islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,2402
EURO
37,5960
ALTIN
2.909,58
BIST
9.156,82
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
26°C
İstanbul
26°C
Açık
Salı Az Bulutlu
25°C
Çarşamba Az Bulutlu
26°C
Perşembe Çok Bulutlu
26°C
Cuma Hafif Yağmurlu
24°C

Süleymaniye’de bayram sabahı

Süleymaniye’de bayram sabahı
12 Haziran 2018 07:42
A+
A-

“Merhaba ey Şehr-i Ramazan, merhaba!”ilahileri ile başladığımız bir mübarek Ramazan ayını daha geride bırakıyoruz. Şimdi ise “Elveda ey Şehr-i Ramazan, elveda!”ilahileri söylüyoruz…

 Bir yandan Ramazan Bayramı hazırlıkları devam ederken, diğer yandan da Ramazan ayında kazandığımız manevi duyarlık ve güzelliği diğer on bir aya yaymanın, bütün bir hayatı “Ramazanlaştırmanın” planlarınıyapmalıyız. Nasıl ki, Ramazan ayına “pat diye” girmeyip, Recep ve Şaban ayında ibadet tempomuzu yavaş yavaş artırarak hazırlanmış isek, Ramazan Bayramı coşkusunu millet ve ümmet olarak hep birlikte idrak ettikten sonra, Peygamberimizin (s.a) tavsiye buyurduğu Şevval orucunu da tutarak, Ramazan ayının feyiz ve bereketini süreklileştirmeye gayret etmeliyiz:

“Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki bütün yıl oruç tutmuş gibi olur.”(Müslim, Sıyam 204; Tirmizi, Savm 53; Ebu Davud, Savm 58.)

Ayrıca, Ramazan-ı Şerif’te bol bol okuduğumuz Kur’ân-ı Kerim’i hemen raflara kaldırmamalı, yine Efendimizin (s.a) tavsiye buyurup ashabına da öğrettiği gibi, Kur’ân’dan günde en az on ayet(yaklaşık iki sayfa) okuyupanlayarakve yaşayarak, kalan on bir ayda da vahiyle ilişkimizi sürekli kılmalıyız.

Keza, Ramazan-ı Şerif’te zekât, fitre, infak, ikram, sadaka ve yardımlarla cömertleşen ellerimizi büsbütün kapatmamalı, dünyada yardımseverliğiile tanınan bir milletin evlatları olarak, yakınımızda veya uzağımızda bizden destek bekleyen mazlum ve muhtaç kardeşlerimizi unutmamalıyız.

Özellikle Teravihnamazlarında cemaatle kadın-erkek, genç-yaşlı cıvıl cıvıl şenlendirdiğimiz Allah’ın eviolan camilerimizi mahzun ve metruk bırakmamalı, o kutlu mekânları tıpkı Peygamberimiz (s.a) ve kutlu ashabının (Allah onlardan razı olsun) yaptıkları gibi “hayatın merkezi”haline getirmeliyiz. Yılda bir ay coşkuyla kıldığımız sünnet olan teravih namazından çok daha fazla -her Müslümanın üzerine farz olan- vakit namazlarımızı önemsemeli ve özellikle camide cemaatle kılmalıyız. Zira Efendimiz (sa) “Kulun Kıyamet günühesaba çekileceği ilk amelinnamazolacağını” ihtar buyurdu (Tirmizî, Mevâkît 188).

Böylece senenin bütün gün ve gecelerini“Ramazanlaştırmalı”mübarek Şehr-i Ramazan’ın feyiz ve bereketini bütün bir ömre yaymalıyız.

İşte o zaman Ramazan Bayramı’nı gerçek anlamıyla idrak etmiş oluruz; Alvarlı Efe’nin dediği gibi:

“Hüzn ü keder def ola / Dilden hicap ref ola / Cümle günah af ola / Bayram o bayram ola.”

Hz. Ali (r.a), “Bayram nedir?”sorusuna; “Günahsız geçen her gün bayramdır.”cevabını vermiş.

Öyleyse, -hâşâ- ‘Ramazan-ı Şerif bitti, günahlara kaldığımız yerden devam edelim’gibi bir saçma anlayışa asla müsaade edemeyeceğimiz gibi, ‘bir yıl sonraki Ramazan ayına kadar ibadetlere ara verelim’türü bir “Ramazan Müslümanlığı”na da prim veremeyiz.

Diğer taraftan, İslâm âleminin her köşesinde kan ve gözyaşı içinde bayrama girildiğini görerek, “Bayram gelmiş neyime / Kan damlar yüreğime” duyarlığı içinde ama elbette bayramı bayramgibi, millet ve ümmet olarak birlikkardeşlikdayanışmasevgimerhametve coşkuiçinde idrak etmeliyiz.

Son olarak; Namaz Gönüllüleri Platformuolarak, Diyanet İşleri Başkanlığımızile işbirliği halinde beş seneden beri her bayramda Efendimizin (s.a) “Musalla”sünnetini ihyâ etmek adına Sultanahmet Camiinde coşkulu kalabalıklar halinde eda ettiğimiz Bayram namazını bu sene -Sultanahmet’teki tadilat nedeniyle- Süleymaniye Camiinde eda edeceğimizi duyuruyor, sizleri Yahya Kemal Beyatlı’nın “Süleymaniye’de Bayram Sabahı”diye mısralaştırdığı bayram coşkusuna katılmaya davet ediyoruz:

Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede
Bir mehâbetli sabah oldu Süleymâniye’de (…)
Tanrının mâbedi her bir tarafından doluyor,
Bu saatlerde Süleymâniye târih oluyor. (…)
Ulu mâbed! Seni ancak bu sabah anlıyorum;
Ben de bir vârisin olmakla bugün mağrûrum; (…)
Dili bir, gönlü bir, îmânî bir insan yığını
Görüyor varlığının bir yere toplandığını;
Büyük Allah’ı anarken bir ağızdan herkes
Nice bin dalgalı Tekbîr oluyor tek bir ses. (…)

Ramazan Bayramınız mübarek ola; bayramınız gerçekten “bayram”ola.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.