KARŞILIKLI VE SAYGIYLA KONUŞAMAYAN MİLLET YÖNETİLEN SÜRÜ OLUR

Haberi okuyalım:

{Adana’da iş yerinde oyun oynayıp çay içen müşterilerinin siyasi konular nedeniyle kavga etmesinden bıkan kahvehane sahibi Zeki Akkurt (36), kahvehanenin çeşitli yerlerine, ‘Bu kahvede siyaset yapmak, ayrıca din, dil, ırk tartışmak yasaktır’ yazıları astı. Akkurt, “İnsanlar birbirlerini kırdı, çok tartışma ve kavga çıkıyordu. Yazıları astığımız günden bu ana kadar herhangi bir sıkıntı çıkmadı. Bu durum gelen vatandaşların da hoşuna gidiyor” dedi.}

YILLARIN GAZETESİ BOŞ HÜRİYET

Mirat Haber’imiz için takip ettiğimiz üç çeyrek asırlık Hürriyet’te, topluma yarar sağlayacak şekilde erdemli bir dille  yorumlanmış haberi göremezsiniz. Bu tür haberlere arada bir de olsa rastlayamazsınız. Bu tespitimizi  mübalağalı bulmayınız. Daha da acı olanı bu durumun onlara özgü olmayıp, yazılı ve görsel medyanın çoğunluğuna hakim  olmasıdır. Maalesef genel ve gerçek durum böyle.

HABERİ BİZ YORUMLAYALIM

Yukarıda özeti verilen uzun haberi tahlil edelim. Vatandaşların bir araya geldiği kahvehanede siyaset yapmak, din, dil, ırk tartışmaktan daha doğal ne olabilir.

a.) Siyaset Yapmak: Halkın siyaset yapması genel ve yerel yönetimlerin aldığı ve uyguladığı toplumsal kararları konuşması ve değerlendirmesidir. İslam’da her yetişkini bağlayan iyiyi-güzeli onaylayıp kötüyü ve çirkini eleştirme ve gücü yetiyorsa bunu sosyal medyada da dile getirme görevi aslında siyaseti konuşmayı gerektirir.

b.) Din Konuşmak: Dini konuşmak aslında hayatı konuşmaktır. İslam açısından bakılırsa dinin kapsamına almadığı alan yoktur. Din konusunda konuşulmalı ama yalnızca bilenler konuşmalıdır.

c.) Dil Konuşmak: Farklı dilleri konuşabilmek Allah’ın insanlara has kıldığı bir özelliktir. Farklı dilleri konu etmek veya konuşmak doğaldır. Ancak halkın bir kısmının bilmediği dillerle onların arasında  açıktan konuşmak görgü kurallarına aykırılıktır. Suizan sebebi olur. Suizan yani kişileri ve olayları kötüye yorumlamak ise   haramdır; kaçınılması gerekir.

d.) Irkı Konu Etmek…Irk denilen olgu bir renk ve dil farklılığıdır. Renklerin ve dillerin farklılığı da Allah’ın düzenlemesidir. Örneğini insan ana dilini kendisi seçmez İlahi kader belirler.

KONUŞMALI VE DİNLEMELİ

Hulasa yukarıda dört madde halinde değinilen konularda susulması değil konuşulması gerekir. Ama bunun için bilgi ve karşılıklı saygı gerekir. Konuşmak kadar dinlemesini de bilmek gerekir.

Parmak izlerine kadar farklı olan mesela cinsiyetleri, dilleri, bilgileri-kültürleri ve inançları bile değişik olabilen insanların elbette farklılıkları olacaktır. Ama bu farklılıklar zenginlik olmalı, kırgınlara ve kavgalara sebebiyet vermemelidir.

İslamsızlıktan kaynaklanan bilgisizlik ve saygısızlık  yıkıcı tartışmalara sebep olunca, kişiler ve yönetimlerce alınabilen önlemler de yasaklama oluyor.

“Yasaklarla” kendisini konuşmaktan alıkoyan  millet de ancak yönetilen sürü olur. Oysaki sürü olmak insan değil, davarlara yakışır. Bunu için bize haram kılınmıştır.

Okuyalım:

“ Ey Müminler! Yöneticilerinize “Bizi davar güder gibi güdün! ” demeyin, “Bizimle ilgili olarak iyice düşünerek yararımıza olacak karalar alın!” deyin ve (Allah’ın, sizi sürüleştirmekten koruyacak buyruklarını) dinleyin.  Allah’ı ve onun yönetici yasalarının tanımayan Kâfirlere acıklı bir azap vardır.” (el-Bakara 104)

ARD

MİRATHABER.COM -YOUTUBE-