Kur’ân ve Namazla Hayatı “Ramazanlaştırmak”

Bugün bayram. Mübarek Ramazan Bayramı, Yüce Rabbimizin kan ve gözyaşı içindeki bölük pörçük şu Ümmet-i Muhammed’e birlik, beraberlik, esenlik ve özgürlük lütfetmesine vesile olsun inşaallah…

Hz. Ali’ye (r.a) “Bayram nedir?” diye sormuşlar; “Günahsız geçen her gün bayramdır” buyurmuş…

Alvarlı Efe Hazretleri de, Hz. Ali’nin (r.a) bayram tarifini şu dizeleriyle âdeta duaya dönüştürmüş:

“Hüzn-ü keder def‘ ola / Dilde hicap ref‘ ola / Cümle günah af ola / Bayram o bayram ola.”

Ümmetin yaşadığı can yakıcı acıların, hüzün ve kederlerin def olması için, kendimizden başlayarak büyük ve kuşatıcı bir diriliş hamlesini âcilen planlayıp ciddiyetle uygulamak kaçınılmaz görevimizdir. Bu kutlu değişimi gerçekleştirmede yegâne rehberimiz Kur’ân, güç kaynağımız da Namaz olacaktır. Ramazan ayı boyunca tilavet edip aklımızı, fikrimizi, kalbimizi kendisiyle arındırdığımız Kur’ân-ı Kerim’i Ramazan sonrasında da her gün okuyup-anlamalı ve yaşamalı, beş vakit huşû içinde ve cemaatle edâ edeceğimiz namazlarla da bu topyekûn diriliş bilincimizi sürekli olarak diri tutmalıyız (Ankebût 29/45):

“Sana Kitap’tan vahyedileni oku(anla-yaşa) ve namazı dosdoğru kıl: çünkü namaz çirkin fiillerden (fahşâ) ve kötülüklerden (münker) alıkoyar; Zikrullah (Kur’ân/Namaz) ise gerçekten en büyüktür…”

Ramazan boyu bizi her tür çirkin fiil ve kötülükten koruyan zırh/kalkan oruç idi; Ramazan dışında hayatımızı bütünüyle “Ramazanlaştıracak” en büyük iki nimet/ibadet ise Kur’ân ve Namaz’dır.

Bayramla başlayan tüketim ve eğlence kültürünün bizi ayartmasını namaz engelleyecektir:

“(O) Adamlar ki, ne ticaret, ne de alış-veriş onları Allah’ın Zikrinden (Kur’ân’dan), namazı dosdoğru kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymaz…” (Nûr 24/37).

Bir ismi de “Zikr” olan Kur’ân’dan uzaklaşanlardan Kıyamet Günü Rasûl (s.a) şikâyetçi olacaktır:

“Yazık bana! Keşke falancayı (bâtıl yolcusunu) dost edinmeseydim! Çünkü Zikir (Kur’an) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı. Şeytan insanı (uçuruma sürükleyip sonra) yüzüstü bırakıp rezil rüsvay eder. Rasûl der ki: ‘Ey Rabbim! Halkım bu Kur’an’ı büsbütün terk ettiler’.” (Furkan 25/28-30)

Âyetlerdeki “Zikrullah” Allah’ın zikri, anılması olarak da anlaşılmıştır. Şu âyetteki gibi:

“Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allah’ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk et ve beni anmak (zikr) için namazı dosdoğru kıl.” (Tâ-Hâ 20/14)

İktidar, makam ve mal-mülk ile tanışan Müslümanların en başta savsaklayıp terk etme ihtimali olan, dolayısıyla da en fazla özen göstermeleri gereken ibadet yine namaz olmalıdır:

“Onlar (o müminlerdir) ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namazı dosdoğru/devamlı kılar, zekâtı verirler, iyiliği emreder ve kötülüğü engellerler. İşlerin sonu ise Allah’a varır.” (Hacc 22/41)

