Makale

ŞİDDET!… ŞİDDET!… ŞİDDET!

Şiddet hakkında ne kadar konuşan ya da yazan insan varsa hepsi çaresiz. Müslüman yetkililer de gayri müslimler de gerçekten çaresiz. Şiddete uğrayanlar da şiddetçiler de..!

Görünürde şiddetle mücadele etmeye çalışan her kes bilmelidir ki, şiddeti önlemek sizin işiniz değildir. Çünkü siz âcizsiniz. Onun için şiddeti önleyemezsiniz. Hem sizin bu “tarakta beziniz, yüzünüz ve yüreğiniz yoktur. Aslında feminizm oyunu içinde hepiniz birer piyonsunuz. Bu oyunun ara figürleri aslında oyun kurucuları tarafından yönetilir. Bu oyunun kurucuları zalimlerdir. Oyunun kurucuları en başta “Avrupa hiristiyanlığı” ve hempalarıdır.
Şiddet, bu oyunun son hamlesidir. Şiddet, kalleşçe ve düşmanca kötüye kullanılan sinsi bir taktiktir.

Asıl mesele medeniyetler savaşıdır. Bundan beş yüz yıl önce Fransa, Devletimizden yardım istedi. Bu yardım talebi ile önü arkası kesilmeyen felaketler devri başladı. Sinsi serüven, 1932 yılında patlak verdi. Keriman Halis Belçika’nın Spa kentinde Dünya güzeli seçildi. Artık felaketler devri fiilen deşifre oldu. Dolayısı ile aile çöküşünün kapısı da açıldı. Bundan sonrada şiddet gittikçe canavarlaştı. Kontrolden tamamen çıktı.
Artık şiddetin önlenmesini savunanlar tam siper yaptılar. Şiddet şahlandı. Devasa ahtapot gibi kollarını açtı. Açılıp yayıldıkça yayıldı. İnsanı çıldırtacak oranda sıkıp kündeye aldı. Şiddeti çokça üretip yayanlar daha hassas mahremiyetleri deşifre ederek çok değerli mevkide olan kadınlarımızın iffet damarlarına dokundular. Hayâsını berhava edip yıktılar.

Modernite hayalleri ile insanı, kalbî değerlerinden soyutladılar, vahşileştirdiler. Kadının analık makamını tahrip edip soysuzlaştırdılar. Gittikçe değersizleştirdikleri kadını pompalayıp utanma duygusundan, hayâsından, iffetinden, sadakatinden soyutladılar ve sefilleştirdiler.

Kocasının bir numaralı düşmanı yaptılar. Canından parça olan yavrularına köpek yavrusu muamelesi yaptırdılar. Kadını, resmen evli olduğu halde, serseri meteortaşı gibi belirsizleştirdiler. Koca, karısını kazârâ uyarsa, kadın bir telefon ile adama “evden uzaklaştırma” cezası verdirerek altı ay evine almadı. Adamın kendi evinde kadın keyif sürerek oturuyor. İstediği zaman “kardeşi düzmecesi” ile internette tanıştığı namus düşmanları ile düşüp kalkıyor. Adam evine yaklaşamadığından evine giremiyor. Namusunu koruyamadığı için de godoş durumuna düşürülüyor! Adamın haline bakın! Hele bir bakın, bu muameleye.

Bunu, beraber düşünelim. Mevcud uygulama hangi akla yatar? Hangi hukuk kuralı ile bağdaşır? Hangi medeniyete uyar? Hangi vicdanda yer bulur? Adam altı aylık süreçte beş yüz metre mesafe evine yaklaşamaz, cezası yüzünden perişan oluyor. Buna mı yansın. Bu ceza yüzünden sefil olup itibarsızlaştırılmasına mı yansın. “Boynuzlu adam” yaftalamasına mı yansın? Yoksa derdini “Marko Paşaya” mı anlatsın? İstismarcı programlarda aylarca karı koca arasında, gladyatör savaşlarına ve “i…dalaşmalarına” zorlanıyorlar. Reyting özentisi uğruna bu insanları kullananlar, en korkunç, en aşağılayıcı ve en ağır şiddeti uyguluyorlar.

Şimdi bu erkeğe yapılan bunca zûlüm, bunca işkence ve bunca itibarsızlaştırılma hangi hukuk sisteminde vardır, bir düşünün? Kadını, erkeğine düşman, yavrularına canavar ve milletinin değerlerine yabancı yapan feminizmin şeytanlaşmış çehresi burada görülmektedir.
Bu şeytanca uygulamalar, “mağara devrinin” insanlarını bile utandıracak kadar iğrenç ve düşmanca saldırıdır. Bugün Rusya’da eşcinsellik yasaklandı. “Aile ve toplum” koruma altına alındı. Buna rağmen bizde yalnızca evli bir kadın dört çocuğundan hiç birinin babasının kim olduğunu ispat edemiyor, bocalıyor. Bu ve benzeri nice facia, manevi atmosferimizi karartıyor. Geleceğimizi belirsizleştirerek her şeyimize sahip olmayı hayâl ediyorlar.
Her tarafta aile çöküşü böylece ufunet ediyor ve ciğerleri yerinden hoplatacak şekilde iğrendiriyor. Feminizm saçmalığına ağırlık veren insanlık düşmanları, kadınları balon gibi şişirmektedirler. Erkeleri pasifize ederek hadımlaştırdılar. Hak ve yetkilerini gasp ettiler.

Şimdi netice olarak deriz ki, bilinçli ya da bilinçsiz feminizm savunucuların içlerinde insanlık kırıntıları tamamen yok olmadan bozgunculuktan vazgeçmeleri daha hayırlı olacaktır.
Siz muhasebe edin. Bunca hak hukuk adına kendine zulümettiğiniz erkeği niçin çıldırttınız?
Aslında insanı esas değer almak yeterlidir. Bir bileydiniz.

Esselamu aleykum

İlhan ORAL

Recent Posts

  • Makale

ALIN TERİ

Kim bakar emeğe, alın terine Gün gelir kenara atarlar seni Koyarlar vasıfsız şahsı yerine Kıytırık…

1 saat ago
  • Gündem

Gazze Şeridi’nde Yitirilen Hayatlar: Acıyı Anlatmak

Gazze Şeridi'nde Yitirilen Hayatlar: Acıyı Anlatmak Gazze Şeridi, yıllardır çatışmaların, acıların ve umutların yeri olmuştur.…

1 saat ago
  • Makale

EROL GÜNGÖR’ÜN KAYBI TÜRKİYE’NİN KAYBIDIR!

24 Nisan 1983 yılında vakitsiz ölümüne en fazla üzüldüğüm isimlerden birisi Erol Güngör (1938) Hoca…

2 saat ago
  • Gündem

RAKICILAR MI ZAVALLI ZAVALLILAR MI RAKICI?

Alkollü içkilerin ve bunların başında rakının insan sağlığı için tehlike oluşturduğu bilinmektedir. Alkollü içkiler, yaralama…

22 saat ago
  • Gündem

Gazze Şeridi’nde Toplu Nikah Töreni Düzenlendi

Gazze Şeridi'nde Toplu Nikah Töreni Toplu Nikah Töreni Gazze Şeridi'nde İsrail Saldırıları Altında Gerçekleşti Gazze…

23 saat ago