islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5629
EURO
34,8962
ALTIN
2.428,69
BIST
9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
24°C
İstanbul
24°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Az Bulutlu
22°C
Perşembe Az Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
17°C

Paradigma Krizi, Normalleşememe

Paradigma Krizi, Normalleşememe
14 Şubat 2021 08:55
A+
A-

“Başınıza gelen herhangi bir musibet ellerinizle işlediklerinizden ötürüdür. O, yine de çoğunu affeder.” (Şûrâ Suresi 30. Ayet)

İnsanoğlu, geçmişten bugüne kendi nefsinden yaptığı uzun vadeli hiç bir planda, aklı selim ve isabetli bir netice elde edememiştir. Kastettiğimiz, elbette; bireysel ya da kendi asabiyetine yönelik faydaların elde edilmesi değildir. İnsanlık adına, dünyadaki tüm varlıkların yararına…

Çok eski yıllardan bugüne değin, insan eliyle yapılanların bilançosuna bakıldığında, sicilimizin pek temiz olmadığını göreceğiz. Daha eski tarihlerdeki uygulamalarda da farklı neticeler alınmamıştır. Bu kadar hesapsız bir zihniyetten; 50-100 yıl sonrasına dair gelecek planlaması yapamayan bir insanlıktan bahsediyoruz. Her zaman güzelliklerden, sevgiden, barıştan, yaşamak ve yaşatmaktan bahseden; ancak, hiçbir zaman buna ulaşmayı başaramayan bir paradigma krizi.

Normalleşme, normalleşme,  illa da normalleşme…

Savaşların, kafa kesmelerin, terör saldırılarının, en üst düzeyde seviyesiz tehditlerin televizyonlardan, sosyal medya mecralarından canlı yayınlandığı bir normalleşmeden mi bahsediyorsunuz?

ABD’nin 11 Eylül’ündeki düzmece uçakların gökdelenlerde patlatılıp, devasa binaların yıkılışının naklen yayınlanmasından; DEAŞ’lı teröristlerin kafa kesme ayinlerine kadar tüyler ürpertici bir bilinçaltı pompalanmaya devam ediyor. Daha eskilerde, ne facialara şahit olduk. Gözlerimize sokula, sokula, bilinçlerimize daha fazlasını yüklemek için ara yüzler oluşturdular.

Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan atom bombalarının görüntülerinden; medarı iftiharımız, ilk canlı yayınlanan Körfez Savaşı’mıza…  Arap Baharı ile domino taşı misali yakılıp, yıkılan Müslüman coğrafyamızdan; 15 Temmuz’a, Suriye iç savaşına kadar…

Bunca yaşanmış o kötü, rezil günler, o günleri yaşayanların yaralı zihinleri; bu Korona günlerinin normali olacak, öyle mi!?

Velhasıl, bu günlere kolay gelmedik.

Kolay gelmedik elbet de; ne yaptık ki? Koskoca bir hiç!

Her yerde, herkesin ağzında bir “Normalleşme” lafzı, dilden dile dolaşıyor.

Uzmanlar, normalleşme değil efendim, dediler. İsim değişti; “Yeni Normal” oldu sonra.

Peki ya sonra;

Normalin, normalleşmenin hiç olmadığı; fuhşiyatın, aşırılıkların normal sayıldığı kurgulanmış bir kabûl: “Hipernormalizasyon”

Kabûl etmiyorum.

Şiddetle reddediniz!

“Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı, akrabaya karşı cömert olmayı emreder; hayâsızlığı, kötülüğü ve zorbalığı yasaklar. İşte Allah, aklınızı başınıza alasınız diye size böyle öğüt veriyor.” (Nahl Suresi 90. Ayet)

Sadık USLU

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.