Sultan (Deli) İbrahim Bir Akıl Hastası Mıydı?

Değerli okuyucularım;

Osmanlı Devletinin ‘Fatih Kanunnameleri’ ile devletin bölünmesini engellemeye yönelik olarak âdeta meşrulaştırılan ‘kardeş ve evlat katli” meselesinin şer’î/fıkhî boyutu ve geçerliliği ile ilgili tartışma konularını İslâm âlimlerine bırakıyorum

Ama şu bir gerçek ki, kardeş ve evlat katline kanunen cevaz verilmesi ile birlikte siyasî hesaplar uğruna bu uygulamanın zaman zaman istismar edildiği diye de tarihî bir gerçektir. Bununla birlikte ihtimal dâhilinde bile olsa bu uygulama, hanedan mensuplarını ve özellikle şehzadeleri psiko-sosyal yönden epey tedirgin etmiş olduğunu da düşünebiliriz. Bu tedirginliğin başında ise öldürülme korkusu gelmekteydi. Öldürülme korkusu ise kişiyi bunalıma itebilecek kadar psikiyatrik bir rahatsızlıktır. Mirat-Haber sitemizde yayınlanmış olan V. Muradile ilgili haber-yorum yazımız bu açıdan değerlendirilebilir.

https://www.mirathaber.com/sefa-saygili-v-murad-dalgali-mizac-yapisina-sahip-bir-hipomanik-sultandi-v-murad-sultan-abdulazizi-tahtan-indiren-cuntacilara-destek-mi-verdi-9-5191h.html

Türk siyaset tarihinde tahta/iktidara gelme veya engellenme durumu, her zaman heyecan verici maceralarla ve entrikalarla doludur. Burada şu veya bu şekilde aktif rol alanlar ise, müspet ve menfi hasletleriyle genelde unutulmayan tarihî şahsiyetlerdir. İşte tarih kitaplarımızda Sultan ‘Deli’ İbrahim(1615–1648) olarak geçen Osmanlı Hanedanının 18. Padişahı da şahsî davranışlarında görülen bazı anormalliklerinden dolayı sadece tarihçilerin değil sosyal bilimcilerin, psikologların ve psikiyatristlerin de ilgi alanına girmektedir.

Sultan İbrahim’in Ruh Hastalığına Dair Emareler

Kuvvetli bir vücuda sahip olan Sultan İbrahim, iyi bir eğitim görmüş, hızlı konuşan ve şiirle de meşgul olmuş olan bir padişahtı. I. Ahmet‘in yedi oğlundan en küçüğü olan İbrahimIV. Murat‘la ana, baba bir kardeşti. Anneleri, meşhur Kösem Vâlide Mahpeyker Sultandır. Biraderi IV. Murat, tahtını korumak adınaanaları ayrı diğer 3 kardeşini boğdurduğu zaman, İbrahim‘i de öldürmek istemiştir. Ancak, annesinin müdahale ve ricaları üzerine bu niyetinden vazgeçmiştir. Daha o zamanlar İbrahim‘de bazı budalalık, tuhaflık ve mecnunluk halleri görülmüş olabileceğinden dolayı, belki de böyle bir teşebbüse gerek görülmemiş olduğu da düşünülebilir.

Her şeye rağmen İbrahim‘in, Sultan IV. Murat‘ın ölümüne kadar her an öldürülebilir korkusu ile yaşadığını tahmin edebiliriz. Çocukluğunu ve gençliğini Topkapı Sarayındaki dairesinde hapis hayatı geçirdiği için, sinirleri ve ruh yapısının da iyice bozulduğunu düşünebiliriz. Tahtta çıktığı 1640 yılına kadar geçen 23 yıllık süre zarfında sıkı bir gözlem altında tutulmuş, sürekli ölüm korkusuyla ve saray kadınların etkisi altında kalarak kafeste hayatını devam ettirmişti. Bu sebepten dolayı da, zihnî ve ruhî yönden rahatsızlık içinde bulunduğu ve zaman zaman da melânkoli krizler geçirdiği rivayet edilmektedir.

