İnsan Hakları Avukatlığından İngiltere Başbakanlığına: Keir Starmer

4 Temmuz seçimlerinden birinci çıkan İşçi Partisi liderinin avukatlıktan siyaset basamaklarında zirveye çıkan hayat hikayesini sunuyoruz.

Erken Yaşam ve Eğitim

Keir Starmer, 1962’de Londra’da doğdu ve dört çocuklu bir ailenin ikinci çocuğuydu. Adını İşçi Partisi’nin kurucusu Keir Hardie’den aldığı söyleniyor. İmalatçı bir babanın ve ev hanımı bir annenin oğlu olan Starmer, İşçi Partisi destekçisi bir ailede büyüdü. İlkokulu Reigate Grammar School’da okuyan Starmer, okulun özel işletmeye dönüşmesiyle burslu öğrenciler arasına katıldı. Ünlü İngiliz şarkıcı Norman Cook ile aynı sınıfta okudu. Erken yaşlardan itibaren İşçi Partisi’nin gençlik yapılanmalarında yer aldı. Piyano, keman ve flüt çalan Starmer, Leeds Üniversitesi’nde hukuk eğitimi aldı ve burada onur derecesiyle mezun oldu. Oxford Üniversitesi’nde hukuk alanında lisansüstü eğitim gördü ve öğrencilik yıllarında “Socialist Alternatives” isimli dergide editörlük yaptı.

Hukuk Kariyeri ve Kraliçe’nin Danışmanlığı

1987’de avukatlığa başlayan Starmer, kariyeri boyunca Karayipler’de ölüm cezasına çarptırılan suçluların davalarından Kuzey İrlanda’da bir genci öldüren İngiliz askerinin davasına kadar birçok önemli davada yer aldı. 1990’dan itibaren Doughty Street Chambers’ta insan hakları avukatı olarak çalıştı. Henüz 39 yaşındayken Kraliçe Elizabeth’in hukuk danışmanları arasına giren Starmer, 2008’de Kraliyet Savcılık Ofisinin başına getirildi. Bu görevdeyken 3 İşçi Partili milletvekili ile 1 Muhafazakar Partili Lordun harcamalarıyla ilgili soruşturmayı başlattı. 2014’te hukuk alanındaki başarıları nedeniyle Galler Prensi Charles tarafından şövalye ilan edildi ve “Sir” unvanını aldı.

Siyasete Giriş ve Yükseliş

Starmer, siyasete görece geç yaşta başladı. 2014’te İşçi Partisi’ne katıldı ve 2015’te milletvekili seçildi. Holborn ve St. Pancras seçim bölgesinden 2015, 2017 ve 2019’da milletvekili olarak meclise girdi. Jeremy Corbyn liderliğindeki partide Gölge Göç Bakanı ve Gölge Brexit Bakanı olarak görev yaptı. Corbyn’in liderliğine tepki göstererek Gölge Kabine’den istifa etti. 2019 seçim mağlubiyeti ardından Corbyn’den boşalan liderlik koltuğuna talip oldu ve 2020’de yapılan liderlik seçiminde yüzde 56,2 oy alarak partinin 19. Genel Başkanı seçildi.

Başbakanlık ve Politikaları

Starmer, Kovid-19 salgınının başlarında göreve geldi ve dönemin Başbakanı Boris Johnson’a Kovid-19’la mücadelede destek olma açıklaması yaptı. Ancak Johnson’ın Kovid-19 kısıtlamaları döneminde katıldığı partiler nedeniyle eleştiri oklarını iktidara yöneltti. Starmer, 14 yıllık Muhafazakar Parti iktidarının son üç başbakanı Johnson, Liz Truss ve Rishi Sunak’ı ülkede artan hayat pahalılığı, skandallar ve grevlerden sorumlu tuttu. İsrail’in Gazze saldırıları konusunda hükümetle aynı çizgide dururken zamanla söylem değiştirdi ve kalıcı ateşkes çağrıları yapmaya başladı.

Starmer’ın düzensiz göçle mücadele politikası, göçmen kaçakçılarıyla mücadele etmeyi ve yasal göç yollarını açmayı hedefliyor. Ukrayna politikasında ise askeri, finansal ve diplomatik desteğin süreceğini belirtiyor. İşçi Partisi, iki devletli çözümü ve Filistin devletinin kurulmasını savunuyor.

HABER YORUM

Tarihi süreç bizlere, İngilizlere çok fazla güvenilmemesi gerektiğini söylüyor. II. Abdülhamit Han’ı bin bir desise ile tahttan indiren, Vahdettin’i yine oyun ve entrika ile ülkem insanına “hain” olarak gösteren ve Osmanlıyı dağıtan, Filistin topraklarını Siyonistlere peşkeş çeken İngilizlerdir.

Kızılderili Atasözü aslında İngilizleri ve onların entrikalarını ne de güzel anlatmış:

“Bir suda iki balık kavga ediyorsa oradan beş dakika önce uzun bacaklı bir İngiliz geçmiştir”

Bu sebeple, yapılan seçimler neticesinde Başbakanlığa seçilen Keir Starmer’ın, “iki devletli çözümü ve Filistin devletinin kurulmasını” savunuyor olmasına inanmak istiyoruz… Ama tarihi süreç içindeki gelişmeler, inancımızın önüne maalesef büyük bir handikap olarak çıkıyor…

MİRATYOUTUBE

MİRATHABER.COM