islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5192
EURO
34,9079
ALTIN
2.423,37
BIST
9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
21°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Az Bulutlu
19°C

İslâm’a zarar veren hocaları kim eleştirecek?

İslâm’a zarar veren hocaları kim eleştirecek?

İslâm’a zarar veren hocaları kim eleştirecek?

27 Ekim 2017’’ te gönderildi Ali Rıza DEMİRCAN tarafından

Bilgili ve bilinçli olup yıllardır büyük bir gayretle konuşan ve yazan aziz kardeşim Abdullah Yıldız’la konuşurken bir yaramıza değindim. İslâm’ın tebliğcisi konumunda olan bazı ilahiyatçılarımızın zaman zaman yaptıkları esas ve üslup yönünden İslâm ile çelişkili konuşmaların İslâm adına onaylanamayacağını, faydadan ziyade zarar verdiğini dile getirdim ve bazı örnekler verdim.

Hatalarımızdan Misaller

a. Bu hocaların bir kısmı ergenlik öncesi kız çocuklarının evlendirilebileceğini söylüyor. Üstelik sağduyunun başkaldıracağı bu yaklaşım Kur’ân’a yamanıyor. Bu konu hâlâ daha da tartışılıyor. Bu görüşün Kur’ân’a aykırılığını bir makale vede video yayını ile açıklama gereğini duydum

b. Bir diğer hoca kardeşimizin daracık kıyafetlere sokaklara çıkan ve gençleri peşinden sürükleyen kızların ana babalarını yerici ve yaralayıcı bir dille karalayan konuşması gündeme geldi. Yaşadığımız gayr-ı İslâmî düzen ve eğitim sistemi içinde kaç tane ana-baba çocuklarına söz geçirebiliyor. Kaldı ki ana babaların bilgileri ve bilinçlerinin yeterli olduğu söylenebilir mi? Ergenlik öncesi ve sonrası döneminde görevlerini gereğince yapmamış ana-babaları şefkatli bir dille uyaralım. Uyaralım da çocuklarının isyanlarından da onları sorumlu tutmayalım. Çünkü Rabbimiz çocukların günahlarından ötürü ebeveynleri sorumlu tutmayacağın Kur’ân’ında beyan ediyor. (Lükman 33)

c. Derken bir müftü efendinin İslâmî ölçülere uygun giyinmeyen kadınların değersizliklerini dile getiren twetinin gündem oluşturduğuna tanık olduk. Namazsız tesettürlüler gibi tesettürsüz namazlılara da şahit olduğumuz zamanımızda özellikle ana baba terbiyesi almamış kız çocuklar için İslâmi ölçülere uygun giyim devrim nitelikli hamleye muhtaçtır. Tesettürsüzlüğü doğal görmeyelim de genelleyici ve dışlayıcı bir dil de kullanmayalım. Unutmayalım tesettür emri 23 yıllık Kur’ân’ın indiriliş sürecinin 16.yılından sonra gelmiştir.

d. Kısa bir süre önce yaşlı başlı ve akademik kariyerli şeyh efendi bir hocamızın cinsellikle ilgili sıhhati eleştirebilir hadis tercümeleri, kendi sesinden sesli olarak ortaya döküldü. Birçok yazarçizer tarafından da alay konusu edildi. Kur’an’a onaylatılamayacak olan üstelik hadisçilerimizin de zayıf bulduğu hadisleri nakletmek İnsanları irşat etmek midir?

e. Şimdi de Adıyaman üniversitesi rektörü gündemde. Kadınla tokalaşma konusunda söylediklerini tartışıyoruz. Her bilen tebliğ yapmakla yükümlüdür de bilginlerimizin farklı görüşler dile getirdiği konularda bazı fıkhî görüşleri İslâm diye sunmak doğru olabilir mi? Bu konudaki “Kadın Erkek Tokalaşması Haram mıdır? başlıklı bir makalemi mirathaber.com’un “Haftanın Sohbeti” köşesinde yayınladım.

https://www.mirathaber.com/kadin-erkek-tokalasmasi-haram-midir-35-2160h.html

Bu arada ünlü bir hurafeci şarlatanın bitmez tükenmez hezeyanlarına ve tüccarlıklarına alıştık. Çok şükür alay konusu oldu da zararları en aza indi.

Karşıtlarımızın Pireyi Deve Yapmaları

Bütün bunları dile getirdiğimde Abdullah Yıldız kardeşim alıntılarda saptırmalar var dedi. Kendi konuşmalarımın nasıl saptırıldığın bildiğim için hak verdim. Verdim de değindiğim konuşmalarda bir saptırma olmadığını, konuşmacıların kendi seslerinden dinlediğimi ve yazılarından okuduğumu söyledim. Sonuçta Kardeşlerimizin isimlerini vermeden eleştiri yapılması gereğinde birleştik.

Hepimizin Hataları Olabiliyor

Hepimizin en azından üslûp hataları olabiliyor. İslâm karşıtı grupların pireyi deveyi yaptıkları da malum. Onların bizim doğrularımıza kabul etmediklerini de biliyoruz. Biz birbirimizi uyaralım ki art niyetli ehl-i hased ve adavetin diline düşmeyelim. Biz uyarıya muhtaç değil miyiz?

Biz İslâm Dini’nin, olgun aklın ve ilmin gerektirdikleri olan Marûf’u emir ve Marûf’un zıddı olan Münker’den nehiy görevimizi unuttuk. Oysaki bu görev namaz ve zekât gibi önemlidir.(Âl-i İmran 104) Rızaen lillah eleştiri yapılmadığı için de etkili olamıyoruz. Artık hocalar arasında ve siyasiler nezdinde uyarılar sevilmiyor. Oysaki uyarmayanlarda ve uyarlıları kabul etmeyenlerde pek de hayır yoktur. (Araf 79)

Yapıcı Eleştiriye İhtiyacımız

Yaşadığımız dönemde en büyük ihtiyacımız yapıcı tenkide/eleştiriyedir. Başta kendim nefsim olmak üzere herkese tavsiyem şudur: Yapıcı tenkitten korkmayalım. Tenkit etme ve edilme ahiretimize fayda sağlar. Bir de Hak adına eleştiri yapanlara dua edelim ki Marûf’u emredenler çoğalsın.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.