4. Murat’ın 1640 da ölümü ve kendisinin tahtta çıkacağı müjdesi verildiği zaman, bunun bir tuzak olabileceğini aklından geçirmiş ve tuhaf hareketlerde bulunmuştur. Bu haleti ruhiye, kendisinin ne kadar korku içinde olduğunu gösteren bir durumdur.

Soyundan başka erkek kalmadığı için, Saray halkı ile Vezirler, çocuğu olsun diye ona türlü milletten güzel cariyeler hediye etmiştir. Kürklü elbiseler giymeyi çok sevdiğinden, hüküm sürdüğü döneme “Samur Devri” de denilmiştir. Deli İbrahim’in sakalına inciler dizdirdiği, havuzundaki balıklara mücevherler saçtığı yolundaki haberlerin doğruluk ölçüsü kesin olmamakla beraber, kendisi hakkında böyle yakıştırmaların ortaya atılmış olması enteresandır.

Saray’da ‘Cinci Hoca’nın İşi Neydi?

Sultan İbrahim‘in bir takım aklî rahatsızlıklar geçirdiğinin somut bir delili, Vâlide Kösem Sultan tarafından “kuvvetli nefesi” ile ün yapmış, efsun ve sihir işleriyle uğraşan, asıl adından çok “Cinci Hoca”lakabıyla anılan Hüseyin Efendi‘yi saraya çağırılmasıdır. Geçimini daha önceleri bu işlerden sağlayan Cinci Hoca, Saraya alınması ile daha da şöhret sahibi olmuştur. Nitekim okuduğu dualarla dertlilerin ‘şifa’ bulduğu haberleri daha önceden de bilinirken, bu sefer Padişahı manevî bakımından rahatlattığını iddia ederek, şöhretinin daha da artmasını sağlamıştır.

Hastalığını iyileştireceğine veya iyileştirdiğine inandığı Cinci Hoca’nın ve annesinin etkisi altında kalan Padişah, Cinci Hoca’ya büyük ihsanlarda bulunmuştur. Örneğin, medrese tahsilini bitirmediği halde, bu hoca, bir ferman ile Süleymaniye medreselerinden birinin müderrisliğine getirilmiştir. Daha sonra Galata Kadılığına ve Anadolu kazaskerliğine de tayin olmuştur. Görevlerinin her birisini suiistimal eden, bunları arpalık olarak kullanan ve devrin siyasî olaylarına karışan bu zât, 1646’dan sonra çeşitli yerlere sürgün edilerek etkisiz hâle getirilmiştir.

Sultan İbrahim’in Başına Gelenler

Padişah, özellikle servet ve riyasete gözü doymayan annesinin düşkün ve alışık olduğu entrikalarının önüne geçmek için uğraşmak mecburiyetinde kalmıştır. Sadrazamlığa son olarak getirilen Hezarpare Ahmet Paşa, yüksek dereceli ulemadan, vezirlerden, âyanla eşraftan ve Yeniçeri Ocağının büyük ağalarından alınmak üzere Padişah adına samur ve amber vergisi koyunca (1648), bu kesimin hoşnutsuzluğunu Padişahın annesi Kösem Sultan, kafes arkasından körüklemiştir.

Valide Kösem Sultan’ın kışkırtmasıyla, devlet ricali bu vergi alma teşebbüsünü sert tepki gösterdiği gibi, Yeniçeriler de isyan etmek için bundan cesaret buldular. Yeniçeriler, gözdağı vermek için, Padişah’ın damadını ve Sadrazam Hezarpare Ahmet Paşa’yı öldürdüler. Artık oğluna sözünü geçiremediği için, oğlunu tahtta görmek istemeyen Valide Kösem Sultan,siyasî nüfuzunu kullanarak, Sultan İbrahim‘in aklî yönden yetersiz olduğunu iddia ederek, tahttan indirilmesini sağlayabilmiştir. Valide Kösem Sultanonun yerine eski Padişah I. İbrahim‘in oğlu olan IV. Mehmet‘i, yani 7 yaşındaki torununu tahta çıkartmıştır.

