Orta Doğu

İsrail eski meclis başkanı Yahudilik kimliğinden feragat ediyor

Mirat Haber Ajansı

İsrail millet meclisi olan Knesset’in eski başkanı Avraham Burg, kimliğindeki Yahudi olarak tanımlanmanın kaldırılması talebinde bulundu. Siyonist devletteki Yahudi cemaatine ait olmanın tıpkı Naziler zamanındaki söylemdeki gibi bir “efendiler grubuna ait olmak” ile eşdeğer olduğunu öne süren olağanüstü bir beyanda bulundu. Aynı zamanda ülkenin geçici cumhurbaşkanı olarak görev yapan ve Yahudi Ajansı’nın başkanı olan Burg, İsrail’in 2018 Ulusal Devlet Yasa Tasarısı’na yanıt olarak inanılmaz bir adım attı. Eleştirmenler, işgal devleti tarafından çıkarılan yasanın, ırkçılık ayrımını resmileştirdiği konusunda ısrar ediyorlar. Eski başkanın başvurusu, Kudüs Bölge Mahkemesine sunulacak.

Vicdanen kabul edemem itirazı

Başvurunun detaylarına göre Burg, artık kendisini Yahudi vatandaşlığına ait olarak görmediğini yazıyor. Vicdanının, yasa Yahudiliği “efendiler grubuna mensup olmayı” ima ettiği için, o milletin bir üyesi olarak sınıflandırılmasına izin vermediğini ekliyor. Ulus Devlet Yasa Tasarısına muhalefetini ifade eden Burg, bu yasanın anlamının, Yahudi olmayan bir İsrail vatandaşının aşağı bir statüye sahip olmaktan muzdarip olacağını söyledi. Mahkemeye yaptığı açıklamada, devletin çarpık ve ayrımcı tanımını Yahudi milletine ait olarak kabul etmediğini yazıyor. Ayrıca, sembolik eyleminin ardındaki neden olarak İçişleri Bakanlığı kayıtlarında “uyruğunun” “Yahudi” olarak listelenmesini istemediğini de belirtiyor.

Varoluşsal tanım değişikliği

Burg, Yahudi kimliğinden ve Yahudi İsrail vatandaşı haklarından vazgeçme kararının gerekli ve mantıklı olduğunu savunuyor. Bunun sadece trafik suçlarıyla ilgili bir tür yasa olmadığını, bu yasanın insanların varoluşsal tanımında bir değişiklik olduğunu açıklıyor. Burg, İsrail Yüksek Mahkemesinin bu yasaya dokunmayacağı varsayımı nedeniyle, kendi başına bir sonraki aşamaya geçmeye karar verdiğini söylüyor. Burg, yolculuğuyla ilgili eleştirilere, görüşlerinin yıllar boyunca sabit kaldığını ve değişen ülkenin kendisi olduğunu söyleyerek yanıt verdi. Siyasete girdiğinde iki prensibi benimsediğini söyledi: din ve devletin ayrılması ve işgale son verilmesi. O zamandan beri on yıllar geçti ve hala aynı şeyleri istiyordu, ancak İsrail daha sağcı, milliyetçi ve köktendinci oldu.