Makale

SEVEBİLİRSİNİZ AMA ĞAVS TANIMAK DA NE OLUYOR?

 

Menzil şeyhi Abdülbaki Erol vefat etti. Onbinlerce seveni tarafından dualarla defnedildi. Allah rahmet eylesin.

Şeyh efendi hakkında yazılanlar çizilenler oldu. Kur’ân ve Sünnet’i ölçü kabul ettiğini dile getiren yazarlarımızdan bazıları bile ölen şeyh efendiyi iki vasıfla niteliyorlar. Onlardan birinin makalesi sonundaki ifadesi şöyle:

“Allah, Gavs-ı Sani Seyyid Abdülbaki el-Hüseyni Hazretlerinin menzilini mübarek, makamlarını âli eylesin. Himmeti, en büyük umudumdur.“

Yardım etme mânasına gelen Ğavs ile efendi/sahip/faziletli  kişi anlamına Seyyid kelimelerini sözlük mânalarından hareketle merhum Abdülbaki efendiyi yardımsever ve beyefendi bir insan olarak nitelemek istiyorsak amenna, diyeceğimiz yok.

Ama kazın ayağı böyle değil.

ĞAVS

Abdülbaki efendi ikinci Ğavs kabul edildiğine göre, birincisi de var. Haberlere göre Post üç parçaya ayrıldığı için bu defa üçüncü, dördüncü  ve beşinci Ğavs da yolda.

Ğavs sözlük mânasıyla anlaşılamaz. Taşavvuf kültüründe netleşmiş bir anlamı var. Bu yerleşik anlam Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’ne  göre şöyle:

{Tasavvufta  KUTUP  “velîler zümresinin başkanı, dünyanın ve âlemin mânevî yöneticisi olduğuna inanılan en büyük velî” mânasında kullanılmış, onun işgal ettiği makama da kutbiyyet denilmiştir. Ayrıca kutbun yönetimi altında bulunduğuna inanılan çeşitli velî gruplarının her birinin başkanına da kutub adı verilir.

Hz. Kutub derecesine eren en büyük velîye kendisinden mânevî yardım istendiği (istigāse) için gavs da denilir.}

Bu tanımlardan hareket edersek merhum Abdülbaki Erol “velîler zümresinin başkanı, dünyanın ve âlemin mânevî yöneticisi olduğuna inanılan en büyük velî” dir.

Böylesi yüceliklere sahip olduğuna inanılan bir insan kayıtsız şartsız itaat edilmesi gereken kusursuz bir önder olarak kabul edilmez mi? Kendisinden Himmeti ! beklenmez mi?

Takva dışında bir değer ölçüsü tanımayan Kur’an ve Sünnet’in neresine oturtacağız bu Ğavs inancını.

SEYYİD

Seyyid’’e gelince:  “nesl-i pâk-i Muhammedî’ye mensup olup yüceltmiş olan” anlamında Hz. Peygamber’in Hz. Ali ile Fâtıma’dan doğan torunlarıyla onların soyundan gelenler için unvan olarak kullanılmıştır. Hem baba hem anne tarafından Hz. Ali’nin soyundan gelenlere aynı zamanda “seyyidü’s-sâdât” (tabâtabâ) denilir. (DİA)

Bu tarife göre merhum Abdülbaki efendi Seyyid midir, bilmiyoruz. Diyelim ki Seyyid’dir.

İslam’da seyitlik diye ayrıcalıklı bir makam var mıdır?

