islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
23°C
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Az Bulutlu
22°C

İSLAM, KÂİNAT SİSTEMİDİR

İSLAM, KÂİNAT SİSTEMİDİR
27 Ağustos 2022 09:18
A+
A-

İslam, evrensel sistemin genel adıdır. Fizik âleminin tümünü kapsayan bir yönetici mutlak kudret ve ilmi muhit sahibi Allah’ın sistemidir. Başka sistemlerin hepsi izafîdir.

Yedi kat göklerde, çekirdek kat olarak bilinen gezegenler âleminde olup bitenleri her an kontrolü altında tutan yegâne hâkim güç Allah Teâlâ’dır. Gezegenler âleminde mülkün sahibinin değişmez ve bozulmaz hükümleri vardır. Bu ilâhî hükümlerin milyarlarca asır devam etmesi, hiçbir sekteye uğramaması Onun varlığının ve sonsuz kudretinin delilidir.

Sonsuz Kudretin yönetimi kusursuz sürüp gider. Her şey yalnızca O’nundur. Ondan başkasının bunlara sahip çıkmadığı da bilinmektedir. Bu açıdan bakınca Evrensel gerçekler çok dikkate değer niteliktedirler. Tüm insanlık âleminin en katı inkârcılarını bile bloke eden etkin bir soru vardır. “Allah’tan başka yaratan mı vardır?” Bu ise insan havsalasını zorlamaktadır. Ancak Yaradan, insana çok bilgi vermektedir. Bunca bilgi karşısında insanın aklını kullanarak İslam’ı anlamayı hedeflemesi gerekmektedir. Sanatındaki hikmeti sonsuz olan Allah her şeyde olduğu gibi zamana yaptığı ayarı manidardır bir ifade ile anlatmaktadır.

Gerçekten ayların sayısı, Allah’ın indinde, O’nun kitabında gökleri ve yeri yarattığı günden beri on ikidir. Bunlardan dördü haram olanlardır. İşte bu, doğru bir hesaptır. Artık o aylarda nefislerinize zulüm etmeyiniz. Ve müşrikler sizinle toplu bir halde savaştıkları gibi siz de toplu bir halde müşriklerle savaşın ve biliniz ki, Allah muttakilerle beraberdir. (Tevbe:9/36) Şu ifadeye yoğunlaşıp düşünmek gerekir. “Ayların sayısı, Allah’ın indinde, O’nun kitabında gökleri ve yeri yarattığı günden beri on ikidir” Bu beyanları, Yaratandan başka hiç kimse ifade edemez. Bunları algılamamak insan için bahtsızlıktır.

Ayların on iki oluşu değişmeyen gerçeklerdendir. Ayların, mevsimlerin hatta günlerin saniyesine varıncaya kadar hesabının yapılmış olması, fasılasız ve sapmadan devam etmesi ilâhî kudretin tecellisinden başka bir şey değildir. Bu ise hâkimiyetinin fasılasız etkinliğidir.

Bunlarla beraber Allah Teâlâ’nın kâinatı yaratışını düşünmek bile insanın hidayetinin sebebi olabilir. Çünkü insan da kâinattan bir parçadır. Rabbimizin beyanı dikkat çekmektedir; Sonra Allah, buhar halinde olan göğü yaratmak istedi de ona ve arza: “ikiniz de itaat ederek veya istemeyerek gelin meydana çıkın.” dedi. Onlar da: “Biz itaat ederek geldik.” dediler. Allah’ın emrine teslim oldular. (Fussilet:41/11) Demek ki göklerin ve dünyanın yaratılışının temelinde itaat esastır. Bunu anlamamak insan için ebedî kayıptır.

İnsanın kayıp ettiği tasavvurunu sonsuzluğa yönlendirecek ve nice gelişme sağlayacak sorular devamla sorulmaktadır; De ki: “Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?” De ki: “Allah’tır.” De ki: “Artık O’ndan başka veliler mi edindiniz ki, kendileri için bile ne bir menfaate ve ne de bir zarara sahip olamazlar.” De ki: “Hiç kör ile gören ayni olur mu? Veya zulmetler ile nur ayni olur mu?” Yoksa Allah’a öyle ortaklar mı buldular ki, onlar da Allah’ın yarattığı gibi yarattılar da artık onlara bir yaratma benzeyişi mi oldu? De ki: “Her şeyin yaratıcısı ancak Allah’tır. O, birdir, Kahhardır. (Ra’d:13/16) İlâhî beyanlardaki bu açıklamaları, okumuş müslümanlar çok ileri düzeyde anlamış olmalıdırlar. Bugün bu çok önem taşımaktadır.

Yine o İlâhî beyanlardan insanın dikkatine sunulan mesajlardan biri; Eğer o kâfirlere: “Gökleri ve yeri kim yarattı? Güneş’i ve Ay’ı kim hizmetinize âmade kıldı?” diye sorarsan, elbette “Allah!” diyecekler. Öyleyse nasıl oluyor da bu gerçekten uzaklaştırılıyorlar? (Ankebut:29/61) Dikkat edilirse, çok çarpıcı olan “Öyleyse nasıl oluyor da bu gerçekten uzaklaştırılıyorlar? Sorusuna cevap vermek her kes için kolay olmayacaktır.

Düşünün ki bugün eğitim tehlike sinyalleri veriyor. Aile değer kaybını yaşıyor. Dünya mikroplar etkisi altında inliyor. Fuhuş çeteleri kanunlarla korunuyor. LGBT üniversitelere kök salmış, bu arada İmam Hatip okullarında DEİZM VE ATEİZM prim yapmaya başlamış, korona yeniden şaha kalkmış, bizimkiler de “İstanbul’un keşfinde” “melekler dişi mi yoksa erken mi” derdine düşen keşişler gibi tartışıp duruyorlar. Bizimkilerin tartışma konusuna bakar mısınız? “Sünnet namazı yokmuş, farz namazı varmış” fetvası ile avunuyorlar!

İnsan da, İslam sistemi dışında kalamaz. Esselamu aleykum İlhan ORAL

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.