islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4618
EURO
34,6748
ALTIN
2.471,97
BIST
9.530,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Hafif Yağmurlu
Perşembe Az Bulutlu
16°C
Cuma Hafif Yağmurlu
17°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
20°C

Batık Ekonomi Anlayışına Cumhurbaşkanı Ne Yapabilir ki…

Batık Ekonomi Anlayışına Cumhurbaşkanı Ne Yapabilir ki…
27 Şubat 2018 07:23
A+
A-

Hükümetin amacı halkı yıllık gelirleri 250 milyarı aşan bankalara ezdirmek mi?

Türkiye’nin bir gerçek gündemi daha var o da ekonomideki son durum. Merkez Bankasının 30 Ocak 2018 tarihli hükumete gönderdiği mektup bizim bugüne kadar haklı eleştirilerimizin göstergesi niteliğinde bir mektup.

Kurgulanmış sürekli borçlanma sistemi gereği enflasyon hedeflemesi yalanınahizmet etmek için faizleri % 12.75 çıkardıklarını ifade ediyorlar.Piyasadan parayı çekerek talebin kırılmasına ve enflasyon hedefine biraz örtülüde olsa insanların alım gücünü daraltarak ulaşma hedeflerini ifade ediyorlar. Bu tutum enflasyonun faizin sonucu olmadığı inancıdır.

 Bir yandan faizleri yükselterek enflasyon kontrol edilmeye çalışılıyor, bir yandan sıcak para ile borcun borcu ödeniyor. Bu, borçlanma kurgusu gereği. İç dış borçlanma hedefi zaten bu faizlerin yükseltilmesini zorunlu kılıyor sistem içinde. Uyguladıkları farklı bir şey yok, faizi sürekli yükseltiyorlar. Doları ve enflasyonu Merkez Bankası faizle kontrol etmeye çalışıyor. Batık faizci ekonomik anlayışın doğru haklı sonuçları vermesi zaten beklenemez.

Hükümete gönderilmiş mektup doğrultusunda baktığımızda 130 milyarın biraz üstünde olan piyasadaki tedavüldeki dönen para, 124 milyara düşürülüyor. İlginç olan bankalar kredi verme kabiliyetini daha da arttırıyor. Bu hep söylediğimiz bankanın havadan para yaratma süreci ile gerçekleştiriyor. 2017 de 250 milyar faiz elde ediyorlar.

Bir çok yazımızda bankaların bunu nasıl yaptıklarını ifade ettik. (Bankalara bu güç kanunla verilmiş, bu kanun içinde kanunsuz yaptıkları bir çok uygulamada var. Bunlarda ancak kanunla terbiye edilebilir.)

İlginç bir durum daha oluyor. Banka mevduatlarında 10 milyara yakın artış oluyor. Para uzaydan mı geldi? Merkez Bankası piyasadan parayı % 12.75 çekiyor, tedavüldeki parayı kısıyor enflasyon hedeflemesi yalanı ile, banka kredileri artış gösteriyor, banka mevduatlarda para artışı, oluyor. Bu nasıl oluyor? Uygulanan borca dayalı para kredi sistemi olmayan, sanal, dijital olarak yapılıyor.

Bu sistemin kurucuları “Bizim para yaratma yetkimizi sizin seçtiğiniz TBMM bize verdi. Siz hükumetleri seçersiniz ama hükumetlerin, ne kadar vergi toplayacaklarını, ne kadar borçlanma yapacaklarını, maaşları ne kadar arttırabileceklerini, yapacakları yatırımları ne kadar yapabileceklerini gerçekte biz belirleriz. Biz paranın gerçek sahipleri olarak, parayı önce bankalara faizle satacağız. Hükümet de gidecek bankalarda faizle para bulacak. Faiz ödemeden para yok”der gibidir.

Ekonominin temel göstergelerine baktığımızda Kasım 2017 den bu yana bankaların 250 milyara dayanan faiz gelirleri borç ekonomisinin sonucu olarak, alınan iktisadi politik kararlar, halka ağır bedeller ödettiriyor.Devlet 80 milyon adına bu faizlerin 1/3 oranında dahi yatırım yapamıyor. Neden? Para yok. Hükümet bankalara mecbur mu?

Ekonomiyi açmaza iten şey, kurtarıcı olarak görünen bankaların işleyiş biçimidir. Borç stokundaki artan oranlı sürekli borçlanma, bankaların lehine, devletin, iş adamlarının ve halkın ise aleyhinde olması, söylemde milli, uygulamada yabancı ve sürekli borçlanma politik kararların sonucudur.İstikrarlı bir şekilde bankaların sürekli kazanması, uygulanan finansal politikaların kronik sonucudur.

Gidişatın kötü olduğunu, ekonominin bütün çarklarının bankaların lehine döndüğünü Cumhurbaşkanının şu sözlerinde de görüyoruz.” Söylemek zorundayım. Faiz sistemi adil değildir. Bilesiniz ki bir çok musibet bizi bekliyor. Faiz faizci akıllarla, faiz lobilerinin yaklaşımlarıyla adımları ile adım atamayız. Eğer onlarla adım atarsak sadece onları ihya ederiz.

Bakın enflasyonda hala düşüşü sağlayamıyoruz. Niye? Yüksek faiz sebebiyle.

Faizin sebep enflasyonun netice olduğu kanaatindeyim. Ama gel gör ki bizdekilere bunu anlatamadık. Bir şey anlamıyorlar. Anlamadıkları şu yahu faz lobisine çalışıyorsunuz ya başka bir şey yok. “

Herkes aklını başına almalı, uygulanan bankacılık sistemi sadece hükumeti hedef almamıştır. Borçlandırma bütün toplumda uygulanıyor. Bunun büyük bir hedefi var. Milletçe narkozun etkisinden çıkmak zorundayız.

Selam ve dua ile…

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.