İslamofobiyi İngiliz Devletinde Resmi Kılan Kitapçık

Mirat Haber Ajansı

İngiltere’nin terörle mücadele polisi, Müslümanların ezildiğine inanmanın aşırılıkçılığın bir işareti olduğunu söyleyen kamu kurumlarında kullanılmak üzere hazırlanmış bir iç hizmet kitapçığını, insan hakları kuruluşlarının tepkisinin ardından geri çekmek zorunda kaldı. Kitapçık terörle mücadele polislerinin kimin potansiyel bir terörist olduğunu saptamalarını sağlamaya yönelik. Kitapçık daha önce Çeverecilerle Nazileri eşit tehlike olarak nitelemesiyle de büyük tepki çekmişti.

İlan şu şekilde ifadeler kullanmaktaydı: “El Muhacirun grubu, Müslümanların İngiltere’de hükümet ve medya tarafından zulüm gördüğü görüşünü savunuyor. Aşırılık yanlısı kişilerden başka ülkeler için de buna benzer zulüm görüldüğü görüşlerini ifade ettiğini duyabilirsiniz.” Birçok Müslüman ve insan hakları gruplarına göre bu, ifade özgürlüğünü zayıflatan ve dünyada Müslümanların sıkıntı içinde olduğunu ifade etmeyi terörizmle eşleştiren bir suçlama içeriyor. Hindistan’da Müslümanlara karşı ayrımcılık yapan tartışmalı bir vatandaşlık yasası üzerindeki protestolar, Müslüman Uygur azınlığına Çin’in muamelesinden yakınma ve diğerleri, bunları dile getiren Müslümanları bu kitapçığa göre aşırılıkçı olarak nitelemekte.

Belge sadece El Muhajiroun ve neo-Naziler gibi aşırılık yanlısı grupları içermiyordu. Ayrıca, iklim değişikliği konusunda farkındalığı artırmak için yıkıcı sivil itaatsizlikle uğraşan aktivist çevre grupları da yer alıyor. Bir polis sözcüsü, belgenin çalıştıkları ortamın “karmaşıklıklarını” anlayan “çok özel” uzman bir kitle için tasarlandığını söyledi. İngiltere’de polis genelde toplumun daha az eğitimli kesimlerinden seçiliyor.

İnsan hakları grubu Liberty, “birisi Müslümanların ezildiği görüşünü ifade ederse” terörü önleme programı kapsamında “aşırı” nitelenen bir şüpheli durumuna düştüğünü söyledi. Müslüman tutuklulara odaklanan bir başka haklar grubu olan CAGE de belgeyi kınadı ve bir bütün olarak kladırılmasını istedi.

CAGE yaptığı bildirimde, suçu önceden önlemek adına bu çalışmaların sadece İslamofobiyi desteklemekle kalmadığını, aynı zamanda kamu sektörünün tamamında İslamofobiyi yasal kıldığını, sızan iç hizmet kitapçığının hangi siyasi ifade biçimlerinin kabul edilebilir olduğunu ya da düşünceyi doğru-yanlış olarak nitelemeye çalıştığını ifade etti.

Kitapçık toplum içindeki hemen bütün sivil örgütlenmeleri devlet açısından suç işlemelerine değil ne düşündüklerine göre sınıflyarak polis meselesi haline getimesi bakımından baskıcı bir polis devletine doğru bir adım olarak niteleniyor.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi