islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3659
EURO
35,0042
ALTIN
2.325,73
BIST
9.085,30
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
19°C

Kur’ân hayattır insanlığı yaşatır!

Kur’ân hayattır insanlığı yaşatır!
22 Mart 2021 13:10
A+
A-

Ziya Gündüz

Hz. Peygamber döneminden bugüne kadar Kur’ân ve insanoğlu arasında devamlı bir bağ irtibat olmuştur. Kur’ân’ın vesilesiyle insanoğlu Allah ile muhatap olmuştur. Allah, insanı kendisine muhatap kılmıştır. İnsanın direk Allah ile muhatap olması büyük bir şereftir.

İnsanoğlunun hayatını nasıl düzene koyacağını; iyi bir insan nasıl olunur, iyi bir toplum nasıl oluşur, kadın ve erkek arasındaki ilişkinin nasıl olacağını, siyaset konusu, eğitim konusu, devlet düzeni, toplum düzeni, aile düzeni gibi birçok konu Kur’ân’ın ana konuları arasında yer almaktadır.

Bu durumda insanların Kur’ân ile canlı bir irtibatı olması gerekiyor. Kur’ân’ın muhatabı bütün insanlardır. Kur’ân’ı sadece alimler, bilginler, filozoflar değil herkes anlar.  Çözüm yollarını batıdan veya başka yerlerden aramaya gerek.  Eğer insanlar Kur’ân’a kulak verirlerse toplum düzeni çok daha iyi noktaya gelecektir.

Bu konuda bazı örnekleri Kur’ân ışığında dile getirmek istiyorum.

Bakın siyaset dilinin nasıl olacağını Kur’ân’ın şu ayetinde görmek mümkündür.

Ayet meali şöyledir:

“İkiniz birlikte doğruca Firavun’a gidin; çünkü o gerçekten her türlü ölçüyü aşmış bulunuyor. Ama onunla yumuşak bir dille konuşun ki, o zaman belki aklını başına toplar yahut [böylece, en azından kendisine] gözdağı verilmiş olur.” ( Taha, 43-44)

Muhammed Esed,  “Kur’ân Mesajı” isimli tefsirinde bu ayete şöyle bir yorum getiriyor:

“Kur’ânî anlatım değişmeyen bir gerçeği ya da gerçekleri ortaya çıkarmak yahut insan davranışlarıyla ilgili evrensel bir ilkeye açıklık kazandırmak amacını taşıdığına göre, açıktır ki, Allah’ın Hz. Musa’ya belirli bir günahkâr için yönelttiği ‘onunla yumuşak, ılımlı bir tarzda konuş ki, aklını başına toplamak için fırsatı olsun’ emri bütün çağlar için ve ihtidâya vesile olabilecek bütün tebliğ çabaları için geçerlidir.”(Kur’ân Mesajı, İşaret Yay. Shf: 522)

Bu ayetten hareketle dünya ve Türkiye siyasetine yeni bir dilin çabası içerisinde olmak gerekiyor. Türkiye örneğinde görülebileceği üzere, Türkiye siyaseti şiddet dili üzerinden yapılmaktadır. Muhatapların birbirilerini anlama gibi bir dertleri yok maalesef. Muhammed  Esed’in dediği gibi bütün çalışmalarda bu dilin kullanması huzuru ve mutluluğu beraberinde getirecektir.

Yine buna benzer başka bir ayet-i kerimede Allah, şöyle buyurmaktadır:

“(Mademki) İyilik ile kötülük bir değil, sen [kötülüğü] daha güzel olan ile sav;  bak, o zaman seninle arasında düşmanlık olan kimse, [eski bir] dostun, gerçek bir arkadaşınmış gibi davranır!” (Fussilet, 34)

Bakın iyilikle kötülük asla bir olmaz. Burada bir yol, yöntemden, bir tavsiyeden söz ediliyor.

Öncelikle bütün insanlık için, Türkiye genelinde yeni bir siyaset dili için bu uyarılar veya tavsiyeler dikkate alınmalıdır.

Kadın ve erkek ilişkisinde öncelikle ne kadın erkekten, nede erkek kadından üstündür. Allah üstünlüğü herkesin bildiği gibi takvaya bağlamıştır. Erkek ve kadını karşı karşıya getirmek cahillikten başka bir şey değildir. Dünya var oldukça; erkek kadına, kadında erkeğe muhtaçtır. İkisi birbiri için yaratılmıştır.

Kur’ân erkek ve kadın ilişkisini şu ayet-i kerime ile açıklığa kavuşturuyor:

“Erkek ve kadın müminlere gelince, onlar birbirlerinin yakınlarıdırlar:  [hep] iyi ve doğru olanın yapılmasını özendirir, kötü ve zararlı olanın yapılmasına engel olurlar; ve onlar namazlarında kararlı ve devamlıdırlar, arındırıcı yükümlülüklerini yerine getirir, Allah’a ve O’nun Elçisi’ne yürekten bağlılık gösterirler.” ( Tevbe, 71)

Erkekler ve kadınlar hayatın bütün alanlarında birlikte iyi çalışmaların içerisinde yer almak mümkündür. Bu anlamda “İstanbul Sözleşmesi”ne gerek yok. Türkiye toplumu için Kur’ân’dan hareketle daha iyi sözleşmeler yapılabilinir. Uzmanlara bu konuda çok büyük iş düşmektedir. Kur’an’da herkes için hayat vardır.

Kur’ân insanların hepsine hayat verir. Çünkü Kur’ân hayat rehberidir. Hayatın ana kaynağıdır.

Elbette ki bunun mutlak bir şartı vardır. Oda şudur: “Kur’ân, düşünüp öğüt alanlar için bir rehberdir.”

Vesselam…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.