21. YY. Vebasi “Yalnizlik” ve İslam

Yalnızlık, Batı toplumlarında ortaya çıkan ve yorumcular tarafından “salgın” ve “sessiz bir veba’ya” benzetilen bir sosyal gerçekliktir. Yalnızlık çeşitli duygu ve düşünceleri içine alan bir duygu kümelenmesidir. İçsel dünyanın duygu, öfke, keder, korku, endişe, üzüntü, utanç, dışlanmışlık gibi çeşitli durumlar karşısında içine düştüğü derin karanlık bir çukurdur. 21. Yy’da kitle iletişim araçlarının kitleleri esir aldığı bir çağda ve milyonların yaşadığı metropollerde bireylerin içine düştüğü boşluk ve sosyal bağlantının yokluğu ile ortaya çıkan yalnızlık aslında esasen modern batı’da meydana gelen kültürel ve ekonomik dönüşümlerin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Endüstrileşme, tüketim ekonomisi ve dinin azalan etkisi yalnızlığı ortaya çıkaran sosyolojik, psikolojik ve ekonomik parametrelerin ana unsurlarından biridir. Genelde yalnızlık batı toplumlarından ve batı tarzı üretim ve kültür ilişkilerinin dünyaya yayılması sonucu oluşmuş bir 21. Yy hastalığıdır.

Yalnızlık sonucu ortaya çıkan depresyon ve çeşitli bir takım ruhsal belirtiler temelde bireyleri hedef almasına karşın toplumu baz alan önemli bir tehdittir. Bu noktada yalnızlığı yenmenin en önemli bileşenlerinden birisi olarak İslam ve İslami anlayışın çeşitli bileşenleri karşımıza çıkmaktadır. Çağımızın görünmeyen ve toplumu içten içe kemiren bu hastalığına karşı en büyük tedavi metodu olarak karşımıza İslam çıkmaktadır.

Uzun süren yalnızlık insan üzerinde bir takım fiziksel ve ruhsal rahatsızlıklar ortaya çıkarmaktadır. Yapılan araştırmalara göre yalnızlık erken kalp krizi geçirme riskini arttırmakta, depresyona girme ihtimali normal insanlardan 3 kat daha fazla olmaktadır. Aynı zamanda kendini yalnız hisseden sosyal ilişkileri kuvvetli olmayan insanlar günde 15 adet sigara içen insanla aynı erken ölüm riskini taşımakta ve kendini yalnız hisseden kalp hastalarının ölüm riski daha yüksek olup yalnız olan insanların hayat kalitesi daha düşüktür. Peki 21. Yy’ın salgını olarak kabul edilen yalnızlık korkusunu aşmak için ne yapmak gerekir. Klinik çalışmalara göre, yalnızlık insan sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir.

 Yalnızlık hissi aynı zamanda bağışıklık sisteminde de zayıflığa yol açmaktadır. Tansiyonun yükselmesine, stresle ilgili hormonların artmasına, obeziteye, madde bağımlılığına ve uyuma güçlüğüne yol açabilir. Günümüzde kalabalık şehirlerde ve kalabalık mahallelerde yaşayan günümüz insanı etrafı insanlarla çevrili olmasına karşın beraberinde sosyal ağların yaygınlaşması ile paralel binlerce takipçiden oluşan arkadaş ve takipçi listelerine rağmen yalnızlık içinde bulunmaktadır. Yalnızlık içinde bulunduğumuz çağın önemli ve kronik rahatsızlıklarının başında gelmektedir. Amerika’da yapılan bir ankete göre Amerikan halkının % 50’si yalnız olduğunu, % 80’i ise ileriki yıllarda yalnız olacağını düşünmektedir. Psikolojik etkilerinin yanı sıra yalnızlık kişilerde kalp, kas ve mide sorunları gibi hastalıkların oluşmasına da neden olmaktadır. Yalnızlık duygusunu ortadan kaldırmak için ortaya konan ilaçlı ve ilaçsız tedavilere karşın en önemli çözümlerin başında teoloji, tasavvuf, İslam tasavvufu ve İslam gelmektedir.

Kalabalık ortamlar içerisinde bireyin içine düştüğü yalnızlık ortamı bireyler nezdinde toplumlarında ruh sağlığını bozmakta olup toplumu ve toplumsal ilişkileri derinden etkilemektedir. Yalnızlık gün geçtikçe büyüyen sorunlardan biridir. Yalnızlıkla birlikte gelen depresyon ve benlik bilincinin kaybedilişi son derece insan sağlığı açısından hassas bir meseledir. İnsan zihnini ve psikolojisini ve paralelinde sağlığını etkileyen bu duygu durumu insan sağlığı açısından son derece tehlikelidir. İnsanı belirsizliğe ve bir uçuruma sürükleyen bu duygu seli 21. Yy. insanı için tedavi edilmesi gereken sosyal ve psikolojik bir vakadır. Yalnızlık öznel bir deneyim olup her birey yalnızlığı kendine göre yaşamaktadır. Yalnızlık zamana ve kültüre göre farklılıklar gösterebilir. Yalnızlık batı kültürlerinde daha çok bireyleşme, ayrışma, bağımsızlaşma ve kendine yetme adına olumlu anlamlar atfedilirken; doğu kültürlerinde ve Akdeniz toplumlarında da daha çok olumsuz çağrışımlar akla getirmektedir.

