KERKENEZLİK…

Bazı Kerkenezlerin dediği gibi, din yüzünden geri kalmadık…

Tam tersi, ölüm ve defin haricinde dinin hayatımıza müdahale etmesine izin vermeyerek “Dini, biz geri bıraktık.”

Hep geriye attık dini ve dini değerleri…

Sen dedik dine; “geri dur ve hayatımıza müdahale etme!”

“Aman laiklik elden gitmesin, geri dur!” Dedik.

“Aman çocuklarımızın kafası karışmasın, geri dur!” Dedik.

“Aman biz, din ve devlet işlerini ayırdık geri dur!” Dedik

“Din başka bilim başka geri dur!” Dedik

“Camiler açık, kıl namazını etliye sütlüye karışma geri dur!” Dedik.

“Bu devirde faiz de haram mı olurmuş, geri dur!” dedik

“Aynı çiçekle bir ömür mü geçermiş, ara sıra da kaçamak yapmak gerekir, aman sen geri dur!” Dedik

“Akşamdan akşama iki kadeh atmanın nesi günah, geri dur!” Dedik.

“Hac ve umreye gidip de Araplara para mı yedireceğiz, geri dur!” Dedik.

“…”

Sonra…

Sonrası malum…

Dini gerilere attıkça battık..

Hem de ne batma!

Gayya kuyularına battık da bunun adını da modernizm ve ilerleme koyduk…

İlerleyecek ve modern toplum olacaksak, toplumda ahlaksızlığın çoğalması hiçte önemli değil anlayışına sahip oluverdik.

Kerkenezlik işte…

Ortaçağ Avrupa’sında, kiliselerin toplum üzerinde kurduğu baskı neticesinde yaşanan reformist hareketleri de kendimize referans alarak, İslam’da da reform çalışmaları yapmaya kalktık.

İşte bu sebepledir ki günümüzde bazı kerkenezler, İslam deyince hemen “ortaçağ karanlığı” gibi ucube bir söylem içine giriveriyorlar.

Hülasa; İslam’ı camilere hapsedip hayatımıza karıştırmadığımız için de etliye sütlüye karışmayan yepyeni bir din anlayışını hortlatıverdik. Müslüman’ım diyen insanların yaptığı hataların da faturasını, İslam’a kesmek gibi bir garabetin içinde olmaktan hiç mi hiç utanmadık.

Kerkenezlik işte…

Din yüzünden geri kaldık diyenlere, en son okuduğu kitabı sorunuz. Eminim size bir kitap söyleyemeyecekler ya da kendi ideolojilerini anlatan konuyla alakasız bir kitap ismi vereceklerdir. Zira okuyan biraz kitap karıştıran ve olaylara objektif bakma ferasetini gösteren insanlar, din yüzünden geri kalınmadığını anlayan ve bilen insanlardır.

Ama dini dogma kurallar manzumesi olarak gösteren kitaplar okudularsa ve Kur’an-ı Kerim’in yüzlerce ayetinde “Tefekkür etmez misiniz, siz hiç düşünmez misiniz?” ayetine mukabil düşünme yetisini elde edememiş insanlar olarak hala din yüzünden geri kaldık safsatasını savunuyorlarsa, bırakınız bu insanlara laf anlatmayı…

Bu adamlara ne İbn-i Sina’yı anlatabilirsiniz ne de Harazmi’yi!  Ne İbn-i Arabi’yi anlatabilirsiniz ne de Gazali’yi! Ne Piri Reisi anlatabilirsiniz ne de İbn-i Heysem’i!

Çünkü tam bir kerkenezle karşı karşıyasınızdır.

Peki o zaman İslam’ı ve değerlerimizi hayatımıza hâkim kılma çabamızdan vaz mı geçeceğiz?

Tabii ki de hayır!

Gerçekleri, doğruları anlatabileceğimiz evlatlarımıza “Din yüzünden geri kaldık” safsatası enjekte edilmeden ya da bu fikirler ile zehirlenmeden tedbirlerimizi almamız, eğitim sistemimizi bu doğrulara göre şekillendirmemiz gerekmektedir.

Selam, saygı ve muhabbetlerimle….

       Şaban DOĞAN