İnsan ve Dünyevileşme üzerine…

“Ey iman edenler! Size ne oldu ki. ‘Allah yolunda savaşa çıkın!’ denildiği zaman yere çakılıp kalıyorsunuz? Ahiret (hayatına) dünya hayatını tercih mi ediyorsunuz? Fakat dünya hayatının faydası âhiretin yanında pek azdır.” (Tevbe Suresi, 38. Ayet )

İnsanoğlu; Allah’ın (cc) rahmetiyle dünya nimetlerinden rızıklanır. Ekip biçerek, hayvancılık yaparak, maddeyi işleyerek verim üretir. Ürettiği verimden faydalanır. Hizmet üretir, bilgi üretir ve bunu ilime, bilime dönüştürür. Bir yandan kendini terbiye ederken, diğer yandan iktisat eder.  Malını, canını, havasını, suyunu iktisatlı kullanır. Kendini ve neslini yetiştirir. Ruhunu eğitir, Rabbine itaat eder.

Yazının maddeye dönüşmesi:

Yazının kullanılmasıyla birlikte, bilgi de sistemli olarak biriktirilmeye başlamıştır. O güne kadar edinilen deneyimler, asırlarca aynı döngüyü tekrar ederken, yazı ile birlikte mevcut tarihi süreç doğmuştur. Zira; teknik olarak, yazı da sözün maddeye dönüşmesidir. Yazının kullanılma biçimlerine baktığımızda, tarihi süreç içerisinde sergilediği farklılıklar göze çarpacaktır. İlk zamanlar, sadece muhasebe hesaplarının işaret edildiği yazıdan bahsedebiliriz. Mahkumların gün saymaları ve insanların birbirleriyle olan borç alacak ve alış veriş ilişkilerinin yazı ile somutlaştığı açıktır. Bu anlamda yazı ve yazının kullanım karakteriyle farklı bir medeniyet kapısı açılmıştır. Yazının kullanımının yaygınlaşması, biriktirilmesi ve kayda dönüştürülmesiyle ona maddi değer atfedilmesi, insanoğlunun dünyaya çakılmasında başlangıç teşkil etmiştir.

Allah (cc), peşin olan alış verişler için kesinlikle yazın (kaydedin) diye emretmemiştir. Fakat bir serbestlik bırakmıştır. Bunu bitmiş işer, hükmü kalmamış konular için de bu kapsamda düşünebiliriz. Kayıt altında tutma konusu günümüz dünyasında fahiş şekilde uygulanmaktadır.

“… Yalnız, aranızda hemen alıp verdiğiniz peşin ticaret olursa, onu yazmamanızdan ötürü üzerinize bir günah yoktur. …” (Bakara Suresi, 282. ayetten)

İnsanın maddeye, maddenin insana dönüşme eğilimi:

Maddeye aşırı değer vermekle paralelleşen teknik gelişmeler, insana dair değerlerin de ivmesini  düşürmüştür.  Üretilen her yeni mamülle, maddenin boyutunun bariz bir şekilde küçülmesi, bazı değerlerin de küçülme sürecini başlatmıştır. Toplumsal açıdan küçülen değerler, madde ve mana arasındaki dengeyi bozmuş, bütüncül olmayan cahiliye anlayışını doğurmuştur.  Teknik, teknolojik gelişmeler üst bir akla sahipken; manevi paradigma (değersayım) maalesef çökmüştür. İleri düzey maddeci bu yaklaşımın sunduğu motivasyonla, insanlık daha çok mala sahip olabilmek için birbiriyle savaşmaktan çekinmemiştir. Öte yandan; fabrikalaşma ve seri üretimle yeni ürün çıktıları alınıyor ve her yeni sürümde kullanılan madde miktarı da azalıyordu. Buna rağmen, ürünün fiyatının sürekli artması, maddeye mücevher değerini yüklemektedir. Büyük fotoğrafta ise; insanoğlunun her seferinde daha küçük bir maddeye sahip olma mücadelesi, bilincimize işletilmektedir. Her ne kadar ürün çıktılarının hacmi küçülse de; bu ürünler, daha fonksiyonel üretilmektedir.

“…  Onlara de ki: «Dünya menfaati önemsizdir, Allah’tan korkanlar için ahiret daha hayırlıdır ve size kıl payı kadar haksızlık edilmez.” (Nisa Suresi, 77. ayetten)

İnsanoğlu, belki de kendinde yok ettiği değeri maddeye yüklediğinin (ona gereğinden fazla değer verdiğinin) farkında değildir. İnsanlık; her geçen süre kendi beceri, değer ve fonksiyonunu söndürmekte, bu değeri maddeye odaklayarak, kendi düzeyinden ödün vermiştir.

