Gündem

TUNUS’DA JAKOBEN LAİKLİK

1881 yılında Tunus’ta başlayan “Fransız himayesi” dönemi, müftüler açısından ilk ciddi sıkıntıların baş gösterdiği bir dönemdi

1956 yılında Fransız sömürüsünden kurtulup Cumhuriyetini kuran Tunus, Jakoben Laiklikten kurtulamadı. Zira Paris’te eğitim gören Habib Burgiba, güya “Modern reformlar” başlığı altında gerçekleştirdikleriyle müftülük makamını da kontrol altına aldı.

Daha önceki dönemlerde, Fransa’nın olumsuz etkilerine karşı İslâm kültürünün müdafaası, müftülerden beklenen öncelikli bir vazifeydi. Siyasî dengeler sebebiyle, süreç içinde Mâlikî müftü sayısının dörde kadar çıkması, dikkat çeken bir ayrıntıydı. Bu çok başlılık  “Tunus Cumhuriyeti Baş müftüsü” siyaset tarafından atanan bir memura dönüştürülerek bu çok başlılığa son verilmiş oldu.

Muhammed Abdulazîz Cuayt (1886-1970),  Habib Burgiba tarafından müftülük makamına getirilen ilk isim oldu.

Jakoben laik bir kafa yapısına sahip olan Habib Burgiba, Devlet memurlarına oruç tutmayı yasaklamayı düşünecek kadar ileri gitmiş, “Aşırılıkla Mücadele” adı altında İslam’ın temel ilkelerine karşı cephe almıştı. Bu cephe alma ise siyaset kurumuyla dini müesseseler arasında, aynı bizde 28 Şubat döneminde olduğu gibi gerginliklere neden olmuştu.

Bu konuyla alakalı otoriteler, “Tunus Cumhuriyeti Baş müftüsü” nün, Habib Burgiba tarafından atanmasının, ülkede laiklik tartışmalarını alevlendireceğini söylüyorlar.

HABER YORUM

Fransa tipi jakoben laiklik, İslam ülkelerinde sıkıntı olmaya devam ediyor. Tanımda “Din ve vicdan özgürlüğü” olarak topluma lanse edilen laiklik kavramının, çokta matah bir şey olmadığı gerçeği artık kabul görmeye başlandı.

Laiklik adı altında insanlara dayatılan jakoben laik sistem, 1950 öncesi tek parti döneminde bizde de absürt uygulamalara neden olmuştu. Devlet dairelerinde oruç tutmanın yasaklanması, namaz vakitlerinin ikiye indirilme çabaları, Hac ibadetinin yasaklanması, Kur’an-ı Kerime Nutuk’tan ayet koyulma düşüncesi ve hatta Ezanın belli bir süre Türkçe okutulması, baskıcı laik sistemin eseriydi. Burada ki amaç, çağdaşlaşma adı altında Müslümanları öz değerlerinden uzaklaştırmak, kendi potalarında eriterek yok etmekti.

Bu amaçlarını hiç unutmadılar ve hala günümüzde de devam ediyorlar. Bu bazen Türkiye oluyor, bazen Tunus bazen de başka bir Müslüman ülke.

Ancak insanlar;  İslam entelektüellerinin çıkarak gerçek din ve vicdan özgürlüğünün İslam’da olduğunu anlatabildikleri zaman ve de  Müslümanlar jakoben laiklikten vazgeçtiklerinde, Fransız tipi jakoben Laikliğin kötü ve olumsuz etkilerinden kurtulabileceklerdir.

 

Recent Posts

  • Gündem

TIBBA SAYGIMIZ VAR AMA, AMASI DA VAR

Biz tıp insanlarının pek çoğunun kendi araştırmalarından çok başkalarının masa başında hazırladıkları bilgileri alıp sattıklarını…

59 dakika ago
  • Gündem

DİYENET DUYURDU! KURBAN KESİM BEDELLERİ AÇIKLANDI

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 2024 yılı vekalet yoluyla kurban kesim bedelinin yurt…

2 saat ago
  • Gündem

Kariye Camii, Ayasofya Modeliyle Yeniden Açılıyor

Kariye Camii, Ayasofya Modeliyle Yeniden Açılıyor İstanbul'un tarihi sembollerinden biri olan Kariye Camii, 79 yıl…

3 saat ago
  • VİDEOLAR

BİR AYET BİR HADİS “Adaletli Olun!”

MİRATYOUTUBE MİRATHABER.COM

3 saat ago
  • Makale

KUR’AN’I ANLAMAK

İslam dini adına çok şey yazılmaktadır. Özellikle Ramazan ayı geldiği zaman TV kanallarında, camilerde ve…

4 saat ago
  • Gündem

UZUN ÖMÜR ŞANSLA DEĞİL KADERLEDİR

Liverpool'da 1912 yılında dünyaya gelen ve "en yaşlı erkek" unvanına sahip olan Tinniswood, kendisi kadar…

4 saat ago