İlgili makalemiz için bak:   https://www.mirathaber.com/seyyitlik-soydan-degil-islami-iman-ve-yasamdan-gelir/

Allah şanını artırsın Peygamberimiz, kızı Hz Fatıma’ya bile kendisini Allah’ın azabından koruyamayacağını ve  İslam’ın iman ve yaşam ölçülerine sarılması gerektiğini ifade buyurduğuna göre, bu anlamda  Takva dışında bir değer ölçüsü kabul edilebilir mi? (Buharî Vesaya 11;  Hucurat 49/13)

Sevdiklerine göre Mehmed Zahid ve Mamut efendiler ve de Süleyman Hilmi efendi de Ğavs idiler…

Bir insanı, İslam alimi olması, ben Müslümanlardanım diyerek İslam’a çağrıda bulunması  ve  çağrısı  çizgisindeki yaşamı ve yaptığı hizmetleriyle  en güzel insanlardan biri olarak  görüp sevebilir ve hatta Cennetliklerden olduğunu bile düşünebilirsiniz, buna bir engel yok. (Füssılet  41/26)

Aşırılıklara ne gerek var? Ölçü dışı kabullerimizle İslam’a gölge düşürmeye ne hakkımız var?

Her imanlı ve amelli Müslüman gibi Veli  olduğuna inanacağınız (Yunus 19/62-3) büyüğünüze dualar edip çizgisini takip edebilirsiniz ama “teveccüh, tasarruf  ve olağan işler anlamına” Himmet beklentisi de ne oluyor?

Biz sınırları aşarak Şirk’ten söz etmiyoruz. Ama insanların çoğunluğunun da Şirk koşmadan iman etmediği de Rabbimizin beyanı değil midir? (Yusuf 12/106)

Ali Rıza Demircan

ĞAVS      SEYYİD    HİMMET    ŞİRK    VELİ   TAKVA

NOT:  16 Temmuz 2023 Pazar sabahı, sabah namazı dönüşü bu makaleyi tamamlayıp yattım.

Rüyamda dar bir çatı penceresinden çıkarak bir topluluğun arasına katıldım.

Adamın biri ihramlı bir şekilde baş köşeye oturmuş. Beni görünce Hac ile alakalı Kur’ân ve Sünnet kaynaklı bir kuralı cahilce eleştirince ayağa kalktım. Yüksek sesle cehaletini yüzüne vurarak Hacla alakalı 400 sayfalık kitap yazdığımı, ne cüretle bilgisizce konuştuğunu sorguladım. Cevap vermedi, veren de olmadı. Böylece uyandım.

Dilerim cevap verme durumunda kalmam.

Recent Posts

  • Gündem

Kasımpaşa Mevlevihanesi Yeniden Doğuyor.

Kasımpaşa Mevlevihanesi Yeniden Doğuyor Kasımpaşa Mevlevihanesi: Osmanlı'nın İrfan Yuvâsı, Yeniden İnsan ve İrfan Vakfı ile…

16 saat ago
  • Gündem

SEKÜLER EĞİTM ŞİDDETİ VE SÖMÜRÜYÜ ENGELLEYEMEZ

Okullarımızda öğrenciler ve veliler tarafından öğretmenlere, bazı öğretmenler tarafından da öğrencilere yönelik şiddet giderek tırmanıyor.…

17 saat ago
  • Gündem

Avustralya, Filistin’i Tanımayı Düşünüyor

Avustralya, Filistin'i Tanımayı Düşünüyor: Barış Sürecinin Bir Parçası Olarak Adımlar Atılabilir Avustralya'nın Potansiyel Tanıma Kararı…

17 saat ago
  • Gündem

İSLAM’A “DEVRİMCİ DİN” DİYEN SONER YALÇIN VE BENZERLERİ ONA İNANIYOR MU?

İSLAM’A “DEVRİMCİ DİN” DİYEN SONER YALÇIN VE BENZERLERİ ONA İNANIYOR MU? Ali Rıza Demircan hocanın…

18 saat ago
  • Gündem

“Vallahi Kaybettin Netenyahu”

Vallahi Kaybettin Netenyahu... Zafer İslam'ın ve Müslümanların! İslam'ın İfadesi: Göç Eden Filistinli Adamın Mesajı Kalpleri…

19 saat ago
  • Makale

“ALLAH KULUNA KÂFİ DEĞİL Mİ?

“Allah kuluna kâfi değil mi?” Zümer Suresi – 36. Ayet Vecihi Hürkuşlar, Selahattin Reşit Alanlar,…

20 saat ago