islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4714
EURO
34,5590
ALTIN
2.474,93
BIST
9.529,24
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
19°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Yağmurlu
15°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C

Şiddet Cami İçine Bulaştı: Ama Neden?

Şiddet Cami İçine Bulaştı: Ama Neden?

Konya’da Camide Yumruklar Havada Uçuştu!

Konya Karapınar’da, cami içinde çıkan kavga güvenlik kamerasına yansıdı. Kavga eden grubu camideki cemaat güçlükle ayırdı. Olay, geçen Cuma namazı vakti Hacı İsa Camii’nde meydana geldi. Namaz esnasında İsmet U. (64) ile oğlu Yusuf U. (26), cemaat arasında bulunan ve daha önceden husumetli oldukları Refik Ö. (55) ve ağabeyi Ali Ö. (58) ile tartışmaya başladı. Çıkan kavgada İsmet U. ile oğlu Yusuf U., kardeşler tarafından darp edildi. Cemaatin ayırdığı kavga anı, güvenlik kamerasına yansıdı. Darp edilen baba ve oğlu polise giderek, şikâyetçi oldu. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Şiddet Cami İçine Bulaştı: Ama Neden?

Muhterem Okuyucularım;

Mezkûr haberi okuyunca şahsen çok üzüldüm. Cuma namazı arasında 60’a dayanmış iki Müslüman kardeş, düşman bildikleri bir baba ve oğlu ile cami içinde tartışmışlar, yetmemiş bir de onları tartaklamışlar. Aferin size!? Ne güzel örnek Müslümanlarsınız siz böyle?! Haydi meyhanede insanlar fazla alkol almalarından dolayı en ufak bir tartışmada birbiriyle kavga yapar. Futbol statlarında birbirine rakip olan seyirciler, kaybetmenin hırçınlığı ile rakip seyircilerine saldırır. İşyerinde patron tarafından azarlanmış, stres ve bunalıma girmiş evin erkeği, intikamını eşinden alır.

Peki siz, Cuma namazı kılan Müslümanlar! Size ne oluyor da Allah için ibadete mahsus kılınan “Allah’ın evi”nde namaz kıldığınız halde içinizdeki kini ve düşmanlığını atamayıp orada bile şeytanın oyununa geliyorsunuz? Peygamberimiz (sav) “Yeryüzünde Allah’ın evleri; mescitlerdir. Allah Teâlâ, oraya gelene ikramda bulunur.” (Taberani) dediği halde siz neden düşman bildiğiniz Müslümanın camide bulunmasını bir fırsat bilerek, ona selam verip, barışmak için ilk adım atarak ona bir ikramda (jestte) bulunmazsınız? Buna engel nedir? Buna engel elbette içinizde yani nefsi emmarede beslediğiniz kin, nefret ve öfke duygularıdır. Şiddete karşı bir yazımda “İslâm, Öfke ve Strese Karşı En Etkili Manevî Reçeteleri Sunar” diyerek, bireysel şiddete karşı namazın önemine işaret etmiştim.

Yazımda “Namaz Kılıyor Muyuz?” sorusunu sorduktan sonra şu açıklamalarda bulunmuştum:

“Siz namaz kılanlardan mısınız? Günde beş vakit namaz kılıyor musunuz? Neden mi bu soru? Çünkü ihlasla namaz kılanlar, öfke ve stresten uzak olan ve her zaman sakin, huzurlu, sabırlı ve naziktir de onun için. Namaz kılmanın dünyevî ve uhrevî, bireysel ve toplumsal olarak birçok faydası vardır… Namaz, devamlı olarak Allah’ı hatırlatması açısından bir nevi manevî bir bekçi konumundadır. İnsan Yaratanını hatırladıkça kötülüklere olan meyli büsbütün kırılır ve hemen hemen hiç öfkelenmez. Öfkelense bile Hak namına öfkelenir ki bu da hem meşru, hem de gereklidir. Bunun dışında dünyevî ihtiraslar için öfkelenmeyeceği gibi, Allah, kulunu bütün azalarını her çeşit kötülükten çeker. Bunun garantisini Allah, Kuran-ı Kerimde açıkça veriyor:

“Bu Kitap’tan sana vahyedilen her şeyi anlayarak oku ve namazı tam kıl. Namaz her çeşit fuhuşu ve kötülüğü engeller. Allah’ın zikri (Kitabı) en önemlisidir. Allah, yaptığınız her işi bilir.” (Ankebut: 45).”

