“Hindistan 500 Yıllık Cami yıkarak yerine tapınak yaptı.
Bütün dünyada bilinçli ve planlı bir şekilde sürdürülen İslam düşmanlığı neticesinde İnsanlığa miras bırakılan tarihi yapılar dahi yıkılabiliyor.
Babür İmparatorluğu döneminde inşa edilen Babri Camii, Hindistan hükümeti tarafından 1992 yılında yıkılmıştı. Camii’nin yıkılması ülke çapında gösterilere ve tepkilere yol açmış, 2 Bin kişi de hayatını kaybetmişti.
Bu olay, ülkenin dini ve kültürel çatışmalarını yeniden alevlendirmişti. Yıkılan Babri camii, Hindistan’ın zengin tarihi mirasının bir parçası olmasına rağmen, bu yıkımın gerçekleştirilmesi tepkiyle karşılanmıştı.
Hükümetin cami yıkım kararı, bazı çevrelerce tepkiyle karşılansa da bu kararı destekleyen radikaller de bulunuyor. Camii yıkımına tepki gösterenler, bu durumu Hindistan’ın dini çeşitliliğine vurulan bir darbe olarak görüyor.
Cami, 500 yıl önce inşa edilmişti ve tarihi bir öneme sahipti. Yıkım kararı, Hindistan’ın dini hoşgörüsüne yönelik endişeleri artırdı. Bu karar, ülkedeki dini azınlıklar arasında kaygı yarattı. Öte yandan, bazı gruplar bu adımı destekledi. Onlara göre, caminin yıkılması, tarihi bir yanlışın düzeltilmesiydi.
Hindistan hükümeti, caminin yıkılmasını ve yerine tapınak yapılmasını ısrarla savunuyor. Onlara göre, bu adım, ülkenin dini mirasını korumak için atılmış bir adımdır. Ancak, eleştirmenler bu kararı, dini azınlıklara karşı bir baskı olarak görüyor.
Hindistan’ın 1,2 milyarlık nüfusunun yüzde 94’ünü Hindular ve Müslümanlar, yüzde 6’sını Hristiyanlar, Sihler, Budistler ve Jainler oluşturuyor. Hindistan’da yaşayan Müslümanların sayısı ise 170 Milyon…
1992 Yılında Camiyi Yıkan Hindistan Hükümeti, bugün yerine yaptığı tapınağı, törenle açmaktan gurur duyuyor olmalı. Aslında bu gurur onların “Müslümanlara çok iyi zarar verdik ve veriyoruz” gururudur.
Müslümanlar, 400 yılı aşkın bir süredir Hindistan’ın yerlisi konumundadırlar. Ancak, özellikle son 10 yıldır aşırı sağ politikalar sebebiyle işkence ve soykırım altında bulunuyorlar. Babri Camii’nin yıkımı ve yerine tapınak yapılması, bunlardan sadece biri.
Hindistan’ın bu faşist politikaları, ne Müslümanlara zarar verebilir ne de İslam’a…. Ancak ve ancak kendine zarar verebilir.
Müslümanlara zarar vermek kastıyla yapılan her şey, unutulmamalıdır ki tarihe ve insanlığa zarar vermek demektir. Zira İslam, büyük bir medeniyettir ve büyük medeniyetler, sığ bir kültür olgusuyla yıkılmamazlar.
Tarihi ve Kültürel çatışmaların olduğu toplumlarda, bir bütün olarak, insanlar arasında huzur olamayacağı gerçeği de unutulmamalıdır. .. Tarihi süreç içinde incelendiğinde bunun yüzlerce örneği görülecektir.
MİRATHABER.COM- YOUTUBE