Bu Ne Hukuk Tanımaz Laik Yobazlıktır

Önce Haberi Özetleyelim

“ Düzce Kaynaşlı Belediye Başkanı MHP’li Birol Şahin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Tokyo’ya gidecek olan A Milli Kadın Voleybol Takımı için “Allahu Teala’nın örtünün, vücut hatlarınız belli olmasın emrine karşı çıkarak, açılıp saçılacaksın, kendini teşhir edeceksin sonra da Tokyo’ya gidiyoruz diye sevineceksin. Dünya şampiyonu olsan ne yazar. Müslüman kadın adap ve haya sahibidir. Yaptığı her işte Allah rızası gözetir. Dinimize göre kadınlar kendi aralarında spor yapabilirler. Erkekler huzurunda açık saçık olarak değil” şeklinde yazdı. “

Haberin Çağrıştırdığı Olay

Düzce Kaynaşlı Belediye Başkanı MHP’li Birol Şahin hakkında yürütülen hukuk tanımaz linç girişimine tanık olunca merhum Erbakan Hocamızın 11 Ocak 1997’de Başbakanlık Konutu’nda verdiği ve benim de katıldığım iftar yemeğinden sonra koparılan hukuk tanımaz jakoben laik yobazlığı çağrıştırdım.

Sergilenen laik yobazlık günlerinde Soner Yalçın’ın ORADAYDIM adlı belgesel programına davet edilmiştim.

Çekim sırasında ben “Hocamızın iftar davetine, onaylamadığım halde katıldım,” diyerek söze başlayınca, yapımcılar, aradıklarını buldukları zannıyla beklenti içine girdiler. Niçin onaylamadığımı, beklemedikleri bir gerekçeyle şöylece açıkladım:

• Ülkemizde hâlâ baskıcı, dışlayıcı ve ötekileştirici laik yasalar ve zihniyetler egemendir. Demokrasi özürlüsüyüz. Bu iftar yemeğinin hazmedilemeyeceği ve istismar edileceğini tahmin edebildiğim için tasvip etmemiştim. Gelişmeler yanılmadığımı kanıtladı.

 Değişen Bir Şey Yok

Önce Birol Şahin kardeşe birkaç söz söyleyeyim.

Aziz Kardeşim, sen benim gibi laikliği ihlalden yedi defa Ağır Ceza ve DGM’lerde yargılanmadığın için olacak, Ülkemizde İslâm’ın toplumsal  hayata yön veren kurallarını fiilen talebin anayasal suç olmakta berdevam olduğunu her halde bilmiyorsun.

Diyanet İşleri Başkanlığının yaklaşık bir asırdır bir tek tesettür hutbesi okutmadığı ülkemizde, yine bir asra yakındır orta öğretimde ve üniversitede tesettür yasağı uygulandığını unuttun mu? İslâmî bilgi ve bilinçten yoksunlaştırıldığı için büyük ölçüde faiz ve tesettür duyarlılığını yitiren milletimizin sevinç duyduğu bir sportif başarıdan sonra bizim Filelerin sultanlarını suçlamaya hakkımız var mıdır? Kaldı ki tesettür emri Müslüman kadınlara yöneliktir.

  Size yapılan saldırılara, İslâmî imanım adına olduğu kadar, evrensel hukuk ilkeleri ve demokratik laiklik adına da karşı çıkıyorum.

Erol Mütercim Örneği

  18 Ocak’ta Habertürk’de yapılan laiklik konulu tartışmada Erol Mütercim’i dinlerken irkildim. Benim de kendisiyle iki televizyon programı yaptığım Erol Mütercim’i hür düşünceli bir insan bilirdim, yanılmışım. Kendileri, laikliği tanımladıktan sonra Birol Şahin’e saldırarak derhal görevden alınmasını istemez mi? Hadi yargılanmasını istemesini doğal görelim de, görevden alınması talebini nasıl yorumlayacağız? Devletimiz kabile devleti mi? Yargısız infaz da ne oluyor? Burada bilvesile yarım asırlık tecrübeme dayanarak ifade edeyim, ülkemizde jakoben laiklerin herkes için hukuk ve demokrasi istediklerine şahit olmadım.

  Bu yazıyı aslında Tebliğ görevimizi yapmamıza vesile olması için yazdım. İslâm’a Göre Cinsel Hayat isimli eserimizde dip not olarak verdiğimiz bilgileri aktarmak istiyorum:

 Spor:

İslâm zaviyesinden çıplaklık konusu işlenirken, giderek büyüyen ölçülerde ilgi gören spora değinilmesini zaruri görmekteyiz. İnsan hayatına zarar verici bazı türleri dışında; atletizm, güreş, tenis, futbol, voleybol ve basketbol gibi hemen hemen bütün sporlar helâldir. Onları sakıncalı kılabilen unsurlardan biri de, örtünme kuralları çiğnenerek yapılmış olmalarıdır. Daha açık bir ifadeyle örtülmesi gereken organlar kısmen veya tamamen açığa vurularak yapılmış olmaları ve izlettirilmeleridir.

• İslâmî ölçülere aykırı giyimli Müslüman bayan sporcuların kamuoyu önünde spor yapmaları ise, İslâm Ahlâk’ı bakımından sakıncalar oluşturmaktadır. Burada asıl ifade edilmesi gereken husus, sivil ve askerî okul yönetmelikleri ve uluslararası spor kurallarının İslâmî anlamda yasaklı açıklık için mazeret teşkil edemeyeceği gerçeğidir. İslâm Toplumu’nda bu tür yönetmelikler ve kurallar İslâmî inançlar ve yasalara göre oluşturulmalı, bedenî eğitimler ve sporlar, İslâmî örtünme ölçüleri gözetilerek yapılmalıdır.

Hak Tanımaz Yobazlık Dışımızdan Çok İçimimizde

 Bizim Spor başlığı altında yazdıklarınızdan tam 25 yıl sonra aşağıda alıntılan haber, gerçekten anlamlı olmuştur:

Birleşmiş Milletler, Müslüman kadın sporcuların müsabakalarda baş örtüsü kullanmalarına izin verilmesi amacıyla Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği’ne (FIFA) çağrıda bulundu. BM’ den yapılan açıklamada, Genel Sekreter Ban- Ki-mun’un spor danışmanı Wilfied Lemke’nin FIFA Genel Sekreteri Sepp Blatter’e bir mektup gönderdiği ve Müslüman kadın sporcuların müsabakalara baş örtüyle çıkmalarına olanak sağlayacak teklife destek verdiği belirtildi. Mektupta, “Futbola iştirak konusunda herkesin eşit şartlara sahip olmasını sağlamak FIFA’nın sorumluluğudur” ifadesinin yer aldığı da kaydedildi. ( Yeni Şafak Gazatesi 19 Mart 2012)

Önemli not. Yukarıdaki haberi, kişisel olarak Müslüman kadınların seyirciye dönük futbol oynamalarına onay verdiğimizi açıklamak için değil, jakoben laikler için demokratik laikliğe örnek olması için verdik.

Ali Rıza DEMİRCAN

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi