İslâm ve Mûsikî II

Helâl Mûsikî ürleri

Açıklanan yasak türleri dışındaki mûsiki helâldir; icra edilebilir ve dinlenilebilir.

Mûsikinin helâl türlerinin düğün ve bayram günlerinde, karşılama ve uğurlama merasimlerinde, ağır işleri yapmaya yüreklendirmede, uzun yolculukları neşeyle aşmada…  icra edilmesi ise aşağıda açıklanacağı üzere Peygamberimizin sünnetini izlemektir ve mubah işler niyetlerimize göre ibâdetleştirilebileceği için de sevaplanabileceğimiz ameldir.

Düğünler

Şanlı Peygamberimiz düğünlerde mûsikiye yer verilmesini teşvik buyurmuştur. Eşi Hz. Âişe annemize, Medinelilerin sevdiği gerekçesiyle, himayesi altında evlendirdiği kızın düğününe def çalıp bir şeyler mırıldanacak kızlar göndermesini öğütlemiştir.(İ.Mace Hn.1900) 

O’nun, sahâbilerinin eğlenceye yer verilen düğünlerine bizzat katıldığını yukarıda örneklendirmiştik. – Salât ve Selâm üzerine olsun – o, bu konuda uygulanacak ilkeyi şöylece belirlemiştir:

– Evlilikle zina arasını ayırıcı fark, (düğünlerde) def vurup ezgiler söylemektir. .(İ.Mace Hn.1896)  

Bu terbiyeyi alan bazı sahâbiler de düğün eğlencelerine katılmışlardır.

Âmir b. Sa’d anlatıyor:

Hz. Peygamberin sahâbileri Kureze b. Kâ’b ve Ebû Mesud el-Ensari’yi bir düğünde mûsiki dinlerken görünce, ‘Sizler, Bedir harbine de katılmış sahâbilerin önünde mûsiki icra ediliyor öyle mi?‘ dedim. Onlardan biri bana şöyle deyiverdi:

– Bize düğünlerde eğlence izni verildi. Artık istersen bizimle beraber dinle. Dilersen çekip gidiver.(Nes3ai 6/135)

Bayramlar

Sevgili Peygamberimiz, bayramlarda da mûsikili eğlenceye onay vermiş, üstelik  huzurlarında icrasını da tasvip buyurmuşlardır. Hz. Âişe annemiz şöyle anlatıyor:

Bir bayram günüydü. Yanımda bulunan iki genç kız def çalıyor, Buas günü ile alakalı ezgiler söylüyorlardı. Hz. Peygamber geldi, yatağa ilişti ve yüzünü çevirdi. Bir süre sonra babam Ebû Bekir geldi. Peygamberin huzurunda – Şeytânî enstrümanlı mûsiki ha! diyerek beni azarladı. Sevgililer sevgilisi Peygamberimiz, Ebû Bekir’e dönerek onu şöylece uyardı:

– Ya Eba Bekir! Kızları kendi haline bırak. Her toplumun bir bayramı vardır. Bu da bizim bayramımızdır. ( Buharî İdeyn 2)

Karşılama Törenleri

Tabii veya düzenlemeli karşılama ve uğurlama kutlamalarının mûsikiyle yapılması da Nebevî Sünnet’in olurunu almıştır.

Biricik hayat önderimiz Peygamberimiz Medine’ye hicret ettiklerinde defler vurularak, şarkılar söylenerek karşılanmışlardır. Bu şekilde karşılanışlarını engellemeye çalışan Hz. Ebû Bekir’e Peygamberimiz söyle buyurmuştur:

– Onları tabii hallerine bırak! Yahûdiler de dinimizde genişlik olduğunu öğrensinler.  ( Kurtubî Lukman 6)

Bir askerî sefer dönüşünde siyahî bir kadın gelerek, ‘Ey Allah’ın Peygamberi! Sağ ve sihhatli bir şekilde dönmeniz halinde huzurlarınızda def çalmayı adamıştım.’ deyince güzeller güzeli Peygamberimiz derin bir rûh inceliği içinde ona da şöyle deyivermiştir:

–  Eğer böyle adamışsan adağını yerine getir. ( M.Mesabih Hn.3435)

Ve Diğerleri

Hz. Peygamberin, Mescid-i Nebi’nin inşası sırasında çalışılırken bizzat kendisinin ve de sahâbilerinin içten duygularla söyledikleri ezgileri ve yine onun yolculuk sırasında develerin seyrini coşkulandırıcı şarkıları tasvip buyurduklarını gösterir örnekleri de helâl tür mûsikiyi tasvip ve teşvik eden Sahih Sünnet örnekleri olarak değerlendirebiliriz. (Müsned 3/111) 

Peygambere itâat Allah’a itâat olduğundan Hz. Peygamberi izleme amacıyla açıklanan zamanlar ve mekânlarda icra olunacak meşrû mûsiki, hiç şüphesiz ibâdettir. Ama her zaman için de yapılabilir ameldir.

Sunacağımız hadis bu hakikati pekiştirmektedir:

Def çalar, şarkı söylerlerken karşılaştığı kızlar, Hz. Peygamberi görünce şarkılarını şöylece renklendirirler:

Biz Neccar Oğullarının kızlarıyız.

Ne güzel komşudur Muhammed.

Dinlediklerinden ötürü mutluluk duyan Peygamberimiz de onlara şöyle der:

– Allah biliyor ki ben de sizleri çok seviyorum.(İ.Mace Hn. 1899)


Mûsiki Ortak Eğilimdir

Mûsiki insanlığın ortak eğilimi ve ihtiyacıdır. Onun dinlendirici, neşelendirici, atılımları kamçılayıcı ve hatta bazı hastalık türlerini tedavi edici özellikleri zahirdir. Irkları, renkleri, dilleri, dinleri ve yaşadıkları coğrafi bölgeleri farklı da olsa mûsikinin, Peygamberlerin yaşadığı topluluklar dahil bütün insan topluluklarında yeşerip geliştiği bir vakıadır. Mûsikiye karşı çıkmak insan fıtratıyla çatışmak; fıtrat düzeni olan İslâm’la çelişmektir.

İletişim ve de ulaşım imkânlarının geliştiği ve mûsiki eğitimi ve ticaretinin yerel ve uluslar arası düzeyde devleşerek cinsellik sömürüsünün aracısı ve de merkezi haline dönüştüğü zamanımızda mûsiki ilgi alanımız dışında tutulamaz.

Müslüman aydınların mûsiki ile ilgilenmeleri ve ortaklaşa yapacakları ilmî çalışmalarla bir çerçeve belirlemelerinin zarûret olduğu inancındayız. Tarihimizde olduğu gibi mûsiki ile alakalanılmalı, helâl türlerine onay verilir düzenleyici atılımlar yapılırken haram nevilerine karşı da savaş açılmalıdır.

Aksi taktirde kültür dünyamızın karşıtları vasıtasıyla değil, İslâmî olarak nitelenen radyolarımız ve televizyonlarımız aracılığıyla ve kendi çocuklarımızın eliyle yozlaştırılmamız ve âhiret hayatımıza zarar verecek şekilde haram türden mûsikilere mahkûmiyetimiz kaçınılmaz olacaktır.

Öneminden ötürü bir daha vurgulamak isteriz ki, mûsiki dahil insan hayatı ile ilgili alanlarda helâlleri haramlaştırmak yaratılış düzenimizle çatışmaktır; haramlara kapı açmaktır; yıkıma uğratacak aşırılıklara düşmektir.

Peygamberimiz bizleri bakınız nasıl uyarmaktadır:

“(Helâl olan işleri kendinize haramlaştırarak) dinî yaşantınızda aşırılığa gitmeyin. Sizden önceki bazı toplulukları dinde aşırılık yıkma uğratmıştır.”

“İslâm kolaylık dinidir. Onu zorlaştırmak isteyenler ona yenik düşer. Aşırılıktan korununuz ve doğru yolu izleyiniz. Geleceğiniz için de ümitli ve sevinçli olunuz. Güzel ameller yapabilmek için günün başlangıcından, sonundan ve bir mikdar da geceden faydalanınız….Böylece dengeli olununuz ki amacınıza ulaşasınız.”
(Buharî İman 29,Rikak 18)

İncelememizi, Yüce Rabbimizden bizleri Cennetliklere verilecek mûsiki ziyafetleriyle nimetlendirmesini isteyerek bir hadîsle bitiriyorum.18

“(Ey Mü’minler! Haram nitelikli) mûsikî dinleyen kişiye, Cennet’te rûhanîleri dinleme izni verilmez.
Sahabiler tarafından soruldu:
– Rûhanîler kimlerdir Ya Resûlella!

– Cennet’liklere mûsikî ziyafeti çekecek okuyuculardır.” (Feyzül Kadîr 6/60)

Ali Rıza DEMİRCAN

Recent Posts

  • Makale

PROFESYONEL ELEŞTİRMENİN SONU (RUSYA’DAN SEVGİLERLE)

PROFESYONEL ELEŞTİRMENİN SONU (RUSYA’DAN SEVGİLERLE) Rusya’da, gerçek anlamda ülke muhalefetine yeni anlamlar yükleyen batı güdümlü…

33 dakika ago
  • Gündem

SULTAN VAHDETTİN HAİN DEĞİLDİR! (I)

Gelin bugün tarihin tozlu rafları arasında küçük bir gezinti yapalım… İdeoloji simsarlığı yapmadan… İşin gerçeği,…

10 saat ago
  • Makale

İSLAM GENÇLİĞİ TEBLİĞ VE MUSAB BİN UMEYR ÖRNEĞİ

Hucurat Suresinin on beşinci âyetinde işaret buyurulduğu üzere Müslüman için hayat, iman ve cihad’dır. Cihadın…

10 saat ago
  • Gündem

BAŞÖRTÜSÜNDEN VAZ GEÇME DENEYİMİ

Ayşe Böhürler  Yenişafak’ta yayınladığı” Başörtüsünden Vaz Geçme Deneyimi “ başlıklı yazısının son bölümünde  şöyle diyor:…

11 saat ago
  • Gündem

İKÇÜ’deki Gazze Çadırı İkinci Haftasını Tamamladı

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) öğrencileri, Gazze’de İsrail’in sivillere karşı sürdürdüğü ölümcül saldırılara karşı bir…

12 saat ago
  • Makale

İNSAN MİDESİYLE DÜZELTİLEMEZ!

İNSAN MİDESİYLE DÜZELTİLEMEZ! Kamu Yararına çalışan “Fakir ve Muhtaçlara Yardım Derneği”ni zaman zaman ziyarete giderim.…

12 saat ago