Bugün de birkaç ilave yaparak, aynı tespitlerde bulunabilirim. Şimdi akla şu soru gelebilir: “Ya Hocam, Bunlar namaz kılmıyor mu? Hani, hem namaz kılıyorlar, hem de namaz arası birbirleriyle kavga yapıyorlar? Dikkatlice okursanız, namazın ihlasla kılınması gereğine işaret etmişim. Bir kere namaz, sadece Cuma namazından ibaret değildir. Yani bir Müslüman, günde beş vakit namaz kılacak ve sürekli olarak kıldığı namazı “tam” olarak kılacak. Yani ihlasla. Bu da ancak okuduğunu anlayarak, idrak ederek, benimseyerek olur. Aksi takdirde robotvari bir namaz kılmış olur ki bu da bir Müslümanın günlük hayatına hiçbir müspet fayda sağlamaz. İşte camiye şiddet bulaşmış ise sebebini doğru dürüst kılmadığımız namazlarda aramamız lazım.

Eğer yaptıklarından mesul olan kul, namazlarını Allah’ın bizden istediği manevî ve sosyal şuur içinde kılmış olsaydı, Allah’ın murakabesi altında olmanın lütfu ile öfkesine kapılıp, kötü bir eyleme tenezzül etmeyecekti, nefsinden gelen intikam aldırmayı kamçılayan fısıltılara itibar etmeyecekti ve “Ya Sabır” deyip namazına devam edecek ve istikametini (doğru yolunu) koruyacaktı. Zaten istikameti 24 saat korumanın zorluğundan dolayı nefis taşıyan her Müslümanın, beş vakit namazın farzlarında günde on yedi defa ‘Bizi sırat-ı müstakime ilet!’ (Fâtiha, 1/6.) diyerek dua etmesi, işte tam da bunun için gereklidir. Namazı dosdoğru kılabilmenin mükâfatını daha dünyadayken gören bir Müslüman, dosdoğru yol üzerinde ahlâken dosdoğru bir insan olma özelliğini taşımaktadır. Allah, ne güzel buyurmuş:

“Kitaba sımsıkı sarılıp namazı dosdoğru kılanlar var ya, işte biz böyle ıslah edenlerin ecrini zayi etmeyiz.” (A’raf Suresi, 170).

Namazı tam bir bilinç hâliyle en güzel bir şekilde Allah’ı görürcesine sürekli ve seve seve kılan bir Müslüman, ıslah olmanın yani ahlâken kemâle ermiş bütün güzelliklerini yaşar ve yaşatır. Böyle bir insan, nefsindeki kin, öfke ve intikam duygularını atar ve en zalim bildiği kişileri affedemese bile onları Allah’a havale eder. Ama asla kendi aklı ile onlara karşı şiddet uygulamaya kalkışmaz. İşte öfkesine yenen böyle bir Müslümanın Allah katında büyük bir ecri ve mükâfatı vardır. Dahası böyle güzel Müslümanlar, bu güzel örnek davranışlarıyla da başkalarını da ıslah edebilir. Islah eden Müslümanın ise derece bakımından Allah katında daha büyük ecri ve mükâfatı vardır.

Mademki “Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların emin olduğu, zarar görmediği kimsedir” (Buhârî) o halde bu vasıfta gerçek bir Müslüman olabilmemiz için, namazlarımızı dosdoğru kılalım, nefsimize hâkim olalım ve başkalarına ne sözel, ne de fizikî olarak zarar verelim. En güzeli, ilk başta hem kendimizi ıslah edelim, hem de affedici, barışçı bir yaklaşımla sosyal boyutuyla ıslah edici olalım.

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.