Çeşitli ayartıların etkisi ile namazı terk edenleri bekleyen sonuç ise tutkularının esiri olmaktır:

“Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin tutkularına uydular. Bu yüzden Gayyâ’ya yuvarlanacaklar (yaptıklarının cezasını ileride çekecekler).” (Meryem 19/59)

Rasûlüllah (s.a), ümmeti bolluğa kavuşup tutkularına uyar da iki şeyi; ‘namaz kılmayı ve Kur’ân okumayı’ terk ederler diye korkmuştur (Müsned-i Ahmed b.Hanbel, 4/146, 156).

Oysa namaz terkedilmez; namazın ve Kur’ân’ın Rabbine sığınılır: “Allah’a firar ediniz!” (Zâriyât 51/50).

Gerek müminleri günahlardan koruması ve gerekse diğer pek çok hikmetleri sebebiyledir ki namaz Müslümanların en başta gelen “olmazsa olmaz” ibadeti, adeta hayat-memat meselesidir (En’âm 6/162):

“De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.”

Bütün bu özellikleri ve güzellikleri nedeniyle Rabbimiz müminlerin felahınamaza bağlamıştır:

“Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir ki onlar namazlarında huşû içindedirler.” (Mü’minûn 23/1-2)

Buna karşılık namaz kılmayanların Cehennemin Sekar’ına girecekleri açıklanmıştır (Müddessir 74/42-43).

Efendimizin (s.a) şu duasını hep birlikte ve yürekten tekrarlayalım ki bayramımız Bayram olsun:

 “Ey Allah’ım! Kur’ân’ı kalbimin baharı, sadrımın/göğsümün nûru, hüznümün ortadan kalkması ve kederimin gitmesi (için vesile) kıl(manı) isterim.” (Ahmed b.Hanbel, I/391)

Günahsız bayramlar duası ile.

Abdullah YILDIZ

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Recent Posts

  • Gündem

Balığı Uçmaya Kuşu Yüzmeye Zorlamayacak Bir Eğitim Sistemi…

Balığı Uçmaya Kuşu Yüzmeye Zorlamayacak Bir Eğitim Sistemi lazım. İlkönce haberimizi okuyalım: CHP'li Milletvekilleri, MEB…

9 saat ago
  • Gündem

ERDOĞAN – ÖZGÜR GÖRÜŞTÜ MÜ GÖRÜŞTÜRÜLDÜ MÜ?

Türkiye Cumhuriyeti, anayasası ile kendisini tanımlamıştır ve ülkemizde bütün yapılanmalar anayasaya göredir. Bu yapıyı bir…

9 saat ago
  • Gündem

ABD Polisi UCLA Kampüsünde Filistin Dayanışma Kampını Dağıttı

ABD Polisi UCLA Kampüsünde Filistin Dayanışma Kampını Dağıttı ABD'nin Los Angeles kentinde bulunan California Üniversitesi'nde…

10 saat ago
  • Gündem

“KURBAN KARDEŞLİKTİR”

“KURBAN KARDEŞLİKTİR” ARDEV olarak kurbanlarınızı bu yıl Tanzanya’da ki kardeşlerimize ulaştırıyoruz. Ayrıca kurbanınızın kesim vidosunu…

11 saat ago
  • Gündem

İrlanda’da da Eurovision Şarkı Yarışması’na Katılan İsrail’e Protesto

İrlanda'da Eurovision Şarkı Yarışması'na Katılan İsrail'e Protesto İrlanda'nın başkenti Dublin'de, İsrail'in Eurovision Şarkı Yarışması'na katılması…

12 saat ago
  • Gündem

Türkiye, İsrail ile Tüm Ticaret İlişkilerini Durdurdu!

Türkiye'nin İsrail ile ticareti durdurma kararı, son dönemdeki diplomatik gelişmelerin en çarpıcı ve önemli adımlarından…

13 saat ago