Şanlı Peygamberimiz Gaybı Bilmez, Tabit Üstü Harikalara Güç Yetiremezdi

Şanlı Peygamberimizin Evrensel kılınan peygamberliğini ve Kur’ân merkezli muhteşem hayatı ve önderliği sizlere biri dizi yazımızla açıklamaya çalışmıştık.

Evet yüceliğine Karşın O, Geleceği Bilmeyen, Tabiat Üstü Harikalara Güç Yetiremeyen, Doğrudan Günahları Bağışlatma ve Şefaat Etme Hakkı Olmayan Bir Beşerdi…Beşer Olarak Yaptıklarıyla Elçi Olarak Yaptıklarını Ayırır ve Sahâbilerine de Ayırım Yaptırırdı.

Geleceği Bilmezdi

a. O, yüce bir şahsiyetti. Ama melek değildi. Melek bir peygamber insanlığa örnek olamazdı. Akıl ve duyu organları ile bilinemeyecek geçmiş ve gelecek anlamına gaybı da bilmezdi. Melekîliği ve gaybı bilir olmayı peygamberliğin gereği gibi görenleri Kur’an, onun diliyle şöylece uyarıyordu:

En’âm 50: (Ey Peygamberim! Onlara ) şöyle de. Ben size, Allah’ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Üstelik gaybı da bilmem. Size, ben bir melek olduğumu da söylemiyorum. Ben, sadece bana vahyolunana uyarım. De ki: Kör ile gören hiç bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?

Tabiat Üstü Harikalara Güç Yetiremezdi

b. Tabiat üstü harikalar oluşturamazdı. Ondan yerden pınarlar çıkartmasını, nehirler akıtmasını, hurmalıklar ve bağlar oluşturmasını, göğe çıkıp okuyacakları bir kutsal Kitap getirmesini vs.isteyenlere Kur’ân şöyle cevap vermesini emrediyordu:

“Onlara şöyle de: Ben Rabbimi bütün yüceliklerle nitelerim. Siz benden neler istiyorsunuz? Ben başka değil, ancak beşer olan bir Elçiyim.”[27]

Doğrudan Hidayete Erdirme ve  Şefaat Etmee Yetkisi Yoktu

c. Dilediğini hidayete erdirme,( Kasa 56) Allah’ın izni olmaksızın doğrudan şefâatle günahları bağışlatma, Cennet’e koydurma, Cehennem’den koruma veya çıkarma yetkisi yoktu. O sadece ilahi mesajların tebliğcisiydi.

Rabbimiz Kur’ân’la ona “Sevdiklerini bile hidayete erdiremeyeceğini” bildirerek acziyetini duyurmakta, “İnanmayan insanlar için üzüntü çekmekle” sonucu değiştiremeyeceğini açıklamaktadır. “Kimdir Allah’tan başka günahları bağışlayacak?” ve “Kimdir Allah’ın izni olmadan aracı olabilecek?” şeklindeki buyrukları ile de Peygamberi Muhammed dahil hiçbir valığın Kendisinin ortağı olmadığını bütün insanlığa ilan etmektedir.[28]

Yüceydi Ama Beşerdi

d. Evet, o da bir insandı. Yiyen içen,uyuyan, üzülen, sevinen, bazen öfkelenen, Rabbinin tesellisine ihtiyaç duyandı. Cinsel hayatı olan eşdi, babaydı, dedeydi. Yönetici,.kumandan ve hâkimdi. Yanılabilen ve yanılgıları kendisine indirilen vahiyle düzeltilen bir beşerdi.[29] Gerçi bütün yücelikleri şahsında toplayandı. Ama beşerdi. Bunun içindir ki O, bizler için izlenebilen Peygamberdi:

“Şöyle de: Ben, yalnızca sizin gibi bir beşerim. Bana, İlâh’ınızın, tek bir İlâh olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi işler iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.”[30]

Beşer olduğu için de yalnızca Allah’ın elçisi olarak tebliğ ettikleriyle sorumlu olduğumuzu bildirirdi. Bunun içindir ki sahâbileri vereceğimiz iki misalde görüleceği üzere Onun huzurunda özgürce görüş bildirebiliyorlardı:

· Bedir harbi öncesinde Hz. Peygamberin sahabilerini konumlandırma şeklini stratejik bulmayan Hubbab ibn el-Cemuh, bu şeklin gelen vahiy sonucu yapılmış olup olmadığını sormuş, aldığı cevap üzerine de kendince doğru bulduğu yerleştirme şeklini özgürce sunmuştu. Görüşü Hz. Peygamber tarafından kabul olunarak uygulanmıştı.[31]

    • Hendek harbinde aleyhe gelişen muhasaranın doğurduğu çözülüşü gören Hz. Peygamber,Medine’nin zirai ürünlerinin üçte birini vermeyi teklif ederek, Gatafan kabilesini saf dışı bırakmak, böylece müttefik düşman güçlerini parçalamak istemişti. Bu düşüncesini Medine’nin iki büyüğü olan Sa’d bin Muaz ve Sa’d bin Ubade’ye açıp, görüş istediğinde onlar şöyle dediler:

“Ya Resulallah! Bu düşünceniz Rabbimizden gelen bir vahiy ürünü ise dilediğinizi yapın, bizler emrinizdeyiz. Yok eğer daha elim sonuçlardan korunmak için oluşmuş kişisel bir tercihiniz ise, söyleyeceğimiz şudur: Biz böylesine haraçları, hiç mi hiç vermedik. Şimdi İslâm’la kavuştuğumuz yücelik içinde yaşarken, asla böyle bir zilleti kabul etmeyiz.”[32]

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Recent Posts

  • Makale

DAHA İYİ BİR ANNE OLMAK İSTİYORSAK

Severek okuduğum bir köşe yazarı annelerin üzerine çok gidildiğinden bahsetmiş.21.yy annesinin çok yalnız olduğundan, sürekli…

14 dakika ago
  • Gündem

HÜSNÜ AKTAŞ’TAN YEREL SEÇİM DEĞERLENDİRMESİ

Yazar Hüsnü Aktaş Misak Dergisi Mayıs sayısında, “Belediye Seçimleri, Cumhur İttifakının Zaafları ve Siyasi Ahlak”…

43 dakika ago
  • Makale

SELÂM SİZİN ÜZERİNİZE OLSUN

Ya da Kur’an’da selâm... -Selâm nedir? ‘Selâm’ın aslı, ‘se-li-me’ fiili sözlükte; dış ve iç âfetlerden…

44 dakika ago
  • Ekonomi

BÜYÜK BORÇLAR BIRAKMIŞ BELEDİYELER İNCELENMELİDİR

BÜYÜK BORÇLAR BIRAKMIŞ BELEDİYELER İNCELENMELİDİR AK Parti’nin iktidara geldiği ilk dönemlerde adil ve üretken bir…

17 saat ago
  • Gündem

BEDAVA İNCİL TEHLİKESİ

Bedava İncil Tehlikesi 18 Nisan 2024 tarihinde sitemizde yayınlanan haberimizde, Devlet-i Aliyye Ocakları Bilecik İl…

17 saat ago
  • Gündem

Gazzeli Çocuklar Savaşın Gölgesinde Eğitim Mücadelesi Veriyor

Gazzeli Çocuklar Savaşın Gölgesinde Eğitim Mücadelesi Veriyor Gazze'deki Filistinli Çocuklar Savaşın Gölgesinde Eğitim Mücadelesi Veriyor…

18 saat ago