleri göstermiştir ki idam cezası şarttır. Haksız yere öldüren ölmelidir. Avrupa birliğinin idama karşı olan hassasiyeti sebebiyle hukukumuza tekrar idamı getirmekten imtina etmekteyiz.

Hukuk sistemimizde açıkça “idam” kelimesini telaffuz etmek suretiyle tekrar getirmek için zorlanmanın- bir an için olsun- gereği yoktur, diyelim. “İdam” kelimesinin soğuk yüzü hiç gündeme getirilmeksizin “eşdeğer ceza” ifadesini kullanalım. İçinin doldurulmasını da deliller çerçevesinde hakim inisiyatifine ve maktülün varislerini müşterek tercihine  bırakalım. Böylece cinayet işleme potansiyeline sahip canilerin alacağı eşdeğer ceza sebebiyle cinayet işlemekten alıkonulması mümkün olabilecektir.

Kur’ânî Düzen’de ölüm cezasını da içeren Kısas’ın eşdeğer ceza olduğu da bilinmelidir.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Recent Posts

  • Makale

ALIN TERİ

Kim bakar emeğe, alın terine Gün gelir kenara atarlar seni Koyarlar vasıfsız şahsı yerine Kıytırık…

7 saat ago
  • Gündem

Gazze Şeridi’nde Yitirilen Hayatlar: Acıyı Anlatmak

Gazze Şeridi'nde Yitirilen Hayatlar: Acıyı Anlatmak Gazze Şeridi, yıllardır çatışmaların, acıların ve umutların yeri olmuştur.…

7 saat ago
  • Makale

EROL GÜNGÖR’ÜN KAYBI TÜRKİYE’NİN KAYBIDIR!

24 Nisan 1983 yılında vakitsiz ölümüne en fazla üzüldüğüm isimlerden birisi Erol Güngör (1938) Hoca…

8 saat ago
  • Gündem

RAKICILAR MI ZAVALLI ZAVALLILAR MI RAKICI?

Alkollü içkilerin ve bunların başında rakının insan sağlığı için tehlike oluşturduğu bilinmektedir. Alkollü içkiler, yaralama…

1 gün ago
  • Gündem

Gazze Şeridi’nde Toplu Nikah Töreni Düzenlendi

Gazze Şeridi'nde Toplu Nikah Töreni Toplu Nikah Töreni Gazze Şeridi'nde İsrail Saldırıları Altında Gerçekleşti Gazze…

1 gün ago