islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5230
EURO
34,8079
ALTIN
2.434,34
BIST
9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Perşembe Parçalı Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
20°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Az Bulutlu
19°C

Namaz Koruyan, Aklayan ve Geliştiren İbadettir

Namaz Koruyan, Aklayan ve Geliştiren İbadettir

İslâm, bedenimiz, rûhumuz, mallarımız ve toplumsal hayatımız üzerinde Allah’ın Hâkimiyetini/egemenliğini kabul etmektir. Yükümlü kılındığımız namaz Allah’ın hâkimiyetini fiilî olarak tasdiktir. Bu sebeple İslâm Dini’nin ana sütunudur, öğrenilmesi gereken ilk vazifedir.

Namaz, Allah’a bağlayan, O’nun yasalarını ihtiva eden Kur’ân’la rabıta kurduran, Allah sevgisi ve korkusu ile yaşatan, iyiye ve güzele yönelten ve cemaat namazlarıyla eşitlik çizgisinde birleştiren ve kaynaştıran ibadettir.

Namaz bunalan ruhların, ümitsizliğe düşen gönüllerin, huzursuz kalplerin yegâne sığınağıdır. İç dünyası için için kanayan, kanadığı için de, karamsarlaşan, kararsızlaşan ve arayışlar içinde çılgınlaşan ruhların tek tedavi yolu ve biricik mutluluk gıdası da namazdır. Bunun için dir ki Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: 

«Kalk, namaz kıl. Namazda şifa vardır.» (1)

Kur’anımızın şu açıklaması da ne kadar anlamlıdır:

  «… Haberiniz olsun ki, kalpler ancak Allah’ın zikri ile huzur bulur/mutlu olur…» (2)

Namaz, gusül ve abdest ile vücut temizliğine, kirli ve pis elbiselerle ve pis yerlerde namaz kılınamayacağı için elbise ve mekân temizliğine ileten ibadettir.

Namaz, okuduğunuzu düşünmeksizin huzurlu bir namaz kılınamayacağından, fikre daimi bir uyanıklık kazandıran ibadettir.

Namaz, Allah için iş yapma, O’nun rızası için maddî ve manevî fedakârlıklara katlanma eğitimini yaptıran ibâdettir.

Namaz, ölümü hatırlatarak ihtirasları dizginleyen, dünya hayatına gerçekçi bir gözle bakmayı öğreten, ölümle başlayacak ebedî hayata hazırlık şuurunu kazandıran ibâdettir.

Namaz, hayatın her anında samimî ve ihlâslı olmanın vicdanî neşesini duyuran ibâdettir.

Namaz, ebedî sağlığımızın düşmanı, manevî hasta¬lıklar olan günahlardan koruyan ve ruhumuzu kirlerinden arındıran bir ibâdettir.

Peygamberimiz bu gerçeği şöyle açıklar:

«Sizden birinizin kapısı önünden coşkunca akan ve içinde günde beş defa yıkandığı bir nehir olsa, bu nehir onda kirden eser bırakır mı? Pek tabii ki, bırakmaz. Beş vakit namaz da böyledir. Bütün günahları temizler

***

Namaz, sosyal, iktisadî ve siyasî münasebetlerimizde kendilerine temsil ve tasarruf yetkisi verilebilecek gerçek Müslümanları diğerlerinden ayıran ve böylece Din’de kardeşlerimizi belirleyen biricik ölçüdür.

Namaz içinde ve dışında okunması bizler için ibadet olan Kur’ân da Rabbimiz bu gerçeği şöylece açıklar:

[“Sizi temsil edecek ve adınıza işlem yapabilecek veliniz; dostunuz/ yardımcınız Allah’tır. O’nun Elçisidir. Namazlarını gerektiği gibi kılan, zekâtlarını veren ve de Rablerinin buyruklarına boyun eğen müminlerdir.”

Dışınızdakiler inkârlarına tövbe ederler, namazlarını kılar ve zekâtlarını verirlerse, ancak o zaman Dini’nde sizin kardeşleriniz olabilirler.”] (3)

 Gerçekten namaz hakiki mü’min olmanın göstergesidir.

Çünkü şuurla, kalbî huzurla ve devamlı olarak namaz kılmak, ancak gerçek mü’minlerin yapabileceği ibadettir. Bunun içindir ki, Bakara sûresinin 45. âyetinde şöyle buyrulur:

«… Kalpleri ilâhî sevgi ve korku ile dolu olan kimselerden başkaları için namaz gerçekten çok ağır bir yüktür.»

