Paradigma Krizi, Normalleşememe

“Başınıza gelen herhangi bir musibet ellerinizle işlediklerinizden ötürüdür. O, yine de çoğunu affeder.” (Şûrâ Suresi 30. Ayet)

İnsanoğlu, geçmişten bugüne kendi nefsinden yaptığı uzun vadeli hiç bir planda, aklı selim ve isabetli bir netice elde edememiştir. Kastettiğimiz, elbette; bireysel ya da kendi asabiyetine yönelik faydaların elde edilmesi değildir. İnsanlık adına, dünyadaki tüm varlıkların yararına…

Çok eski yıllardan bugüne değin, insan eliyle yapılanların bilançosuna bakıldığında, sicilimizin pek temiz olmadığını göreceğiz. Daha eski tarihlerdeki uygulamalarda da farklı neticeler alınmamıştır. Bu kadar hesapsız bir zihniyetten; 50-100 yıl sonrasına dair gelecek planlaması yapamayan bir insanlıktan bahsediyoruz. Her zaman güzelliklerden, sevgiden, barıştan, yaşamak ve yaşatmaktan bahseden; ancak, hiçbir zaman buna ulaşmayı başaramayan bir paradigma krizi.

Normalleşme, normalleşme,  illa da normalleşme…

Savaşların, kafa kesmelerin, terör saldırılarının, en üst düzeyde seviyesiz tehditlerin televizyonlardan, sosyal medya mecralarından canlı yayınlandığı bir normalleşmeden mi bahsediyorsunuz?

ABD’nin 11 Eylül’ündeki düzmece uçakların gökdelenlerde patlatılıp, devasa binaların yıkılışının naklen yayınlanmasından; DEAŞ’lı teröristlerin kafa kesme ayinlerine kadar tüyler ürpertici bir bilinçaltı pompalanmaya devam ediyor. Daha eskilerde, ne facialara şahit olduk. Gözlerimize sokula, sokula, bilinçlerimize daha fazlasını yüklemek için ara yüzler oluşturdular.

Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan atom bombalarının görüntülerinden; medarı iftiharımız, ilk canlı yayınlanan Körfez Savaşı’mıza…  Arap Baharı ile domino taşı misali yakılıp, yıkılan Müslüman coğrafyamızdan; 15 Temmuz’a, Suriye iç savaşına kadar…

Bunca yaşanmış o kötü, rezil günler, o günleri yaşayanların yaralı zihinleri; bu Korona günlerinin normali olacak, öyle mi!?

Velhasıl, bu günlere kolay gelmedik.

Kolay gelmedik elbet de; ne yaptık ki? Koskoca bir hiç!

Her yerde, herkesin ağzında bir “Normalleşme” lafzı, dilden dile dolaşıyor.

Uzmanlar, normalleşme değil efendim, dediler. İsim değişti; “Yeni Normal” oldu sonra.

Peki ya sonra;

Normalin, normalleşmenin hiç olmadığı; fuhşiyatın, aşırılıkların normal sayıldığı kurgulanmış bir kabûl: “Hipernormalizasyon”

Kabûl etmiyorum.

Şiddetle reddediniz!

“Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı, akrabaya karşı cömert olmayı emreder; hayâsızlığı, kötülüğü ve zorbalığı yasaklar. İşte Allah, aklınızı başınıza alasınız diye size böyle öğüt veriyor.” (Nahl Suresi 90. Ayet)

Sadık USLU

Recent Posts

  • Gündem

DİYENET DUYURDU! KURBAN KESİM BEDELLERİ AÇIKLANDI

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 2024 yılı vekalet yoluyla kurban kesim bedelinin yurt…

21 dakika ago
  • Gündem

Kariye Camii, Ayasofya Modeliyle Yeniden Açılıyor

Kariye Camii, Ayasofya Modeliyle Yeniden Açılıyor İstanbul'un tarihi sembollerinden biri olan Kariye Camii, 79 yıl…

1 saat ago
  • VİDEOLAR

BİR AYET BİR HADİS “Adaletli Olun!”

MİRATYOUTUBE MİRATHABER.COM

2 saat ago
  • Makale

KUR’AN’I ANLAMAK

İslam dini adına çok şey yazılmaktadır. Özellikle Ramazan ayı geldiği zaman TV kanallarında, camilerde ve…

2 saat ago
  • Gündem

UZUN ÖMÜR ŞANSLA DEĞİL KADERLEDİR

Liverpool'da 1912 yılında dünyaya gelen ve "en yaşlı erkek" unvanına sahip olan Tinniswood, kendisi kadar…

2 saat ago
  • Makale

Hukuk Sistemi, Değer ve Geleneklere Aykırı Olmamalı

Hukuk, toplum hayatını düzenleyen bir sistem olarak kabul edilmektedir. Burada hukukun toplum hayatına ve bu…

3 saat ago