Gündem

Sessiz III. Dünya Savaşı; Ekonomi

Dünyamız iki büyük kanlı ve dehşetli dünya savaşı yaşadı.

Ancak kimileri III.Dünya Savaşı başlamadı deseler de, II.Dünya savaşının bitişinden yaklaşık 10 yıl sonra tekrar başlatıldı. Ama bu sefer sessiz ve ne zaman biteceği belirsiz olarak planlandı. 68 yıldır da devam ediyor…

III. Dünya Savaşı sessiz olarak sürdürüldüğüne silahları da buna uygun olmalıydı.
Bu durumda savaş sessiz devam edeceğine göre silahları da sessiz olmalıydı.

Peki bunlara “Sessiz silahlar” desek uygun bir tanımlama olabilir mi?

Elbette doğru bir tanımlama olacaktır.

Sessiz Silah teknolojisi, İngiltere’de kraliyet ordusu tarafından II. Dünya Savaşı sırasında askeri bir taktiksel yöntem olarak geliştirilmişti.

Ancak, dünyayı köleleştirmeyi amaç edinen küresel şeytanlar aynı yöntemleri sosyal mühendislik ile geliştirerek, hedeflerine koydukları bir toplumu kontrol etmeyi amaçlamışlardı. Günümüzde ise bunu dahada geliştirerek buyruk vermek için de kullanmayı düşünmüşler ve hayata da geçirmişlerdir.

‘Sessiz Silah’, konvansiyonel ateşli bir silahtan çok farklıdır. Birçok açıdan gizlidir ve kendini gizleyebilir. Sessizdir ve kendini hissettirmez. Bu silah, patlayan bir mermi yerine bilgi/veri kullanır. Sistem bilgi/veri toplama ve bilgilerin analiz edilmesi ile çalışır.

Sosyal hayata ise asla açıktan müdahale etmez. Ancak, günü geldiğinde “gürültü” çıkarır. Bunu yaparken önce zihinsel hasara yol açar. Bazen de hem zihinsel hem de fiziksel ve zihinsel hasara yol açar ve günlük yaşamı etkiler ki onun yaptığı tahribatı konvansiyonel silahlar bile yapamaz.

Halk ise sessiz silahların etkilerini anlamazlar. Hatta anlamak akıllarına bile gelmez. Anlamaya başlayan tek tük çıkan olursa doğru şekilde anlamakta da zorlanırlar. Haliyle anlayamayınca da kendilerini ve toplumu korumada yetersiz kalırlar. Hatta bir süre sonra bunları kader olarak görmeye bile başlayabilirler.

Sessiz Silahlar değişen koşullara göre çeşitlendirilir ve hızlı güncellenirse, insanların buna kolaylıkla alışmasına ve baskıları normal görüp dayanmasına ve duyarsızlaşmasına neden olur. Bu, bir tür psikolojik savaştır. Bu savaşta ise eğitimsiz ve gelir seviyesi düşük olanlar ise en önce manipüle edilirler.

Peki öyleyse bu sessiz silahlar nelerdir?

Başlıca ilgi konusu olan ve hakimiyet mücadelesi aracı haline dönüşen ekonomi ve ekonomi bilimleridir.

Sosyal bilim olarak adlandırılan ekonomi, toplumun kaynaklarını ve nasıl kontrol edileceğinin incelenmesidir. Matematik ve muhasebe ilmi ise bu alanda önemli rol oynar. Eğer hedefe oturtulan toplum, matematik ve hesap konularında yeterince eğitimli değilse küresel finans elit şeytanlar tarafından “zengin olacaksınız” palavrasıyla sürekli olarak borçlandırılıp sömürülebilirler.

Küresel finans elit şeytanlar, kendilerine hizmet edecek bir ekonomik sisteme ulaşmak için toplumun alt sınıfını tam kontrol altına almayı hedefler. Topluma yanlış matematik eğitim verilerek mevcut Ortodoks ekonomi modelinin doğruluğunu sorgulama fırsatı verilmemesini hedefleyerek erken yaşlardan itibaren boyunduruk altına almak isterler. Verilecek olan matematik eğitim ise alt sınıf için düşük kaliteli olursa böylece kalitesizlik hedefteki bireyler için anlaşılmaz kalır ve kaderlerinden kurtulma gibi bir umutlarının da kalmaması sağlanır.

Bu tür köle olmuş ama köle olduğunun farkında olmayan bir toplum oluşturmak istemelerindeki temel amaç, küresel şeytanlara hizmet edecek ekonomik modellerin kurulması ve uzun süre korunmasını sağlamaktır.

Mayer Amshel Rothschild (1743-1812); “Bana bir ülkenin para biriminin kontrolünü verin, kanunlarını kimin yaptığı umurumda değil…” demiştir.