Namaz, Allah’ın rızasına erdirecek ana ibâdettir. Peygamberimiz: «Amellerin Allah’a en sevimli olanı vaktinde namaz kılmaktır.» (4) gerçeğini duyurmuş, «Kul namazda oldukça ilâhî rahmet üzerine iner. (5) müjdesini vermiştir.

Rabbimiz de Peygamberimize hitapla şöyle buyu¬rmuştur:

«Ümmetine beş vakit namazı farz kıldım. Beş vakit namazı vaktinde kılan kulumu Cennete koyacağıma da and içtim » (6)

***

Baygınlık ve cinnet halleri müstesna, mü’min için namaz kıl (a)mama hali düşünülemez. Çünkü Peygamberimizin bildirdiğine göre «Namaz imanın belgesidir.» Namazsızlık da günahların en büyüğü ve kâfirliğe dönük olanıdır. Âhiret Hayatı’nı inkâr yanı sıra Cehennem’e düşürücü ikinci ana sebep de namaz kılmamaktır.  Dinimizdeki büyük öneminden ötürüdür ki, Peygamberimiz devrinde Ashab-ı Kiram yalnızca namazsızlığı kâfirlik alâmeti olarak görürlerdi.

Hayat Nizamı’mız Kur’ân-ı Kerim, değil namaz kılmamayı, namaza tembel tembel kalkmayı bile münafıklık vasfı olarak açıklamaktadır. Namazı, şartlan ve zamanlarına ehemmiyet vermeksizin ve de insanlara gösteriş için kılanların cehennemin Veyl azabına uğrayacaklarını da haber vermektedir.

«Cehennemin Veyl azabı namazlarından gaflet eden, gösteriş yaparak kılan ve zekâtı engelleyenleri kuşatacaktır.» (Maûn  4 – 7)

Peygamberimiz de Rabbimizin huzurunda ilk olarak namazdan hesaba çekileceğimizi bildirerek şöyle buyurmuşlardır:

 [“… Namaz kılmayan mü’minde hayır yoktur.”

 «Aman namazınıza önem verin.»] (7)

Namaza Rabbimiz değil, bizler muhtacız. Mevlâmızdan uzak kalmak gafletine, namazlardan kaçmak bedbahtlığına uğramayalım.

     İbadetsiz hayat karanlıktır. Namaz ve duâ gönüllerin baharıdır. Huzur bulmak, güçlü olmak, hür yaşamak, zinde kalmak, hayatı gayelendirmek, tatlı bir ölüm yüzü görmek, Cennet’lere namzet olmak istiyorsak namazlarımızı kılalım.

      Peygamberimizin emri gereğince, yedi yaşından itibaren çocuklarımızı namaza alıştıralım. On yaşından itibaren muntazaman namaz kılmalarım sağlayalım. Bu mevzuda hassasiyetimizi ve kontrolümüzü artıralım. Mü’min ana-babanın çocuklarına karşı en mühim vazifesi budur. Çünkü Rabbimiz Peygamberimizin şahsında her bir mü’mine: «Ailene ve çocuklarına namazı emret ve namaz kılmada sabırlı ol…» buyurmuştur. Bu âyetin indirilişinden sonra, Peygamberimiz altı ay süreyle, evli kızı Hz. Fatıma’yı sabah namazına bizzat kaldırmıştır. (7)

       Namaz konumuzu, kendisinden âyetler okumaksızın namaz kılamayacağımız Kur’ân’la bağlayalım: 

 «Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, Allah’ın âyetleri yanlarında okunduğu zaman imanlarını arttıran, ancak Rablerine güvenen, namazlarını dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah için harcayan kimseler (yok mu?) Gerçek mü’minler onlardır/onlardır hakiki mü’minler. Rableri katında dereceler, bağışlanma, bitmez/ tükenmez güzel nimetler de onlarındır.» (8)

1.İbn-i Mace Hn

2.Ra’d, 28.

3.Maide 55,

4.Tac, 1/135

5.Tac, 1/137

6.İ.Kesir Taha 132

7.Müsned 4/268

8.Enfal 2-4

Ali Rıza DEMİRCAN

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.