İslam’ın sosyal ve beşeri hayatın inşası noktasında ortaya koyduğu temel yaklaşımlar;

Akrabalık ilişkileri

Anne-Baba-Kardeşler ile olan ilişkiler

Komşuluk ilişkileri

Yoksullar ile olan ilişkiler

Arkadaşlık ilişkileri

Gayrimüslimler ile olan ilişkiler

Düşmanlar ile olan ilişkiler

Yabancılar ile olan ilişkiler

Tüm bu çeşitli unsurlar

21. yy. modern insanının kalabalıklar arasında yalnızlaşması ve ötekileşmesine neden olan yalnızlık hastalığına, İslam birer tedavi metodu, ilaç olmaktadır. Aynı zamanda Allah’a kulluk yapan insan hiçbir zaman, her şart ve koşulda, yerde Allah ile iletişimine bir engel yoktur. Allah ona her zaman şah damarından daha yakın olmuştur.

İbadetlerin her anında günde 5 vakit namaz ile, dua ile, oruç ile, şükür ile tasavvufi eylem ve pratikler ile insan Allah ile olan iletişiminde her daim Allah ile baş başadır. Bu noktada iletişimin ortaya çıkardığı çeşitli yol ve yöntemlere karşı İslam sosyal ve beşeri hayatta ilişki ve münasebetleri de bir disiplin ve şekle sokmuştur. Kendi dilini beşeri hayatta görünür kılmıştır. Tüm bu unsurlar içerisinde İslam 21. Yy. modern insanını yalnız bırakmamakta etrafını çevrelemekte ve 21. Yy. dünyasını inşa etmektedir. Burada bu noktada en önemli husus ve sorumluluk İslam’ı yaşayan ve İslam’ı yaşatan Müslümanlar üzerine emanet kılınmıştır. Oluşturduğumuz eğitim müfredatı, inşa ettiğimiz sosyal beşeri kurumlar, sistemler, pratikler, yaklaşımlar 21. Yy. insanının içine düştüğü yalnızlık gerçeği karşısında İslam’ın teorik, pratik, ruhsal, psikolojik ve çok yönlü olmak üzere ortaya koymuş olduğu reçetelerle çevrilidir. Tüm bu reçeteler insanı yalnızlaşmaktan ve içine düştüğü psikolojik ve ruhsal kalelerden kurtarmakta ve insanı ötekileştiren duvarları, çemberi yıkmaktadır.

En iyi tedavi yol ve yöntemi dindir bizler için ise bunun adı İslam’dır. İslam’ın ortaya koyduğu insan ve şehir modeli 21. Yy’ın ortaya çıkardığı çeşitli hastalık ve tehditlere karşı insana bir koruma kalkanı sunmakta ve bu gibi sıkıntılardan korumakta bağışıklık kazandırmaktadır. İslam insanı ve insanın şekillendirdiği dünyayı çevrelemektedir. İslam’ın dünyaya yansıması ve dönüşümünü ise tevhid ile şereflenmiş insan gerçekleştirecektir.

Yalnızlık duygusu kişinin fizyolojik, psikolojik ve sosyo-kültürel yapısıyla ilgili olup süresi ve şiddeti ise psikosomatik strese bağlıdır. Sanayileşme devrimi ile birlikte üretim araçlarında yaşanan değişim dönüşüm sonucu maddi olarak zenginleşen ve bu ölçüde de yalnızlaşan ve insani bir takım özelliklerini, hislerini ve duygularını vahşi kapitalizm sonucu yitiren Batılı insan giderek yalnızlaşmakta ve toplumdan izole olmaktadır.

Muhammet ERDOĞAN

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

View Comments

  • Rab'bim sayi nizi meşkur eyleye.Acizane kısa ve etkili billdirimler faydalıolur diye düşünüyorum.

Recent Posts

  • Gündem

RAKICILAR MI ZAVALLI ZAVALLILAR MI RAKICI?

Alkollü içkilerin ve bunların başında rakının insan sağlığı için tehlike oluşturduğu bilinmektedir. Alkollü içkiler, yaralama…

17 saat ago
  • Gündem

Gazze Şeridi’nde Toplu Nikah Töreni Düzenlendi

Gazze Şeridi'nde Toplu Nikah Töreni Toplu Nikah Töreni Gazze Şeridi'nde İsrail Saldırıları Altında Gerçekleşti Gazze…

18 saat ago
  • Gündem

İsrail Saldırıları Altındaki Gazze’den Görüntüler

İsrail Saldırıları Altındaki Gazze'den Görüntüler Gazze Şeridi'nde İsrail'in Amansız Saldırısı ve Filistinlilerin Güçlü Mücadelesi Gazze…

18 saat ago
  • Makale

Gazze Konusunda “Duygu Ötesi Yaşayan İnsanlar”

Prf.Dr. Erol Göka ‘’İDE'de(İslam Düşünce Enstitüsü)" yapılan oturumda dünyada şahit oldukları binlerce zulme karşı, duyarsız…

19 saat ago
  • Gündem

Sait Çamlıca: Teknolojiyi Akıllıca ve Müslümanca Kullanın!

Eğitimci Yazar Sait Çamlıca Çekmeköy Şehit Ömer Halisdemir Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileriyle ‘Teknoloji…

19 saat ago