Bay Rothschil, o sözü günümüz ekonomi biliminin sessiz silah teknolojisinin bir aracı haline dönüştürülebileceğini düşünerek mi söyledi tam bilinmez. Ancak, onun fikri bugün küresel şeytanlar tarafından sessizce sürdürülen III. Dünya savaşının sessiz ama en etkili silahı haline dönüştürüldü.

Bay Rothschild, ekonomiye uygulanan gücün, insanların kontrol ve etkisi üzerinde temel bir ilke olduğunu keşfetmiştir. Bununla ilgi olarak; “Güç görünümüne büründüğünüzde insanlar onu size çok geçmeden fazlasıyla verir” sözü önemlidir.

Bay Rothschild, döviz ve mevduat kredisi hesaplarını kullanarak insanları borçlandırmak suretiyle zenginlik vaadiyle kandırabileceği bir güce sahip olduğunu keşfettiler. Bunun için “Senet kredisi” karşılığında gerçek teminatlar vereceklerdi. Bay Rothschild, bankalarında müşterilerinin altın stoku olduğu sürece daha fazla banknot çıkarabileceğini ve bunu da kredi olarak verebileceğini de fark etti.

Daha sonra bu banknotları ve daha çok da senetleri bireylere ve hükümetlere ödünç vererek aşırı güven ortamı oluşturdu. Daha sonra adım adım parayı kıtlaştırarak sistemin kontrolünü sıkılaştıracaktı. Teminatları ise sözleşme zorunluluğuyla tahsil edecekti. Bu döngü tekrarlandı durdu. Tıpkı bugün de olduğu gibi.

Küresel para birimi olan doların kontrolünde ortak güç olan Rothschil ailesi, sessiz savaşı kimin kazanacağını belirlemek için ülkeleri ve hükümetlerini de kontrol edecekti. Bu baskılar öyle bir tehlikeli hal aldı ki sessiz savaşları alevlendirmek için kullanılabilecek güce ulaşmıştı Rothschil ailesi. Nitekim ekonomik sisteminin kontrolünü ona vermeyi kabul eden hükümetler ve devletler onun desteğini aldı.

Gelecekteki dünya düzeninde doğal kaynakların küresel şeytanların kontrolü altına geçmesi için sessiz III. Dünya savaş sürdürülmekte olduğuna göre, küresel şeytanlar hedeflerini gerçekleştirmek ve güvenliklerini de sağlamak için yeni nesil başka başka sessiz silahlar kullanmaktadır.

Bu durumda günümüz Ortodoks ekonomi biliminin öğretileri ve sözde insanlığın yararına imiş gibi kamusal görünümlü söylemler açısından incelikli olduğu kadar karmaşık bir silah sınıfı olduğu ortaya çıktı ki, “Ekonomi en etkili Sessiz Silahtır” denilmesini fazlasıyla hak ediyor açıkça…

Peki öyleyse ülkemizi de tehdit eden bu sessiz silahı etkisiz kılmak mümkün mü?

Elbette mümkün.

Bunun yolu tüm dünyada olduğu gibi mevcut ekonomimizde uygulanan Borca ve Faize Dayalı Para Kredi Sistemi’ni (BDPS) lağvedip yerine, bunların olmadığı yeni bir Para Kredi Sistemi ve buna bağlı olarak yerli milli insani bir ekonomi modelini hayata geçirmekten geçer.

(Sessiz III. Dünya Savaşı devam edecek…)

 

Sadi ÖZGÜL

Recent Posts

  • Makale

KÜLT ÖRGÜTLENMELER (KARANLIKLAR CEMAATİ)

Dünya üzerinde Sabetaycı nüfusun en yoğun yerleştiği kentler Selanik ve İzmir’dir.350 yıldır yönetim kadrolarının vazgeçilmez…

21 saat ago
  • Gündem

İSLAM’A GÖRE EKONOMİK SİSTEM VE KURALLARI

İSLAM'A GÖRE EKONOMİK SİSTEM VE KURALLARI Ali Rıza Demircan Hocamızın bu sözlerini daha iyi anlayabilmek…

22 saat ago
  • Makale

MÜSLÜMANLAR İÇİN HER GÜN ANNELER GÜNÜ OLMALIDIR

    Yaratandan ötürü bütün canlılara merhameti ve tüm in­sanlara sevgiyi öğütleyen dinimiz, husûsiyle anne…

22 saat ago
  • Makale

“NECİP FAZIL’SIZ EDEBİYAT OLUR MU?”

Kadim dostum Muzaffer Doğan Beyle sohbet ederken, başlık yaptığım bu cümleyi kullanmıştı: “Necip Fazıl’sız edebiyat…

23 saat ago
  • Gündem

ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN..

ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN.. Ayağının altını öpmemiz gereken annelerimizin ve anne adaylarımızın anneler gününü kutluyor…

23 saat ago
  • VİDEOLAR

ANNELER GÜNÜ ŞİİRİ

https://youtu.be/6yhiDDwqaxc

23 saat ago