Bu oldubittiye getirilen saray darbesine karşı çıkan ve içine sindiremeyen eski Padişah Sultan İbrahim,kendisinin yeniden tahtta çıkacağının işaretini verme cesaretini gösterince Valide Kösem Sultan, sözünden hiç çıkmayan yeni sadrazama, oğlu İbrahim‘in öldürülmesini buyurdu. Bunun üzerine Sultan İbrahim,saray hapsindeyken yeni bir ihtilâle sebep olacağı düşüncesiyle, tahttan indirilişinin 10. gününde Cellât Kara Alieliyle 33 yaşındayken boğduruldu. Sultan İbrahim’in hayatı, böyle talihsiz bir hadise ile son bulmuş oldu. Annesi tarafından öldürülen Sultan İbrahim’in kabri, Ayasofya’da Sultan 1. Mustafa türbesinde bulunmaktadır.

Velhâsıl-ı Kelâm

Bu yazımızı biz ‘Sultan (Deli) İbrahim Bir Akıl Hastası Mıydı?’ diye sorduk ama yukarıda adı geçen tarihî şahsiyetleri ve akıbetlerini düşündükçe aklıma tabiî ki başka sorular da geliyor.

–          Madem şehzade İbrahim, aklî dengesinin yerinde olmadığından dolayı annesinin ricası üzerine kardeş katlinden kurtulabildiği halde Sultan IV. Murat’tan sonra niçin yine annesi tarafından tahta çıkarılmıştır?

–          Annesini dinlememeye başlayan Sultan İbrahim, bu sefer niçin annesi tarafından ölüm listesine alınmıştır?

–          Bir annenin, siyaseten etkisiz hâle getirildiği hâlde öz evladının öldürülmesini talep etmesini nasıl yorumlamamız lazım?

–          – vb. sorular…

Deli olduğu iddia edilen İbrahimise o zaman siyasî entrikaların ve hırsların baş aktörlüğüne soyunanalar ne kadar akıllıdır? Bu gibi üzücü tarihî olaylar ve hatıralar, sizin de yüreğinizi sızlatmıyor mu?

 KAYNAKLAR:

Gövsa, İbrahim Alâettin;Türk Meşhurları Ansiklopedisi; Yedigün Neşriyatı; t.y.

Samiha, Ayverdi,Türk Tarihinde Osmanlı Asırları; 2. Cilt; 2. Baskı; Damla Yay.; İstanbul; 1978.

– Seyyar, Ali;Meşhur Ruhsal Özürlüler; Hayat Yayınları; İstanbul; Mayıs 2006.

– Uluçay, Çağatay;“Sultan İbrahim Deli mi Hasta mı idi? Tarih Dünyası; Sayı 12; İstanbul; 1950.

– Uzunçarşılı, İsmail Hakkı;Osmanlı Tarihi; 3. Cilt; 2. Kısım; 3. Baskı; Türk Tarih Kurumu Yay.; Ankara; 1982.

– Ünal, Tahsin;“Cinci Hoca ve Serveti Hakkında”; Resimli Tarih Mecmuası; VI/71; İstanbul; 1955.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Recent Posts

  • Gündem

BÖYLESİ BİR FUTBOLUN ÜLKEMİZE NE FAYDASI VAR?

Üç çeyrek asırlık gazete Hürriyet’te pek az olan istisnalar dışında dişe dokunur ve topluma yararlı…

10 saat ago
  • Gündem

İMANI OLMAYANIN UTANMASI OLMAZ

Önce haberi, sonra da mutlaka yorumumuzu okuyalım: Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi play-off çeyrek final…

11 saat ago
  • Gündem

VAHDETTİN VATAN SEVER BİR KAHRAMANDI (II)

Osmanlı devletinin son Padişahı Vahdettin dönemini, siyasi ve ideolojik zeminde değil de, tarihi gerçekler noktasında…

12 saat ago
  • EĞİTİM

BASIN AÇIKLAMASI

BASIN AÇIKLAMASI 17 MAYIS 2024 Çekmeköy Şehit Ömer Halisdemir Kız Anadolu İmam-Hatip Lisesi Okul Aile…

13 saat ago
  • Gündem

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi Kimdir?

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi Kimdir? Hukukçu ve Din Adamı Olarak İbrahim Reisi'nin Hayatı Hukukçu ve…

15 saat ago
  • VİDEOLAR

BİR AYET BİR HADİS “Biz geceyi ve gündüzü”

MİRATYOUTUBE MİRATHABER.COM

15 saat ago