En başta ve ilk olarak ben bir Müslümanım ve bu sebepten Allah’ın emrettiği her emri yerine getirmekle mükellefim. Müslüman olmam, Alemlerin Rabbi olan Allah’a itaat etmemi mecburi kılıyor. İşte oruçta farzlardan bir farz olduğu için, bende bu farza itaat ederek, Allah’ın emrini yerine getiriyorum.
Allah’tan başka ilah olmadığını, Allah’ın dini dışındaki bütün dinleri ve ideolojileri inkâr ettiğimi, yalnızca Allah’a kulluk edip yalnızca Allah’tan yardım dilediğimi göstermek için oruç tutuyorum. Allah’ı dünyevi hiçbir işine karıştırmayanlardan, Allah’ı siyasetinden, iktisadından, hukukundan, içtimai hayatından soyutlayanlardan beri olduğumu göstermek için oruç tutuyorum.
Ben şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki Hz. Muhammed ve bütün resulleri Allah’ın kulu ve elçisidir. İşte ben bu sözümün şahitliği için oruç tutuyorum.
Daha sonra, vicdansız, merhametsiz, duygusuz ve hissiz bir çağda yaşıyorum. Her şeyin haz, hız ve dünyalık olduğu bu çağa, orucumla itiraz ediyorum. Memleketimin siyasi, iktisadi, hukuki ve içtimai işleyişi, Allah’ın emir ve yasaklarından uzak olduğu için, bu cari düzenden memnun olup ses çıkarmayanlara, gününü gün edip yaşayanlara, “Ben Müslümanım ve orucumla sizin gibilerden ayrılıyorum” diye haykırıyorum.
Yeryüzü müstekbirlerine, hak yiyicilerine, bir eli yağda bir eli balda olanlara, mazlumlarının kan ve gözyaşıyla beslenen zalimlere, bir gün yapıp ettiklerinden dolayı hesap vereceklerini hatırlatmak için oruç tutuyorum. Aklımızla alay edenlere, kendi halkıyla eğlenenlere, saraylarda malikânelerde yaşayanlara, halkı yoksulluk içinde kıvranırken kendileri lüks ve şatafat içinde ömür sürenlere, bir gün bir Musa (as), bir Yusuf (as), bir İbrahim (as), bir İsa (as) çıkıp gelebileceğini ve zulüm düzenlerini başlarına yıkacağını hatırlatmak için oruç tutuyorum.
Kapitalizmin adaletsiz üretimine ve dünyevileşmiş kitlelerin ahlaksız tüketimine başkaldırdığımı göstermek için oruç tutuyorum. Mazlumlara ve miskinlere cimri, kendilerine müsrif olanlara, para ile her şeyin alınıp satılabileceğine inananlara, arzu ve istekleri ihtiyaçmış gibi pompalayanlara muhalefet etmek için oruç tutuyorum.
Allah, şu zamandan şu zamana kadar yiyip içmeyeceksin, nefsini terbiye edeceksin, benim emrime riayet edeceksin dediği için oruç tutuyorum. Benim için kendilerinden en güzel misallerin olduğu Allah’ın resulleri oruç tutuğu, bende onlardan taraf olduğumu göstermek için oruç tutuyorum.
Sözü başka eylemi başka, zikri başka fikri başka, Müslümanla Müslüman, gavurla gavur, ikiyüzlü münafıklardan olmadığımı göstermek için oruç tutuyorum. Dünyanın aldatıcılığına, nefsin ayartmalarına, iktidarın ve paranın sahte görkemine aldanmamak için oruç tutuyorum.
Yeryüzünü kana bulayan zalimlere, ekini ve nesli ifsad eden hainlere karşı kinimi büyütmek için oruç tutuyorum. Biraz olsun açların halinden anlamak, biraz olsun onların haliyle hâllenmek, bende sizlerin derdine ortağım diyebilmek için oruç tutuyorum.
Sadece ve sadece Allah rızası için nefsimi, midemi, kesemi, harcamalarımı sınırlamak ve dahi işleyen çarpık düzenin dişlilerine çomak sokmak için oruç tutuyorum. Açlığın sonunda gelen muhteşem huzurun ve huşunun olağanüstü atmosferini yaşamak için oruç tutuyorum.
Varlığında darlığında, tokluğunda açlığında, sağlığında hastalığında birer imtihan olduğunun farkındayım. Ve ben bu farkındalığımın bir nişanesi olarak oruç tutuyorum. Haramzadelerle, ahlaksızlarla, ibnelerle, ayyaşlarla, kumarbazlarla, zalimlerle, merhametsizlerle, tagutlarla, aramda kıyamete kadar sürecek olan düşmanlığımın bir göstergesi olarak oruç tutuyorum.
YAKUP DÖĞER