Artan nüfus, teknoloji, bilişim ve iletişim nihayetinde kent popülasyonunu bugünkü pik haline taşımıştır. Kalabalık şehirlerin sayıları sürekli artmaktadır. Maddenin de kalabalık şehirler içerisindeki değerini, daha da katlamaktadır.

İnsanın madde ile etkileşimi:

“Allah dilediği kimsenin rızkını genişletir ve bir ölçüye göre verir. Dünya hayatıyla övünenler bilsinler ki dünyadaki hayat ahiret yanında sadece bir geçimlikten ibarettir.” (Ra’d Suresi, 26. Ayet)

İnsanın maddeyle etkileşimi doğaldır. Bu etkileşim özünde, insan beyninin vücut dışına yansıması gibidir. İnsan, maddeye şekil vermeden ve ondan faydalanmadan önce düşünür. Düşüncesinde tasarlar, çizer onu, sonra boyutlandırır. Hayalinde faydalanır ondan. Sonra sıra, hareket eden beynine; yani ellerine gelir. İnsanın; hareket ettirdiği, işlerini yaptırdığı beyni, elleridir.

Eller, maddeyi hayal edilen kaliteye getirinceye kadar, dolaylı ya da direkt olarak görevini yapmakla meşguldür. Nihayet; üretim gerçekleşmiş ve çıktı alınmıştır. İnsan, böylece ayalini gerçekleştirmiştir.

Bu üretim kültürü, zamanla teknolojiyi doğurmuştur. Teknoloji, hem üretimi hem de tüketimi hızlandırmıştır. İnsanın hayal ettiği şeylere ulaşma ve hayal ettiği şeyleri üretme sürecinin en uç noktası, insan bedenine ihtiyaç duymayan üretim çalışmalarıdır. Makineleşme ve elektroniğin birleşmesinden oluşan teknoloji, günümüz dünyasındaki her alana damga vurmuştur. Bilişim, internet/siber dünya ve yapay zeka çalışmalarının dinamiği böylece oluşmuştur.

Ticarette, teknolojiden uzak kalmış, kendini geliştirememiş işletmelerin, hızla piyasadan silindiğini görüyoruz. Bu anlamda, teknolojinin de ekosistem içerisinde kendini dayattığını görüyoruz. Tıpkı; bakterilerin kendilerini diğer tüm organizmalara dayattıkları gibi.

Günümüzde, teknolojiden yoksun bir dünya hiçbir şekilde kabul görmemektedir. Yaşanan gelişmeler, dijital dönüşüm zihniyeti, insanlığı, uğraşları bakımından branşlaşmaya itmiştir. Kendini, dar alan içerisinde sıkışmış halde hisseden insanlık, branşlaşmayla birlikte robotlaşmanın da provalarını yaşamaktadır. 

“Bilin ki mallarınız ve çoluk çocuğunuz birer deneme aracıdır. Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır.” (Enfal Suresi, 28. Ayet)

Sadık USLU

Recent Posts

  • Gündem

Ata Tohumlarıyla Yetiştirilen 350 Bin Sebze Fidesi Dağıtıldı

Ata Tohumlarıyla Yetiştirilen 350 Bin Sebze Fidesi Dağıtıldı. Zonguldak'ın Karadeniz Ereğli ilçesinde, belediyenin başlattığı ata…

50 dakika ago
  • Gündem

DUADAN KORKAN KEMALİST NİKAH MEMURU

Duadan Korkan Kemalist Nikah Memuru "Duadan korkulur mu?" demeyin. Kemalist kafalar ve jakoben laiklik ile…

2 saat ago
  • Gündem

İsrail Ordusu, Gazze’nin Refah Bölgesine Kara Saldırısı Başlattı

İsrail Ordusu, Gazze’nin Refah Bölgesine Kara Saldırısı Başlattı İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde gerginliği artıran bir…

3 saat ago
  • Gündem

DOĞAL GIDALAR FAYDALANMAMIZ GEREKEN MUCİZELERDİR

DOĞAL GIDALAR FAYDALANMAMIZ GEREKEN MUCİZELERDİR Görsel ve yazılı medyanın büyük çoğunluğunun işledikleri din ve cinselliğe ilişkin…

4 saat ago
  • Gündem

Milli Eğitim Bakanlığı: 20 Bin Öğretmen Ataması Yapılacak

Milli Eğitim Bakanlığı  20 Bin Öğretmen Ataması Yapılacağını Açıkladı Milli Eğitim Bakanlığı, 20 bin öğretmen…

4 saat ago