Makale

DOKUNALIM İNCİTMEYELİM

Dokunmak, temas etmekle aynı anlama gelen ve nesnelerin sertlik, yumuşaklık, sıcaklık, soğukluk gibi niteliklerini deri altındaki sinir uçları aracılığıyla duyumsamak şeklinde tanımlanan bir sözcüktür. Dokunmak; farkına varmak, etkilenmek, yardımcı olmak, değişime katkı sunmak gibi mecaz anlamları da taşımaktadır. O halde dokunalım. Önce hem gerçek hem de mecaz anlamıyla suya, sabuna dokunalım. Gerçek anlamıyla gerçekleştirilecek bu dokunma; bize fiziki temizlikle birlikte manevi temizliği, böylece de imanın yarısını kazandırsın; mecazen de doğrunun yanında olmayı, zulme, haksızlığa, adaletsizliğe karşı bir duruş hatta klas bir duruş sergilemeyi sağlasın. Bu klas duruş, örneklik teşkil etsin nesiller boyu. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın, neme lazım anlayışlarını yerle bir etsin.

Yetimlerin, öksüzlerin, kimsesizlerin, yolda kalmışların, fakir fukaranın hayatlarına dokunalım. Dokunalım ki saflar sıklaşsın, uçurumlar ortadan kalksın. Sosyal gelir dengesizliği ve adaletsizliği son bulsun. Necip FAZIL’ın şiirinde dile getirdiği ‘Allah’ın on pulunu bekleyedursun on kul/ Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul’ saçmalığı oluşmasın.

Yüreklere dokunmanın bin yolu tükense de bin birinci yolunu bulalım ve dokunalım. Yüreği fethedilenlerle yürekleri fethedenler bir araya geldiklerinde arştan sevinç gözyaşları dökülür. Rahmet ve merhamet köprüleri sağlamlaşır. Bunu yapmadığımızda ise yıkılır gönül köprüleri ve uçurumlar oluşur insanlar arasında . O zaman ifa ettiğimiz ibadetler dahi gerektiği şekilde yerine getirilmemiş olur ki bu durumu Yunus Emre şöyle ifade etmiş: ‘’Bir kez gönül yıktın ise /Bu kıldığın namaz değil.’’

Çocuklarımıza şefkat, merhamet ve muhabbetle dokunalım ki onların hayatlarında bu duygular yoğun olarak yer etsin. Bu duygularla çocuklarına davranmayanlar; onları bakıcıların, mürebbiyelerin dolayısıyla yabancıların dokunuşlarına mecbur bırakanlar, yaşlandıklarında hasta bakıcılar ve huzur evi çalışanları gibi yabancıların dokunuşlarına maruz kalırlar ki merhamet duygusu onların pek çoğunun semtlerine uğramaz. Onlar mevzuya sadece ‘iş’’ nazarıyla bakarlar. Bir gün bir merhamet dokunuşuna ihtiyaç duyacaklarını hiç düşünmezler.

Bir yerlerde yönetici olanlarımız, hakkaniyetten ve adaletten uzaklaşmadan birlikte çalıştıklarının hayatlarına dokunmalı ki işler aksamadan yürüsün. Kimse kimseye farklı bir nazarla bakılmasın. İş yerlerinde kin, öfke, haset, gıybet, dedikodu, kaytarma gibi iyi insan ilişkilerinin katili davranışlar sergilenmesin.  Herkes, maiyetindekilerden sorumlu olduğu bilinciyle hareket etsin. O zaman, kardeşlik rüzgârları eser insanlar arasında.               Yeryüzü iyiliğin, adaletin, merhametin, doğru davranmanın,  ahlakın hülasa insani tutum ve davranışların kapladığı vakitlere erişinceye kadar dokunuşlara devam edilmeli. ’’Dünyayı iyilik kurtaracak.’’ sözünün havada kalmaması için, insanlığı yeniden ilmek ilmek dokumak için dokunulmalı. Bir kuyumcu titizliğiyle hareket edilmeli. Öyle bir titizlikle hareket edilmeli ki kimse incinmemeli ve. Sadece insana değil tabiattaki tüm varlıklara rahmet nazarı ile bakılmalı ve dokunurken hiçbiri incitilmemeli.

Bestami YAZGAN üstadın dizeleriyle meramımızı ifade edelim:                                                                                                      ‘’

Sevmekten geri kalma                                                                                                        

Yapan ol, yıkan olma                                                                                                  

Sevene diken olma                                                                                                               

Gülü incitme gönül.                                                                                                                   

 Dokunur gayretine   

Karışma hikmetine                                                                                                             

Sahibi hürmetine                                                                                                              

Kulu incitme gönül.                                                                                                           

İşin özü aslında kime nasıl dokunulması gerekiyorsa o şekilde dokunulmalı. ’’İnsanlara akıllarınca hitap ediniz.’’  ilkesi de bir dokunuş şeklidir, dersek yeridir. Bazen bir sözle, bazen bir hareketle, bazen de bir bakışla gerçekleştirilebilir bu dokunuş. Önemli olan sonuç alınabilecek eylemlerdir.  İnsan kazanmaktır. İnsani tutum ve davranışları çoğaltmaktır. O zaman dünya bir cehennem olmaktan çıkar ve yaşanılabilir bir yer haline gelebilir.

EYYUP YÜKSEL                                                                                                                  

View Comments

  • Teşekkürler .
    Peygamber gönüllü insanların devamının var olduğunu hissettik.

  • Dokundunuz hocam. Rabbim kaleminize, kalemi tutan ellerinize, ellere hükmeden kalbinize/aklınıza sıhhat, afiyet ve bereket ihsan etsin...

Recent Posts

  • Gündem

RAKICILAR MI ZAVALLI ZAVALLILAR MI RAKICI?

Alkollü içkilerin ve bunların başında rakının insan sağlığı için tehlike oluşturduğu bilinmektedir. Alkollü içkiler, yaralama…

1 saat ago
  • Gündem

Gazze Şeridi’nde Toplu Nikah Töreni Düzenlendi

Gazze Şeridi'nde Toplu Nikah Töreni Toplu Nikah Töreni Gazze Şeridi'nde İsrail Saldırıları Altında Gerçekleşti Gazze…

2 saat ago
  • Gündem

İsrail Saldırıları Altındaki Gazze’den Görüntüler

İsrail Saldırıları Altındaki Gazze'den Görüntüler Gazze Şeridi'nde İsrail'in Amansız Saldırısı ve Filistinlilerin Güçlü Mücadelesi Gazze…

2 saat ago
  • Makale

Gazze Konusunda “Duygu Ötesi Yaşayan İnsanlar”

Prf.Dr. Erol Göka ‘’İDE'de(İslam Düşünce Enstitüsü)" yapılan oturumda dünyada şahit oldukları binlerce zulme karşı, duyarsız…

3 saat ago
  • Gündem

Sait Çamlıca: Teknolojiyi Akıllıca ve Müslümanca Kullanın!

Eğitimci Yazar Sait Çamlıca Çekmeköy Şehit Ömer Halisdemir Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileriyle ‘Teknoloji…

3 saat ago