islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3724
EURO
34,9981
ALTIN
2.325,89
BIST
9.095,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
19°C

Anadolu Leoparları Yaşasın

Anadolu Leoparları Yaşasın

Geçen hafta tamamlanan başarılı Fırat Kalkanı operasyonunda ilk kez kullanılan Leopar 2 tanklarında kayıplar vermemiz, ülkemizi bekleyen uzun mücadelelere hazırlanırken yapılacak mülahaza ve fikir çalışmalarının önemini göstermektedir.

Fırat Kalkanı operasyonunda TSK envanterindeki Leopar 2 tanklarını kullandık. Fakat baştan itibaren ancak özellikle El Bab’da ve en çok da hastane bölgesinde tanklarımızda hasar oluştu ve devre dışı kaldı. Basınımızda Almanya’nın gereken onarım parçalarını sağlamamasıyla ve PKK’nın Avrupa ve IŞİD’in ABD kökenli anti tank silahlarını kullanmasıyla gündeme gelen bu kayıplardan dersler çıkarmalıyız.

Motorlarının gelişiminde Rahmetli Prof. Erbakan’ın da çalıştığı ve patent haklarını uzun yıllar almaya devam ettiği Leoparlar Almanya’nın soğuk savaş dönemi için ürettiği tanklardır.

Bunların bir önceki sürümü NATO operasyonlarında kullanılmak amacıyla 1980’lerde Türkiye tarafından şartlı satınalınmıştı. Eski dönemlerde attığımız NATO operasyonlarıyla sınırlayıcı imzaları sonradan geri alabildik ve Fırat Kalkanında kullandık.

Leopar 2 asimetrik savaşa göre geliştirilmiş değil düz Kuzey Avrupa ovası üzerinde topyekûn bir Varşova Paktı istilasında Sovyet tanklarını hız ve teknik avantajlarıyla durdurmaya yönelik silahlardı. Yüz yüze savaşacakları için kuvvetli zırhları ön bölgelerdeydi. Diğer yandan süratli tank savaşları için düşünüldüğünden piyadenin elindeki anti tank silahlarını havada durduracak reaktif savunması da yoktu.

Tanklar özellikle dağlık bölgelerden ziyade düz bölgelere uygun araçlar olduğundan Suriye’de bunları kullanmamız doğal. Türkiye’nin sahibi olduğu binlerce tankla aslında bütün Suriye şehirleri tek tek kolayca ele geçirilebilir. Şehirlerdeki sivil halkın insani trajedi yaşamaması için Türkiye, tankları yok edici bir güç olarak değil özel kuvvetlerin, komandoların mücadelesinde bir destek aracı, adeta zırh güvenlikli bir top olarak kullandı.

Fakat asimetrik harpte düşman her yönden yaklaşabileceği ve bölgede anti tank silahları yaygın olduğundan, hedef çarpışmaya destek amacıyla sabitlenen bir tank otomatik olarak bir pahalı ve değerli hedef haline dönüşmekte. Bu nedenle hem PKK hem DAEŞ için kent etrafına tek başına çakılı olarak konuşlandırılan Leoparlarımız bir hedef tahtası oldular.

Teröristler tanklarımıza yaklaşıp, zırhlarının en zayıf olduğu yan ve arka bölgelerden roket atabildiler. Hem de ardı ardına. Bu noktada tankın yeterli eğitimli piyade desteği olmaması, kamuflajı, uzaklığı, roketi durduran reaktif silahların eksikliği, tankların arkalarına ek önlemler alınmaması, ilk roket atıldığında zırhlı araçtaki piyadelerin teröristler yerine tanka doğru gitmesi, aynı taktiğin aynı yerde yinelenmesine izin verilmesidünya basınında uzun uzun tartışıldı.

Çeşitli tartışma platformlarında gerek ordusunu zayıf göstermek yoluyla Türkiye’nin uluslararası gücünü kırmak isteyenler, gerekse Leoparların kusuru olmadığını savunan firma temsilcileri, bu yapılan taktik ve operasyon hataları yaygın bir şekilde dillendirdi.

Nedeni ne olursa olsun birçok tankın kullanılamaz hale gelmesi bu alanda düşüncenin, eğitimin ve talimin gelişebileceğini gösteriyor.

Kuşkusuz Kıbrıs Barış Harekatı’ndan bu yana ilk kez sınırlarımız dışında tanklar kullanıldığından, bu yönde yeterli deneyim ve hazırlık olmayabilir. Hain FETÖ darbesiylede tankçı kılığında FETÖcülerin başkasının hakkını çalmaları sonucu birikimlerimizde de eksilme olabilir. Ve kuşkusuz TSK en hızlı biçimde bunlardan ders çıkararak tank taktiklerinde acil eğitim programı hazırlamıştır.

Ama genel soru, özel kuvvetlerimiz ve komandomuzun başarısını her alana tam olarak yaymak amacıyla askeri konuların uzmanlarca serbestçe tartışılmasındakiyararlardır.

Bizde özellikle 12 Eylül’le iyice perçinlenmiş hatalı inanış, demokrasinin milli güvenlik yönünden yararı olmadığıdır. Oysa ister gerçeği isterse Çin gibi bir Komünist Partinin içindeki dar uygulaması olsun, demokrasinin en büyük yararı askeri alandadır.Serbest demokratik tartışmayla barış zamanında en akıllı askeri stratejive yöntemlerelde edilir. Demokratik hesap verme ve liyakat sayesinde de yapılan hazırlıklar daha şeffaf olarak görülür, iş yapan subay kariyer peşindekinden ayrılır.

Günümüzde ilerleyen siber casusluklazaten stratejiler ve doktrinler karlı tarafa sızdırılmaktadır. Saklanacak olan uygulamadır; neyin gizli kalması gerektiği belirtilir ve bunun dışında kalan tartışılır. Yoksa tank taktiklerinin mülahaza edilmesi, bilinmesi, önerilmesi askeriyeyi zayıflatmaz. 

Bir sonraki operasyonda ne taktikler kullanılabilir, hızlı yönden eğitimle bunların tekrarlanmaması sağlanabilir mi, gönderilen tank sayısıen uygun sayı mıdır, dünyada buna benzeroperasyonlarda neler yapılmaktadır, tank modernizasyonu ve milli tank projelerindebu sorunları kapatacak neler eklenebilir?

Askeri konuların, ihtiyaçların, maliyetlerin, sivillerce anlaşılması ve tartışılması, bu yüzyılda devam edecek olan askeri mücadelemizin güçlenmesi ve halkça benimsenmesi açısından önemlidir.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.