İstanbul’un Sultanahmet semtinde yer alan ve tarihi Bizans dönemine kadar uzanan Lala Hayrettin Camisi, uzun süren restorasyon çalışmalarının ardından yeniden ibadete açıldı. Arkeolog Murat Sav, yapının Bizans ve Osmanlı dönemlerinden izler taşıdığını belirtti. Sav, caminin tarihi ve restorasyon süreci hakkında önemli bilgiler paylaştı. Yaklaşık 10-15 yıl önce yeniden ayağa kaldırılması kararı alınınca, projelendirme sürecine girildi. Bu süreçte, yapının geçirdiği tüm aşamalar dikkatle incelendi ve elde edilen bulgular korundu.
Lala Hayrettin Camisi, aslında Bizans döneminde büyük bir bazilika olarak inşa edilmiştir. Arkeolog Murat Sav, yapının 5. yüzyılda inşa edildiğini ve 6. yüzyılda büyük bir yangından sonra tekrar yapıldığını belirtti. Bizans döneminde, yapı kutsal bakiyelerin korunduğu önemli bir dini merkezdi. 9. yüzyılda, yapıya bir kubbe inşa edildi. 12. yüzyılda ise yapı, deprem ve yangınlar nedeniyle zarar gördü ve yerinde üç küçük şapel ortaya çıktı. Bu değişiklikler, yapının tarih boyunca geçirdiği evreleri gösteriyor.
İstanbul’un fethinden sonra, 15. yüzyılın sonlarında bazilika, cami olarak kullanılmaya başlandı. Ancak, 20. yüzyılın başlarında yaşanan deprem felaketi, caminin birçok yerinin çökmesine neden oldu. 1960’lı yıllarda yapılan kazı çalışmaları, hem Bizans hem de Osmanlı dönemine ait detayları ortaya çıkardı. Yapının sadece apsis bölümü camiye çevrildi. Bu dönüşüm, kısıtlı bir alanı kapsadı. 18. yüzyılda ise hemen yanına Zeynep Sultan Camisi inşa edildi. Bu iki yapı arasında kalan sokak, eski bazilikanın kuzey nefi olarak biliniyor.
Restorasyon çalışmaları sırasında, yapının avlusunda bir kuyu bulundu. Hem Bizans hem de Osmanlı dönemine ait duvarlar ve parçalar ortaya çıkarıldı. Yapı, ciddi bir onarımdan geçti. Batı cephesinde sundurma gibi düzenlenmiş bir alan ve bazilikanın özgün döşemelerinin bir kısmı gün yüzüne çıktı. Bu bölümler, korunarak üzeri cam ile kapatıldı. Restorasyon sürecinde modern teknikler kullanıldı, ancak geleneksel dokular korundu. Sav, yangınlardan dolayı yok olan freskolar ve bezemelerden sadece mihraptaki bazı detayların günümüze ulaştığını belirtti.
Lala Hayrettin Camisi, Bizans döneminde Chalkoprateia Meryem Kilisesi olarak biliniyordu. Yapı, Meryem Ana adına yapılmış ve kutsal emanetler burada korunmuştur. 5. yüzyılda Kudüs’ten getirildiğine inanılan Meryem Ana’ya ait bir kuşak da burada yer alıyordu. Ayasofya inşa edilirken beş yıl boyunca patrikhane olarak hizmet verdi. Bu nedenle, Bizans mimarisinde özel bir yere sahipti. Günümüzde yapılan restorasyon çalışmaları ile bu tarihi yapı, hem Bizans hem de Osmanlı döneminden izler taşıyan önemli bir kültürel miras olarak korunuyor.
Lala Hayrettin Camisi, Bizans ve Osmanlı izleri taşıyan, 1600 yılı aşan tarihi ile dikkat çeken bir yapı. Yapının yeniden ayağa kaldırılması, hem tarihi değerlerin korunması hem de kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılması açısından büyük önem taşıyor. Arkeolog Murat Sav’ın da belirttiği gibi, modern restorasyon teknikleri ile geleneksel dokuların korunması, bu yapının yeniden hayata döndürülmesinde önemli bir rol oynadı. Bu tarihi yapı, yerli ve yabancı ziyaretçileri ağırlamaya devam ediyor.
MİRATHABER.COM